GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:69
Tarih:07.04.2021

TEKİN BİNGÖL (Ankara) - Bu yasa görüşülürken Türkiye Büyük Millet Meclisinin iradesine gölge düşürülmüştür. 31 Mart 2021 ile 1 Nisan 2021 Büyük Millet Meclisi tarihinde kara bir leke olarak yer almıştır. Büyük bir ısrarla, telaşla, inatla bu kanun teklifi niçin getiriliyor? İç Tüzük'e aykırı, Meclis reddetmiş, Anayasa Mahkemesi 2 kez reddetmiş ama gelin görün ki öyle bir ısrar, öyle bir baskı var ki bu kanun teklifi yasalaşacak.

O gün bu sıralarda çok sınırlı sayıda milletvekili vardı, Adalet ve Kalkınma Partisi sözcüleri kürsüye geldiğinde 50'ye yakın milletvekili olduğundan dem vuruyordu. İyi de her fırsatta 300 milletvekiliniz olduğunu ifade etmekten geri durmuyorsunuz da o 250 milletvekili neredeydi? Bir defa, kendi kendinizi bu noktada sorgulayın.

Bakın, değerli milletvekilleri, bu elimde birkaç hafta önce Cumhurbaşkanının kamuoyuyla paylaştığı İnsan Hakları Eylem Planı var. Nedir bunun içeriği? Özgür birey, güçlü toplum, daha demokratik bir Türkiye; ne güzel, insanın içini ısıtıyor ama bu elimde de 220 sıra sayılı Kanun Teklifi var. (CHP sıralarından alkışlar) Şimdi, bu kanun teklifi ve bundan sonra getireceğiniz demokrasiye aykırı, insan haklarına aykırı, Anayasa'ya aykırı kanun teklifleri bu İnsan Hakları Eylem Planı'nı çürütmüştür; bu, yok hükmündedir. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, bu tür baskıyı, zorbalığı, dayatmayı gördüğümde ve yaşadığımda aklıma George Orwell'ın "1984" romanı gelir. George Orwell o romanı yazarken nereden bilirdi ki tanımadığı, bilmediği bir coğrafyadaki bir iktidar romanındaki distopyasına rahmet okutacak. İşte, böyle bir baskı, böyle zorba bir iktidar bu topraklarda daha önce de hüküm sürdü. Ne zaman? Rol model aldığınız Osmanlı İmparatorluğu'nun padişahının istibdat ve istihbarat ağırlıklı yönetimi yedi cihana hükmetmiş imparatorluğu paramparça etti, ekonomisi battı ve sonlandı. Bu, siz zannetmeyin ki...

ABDULLAH GÜLER (İstanbul) - Evet, istiklal mahkemeleri zamanında!

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Sizin yazdığınız bu tarih insan ömrü kadar kısa değil ve gün gelecek sizin yaratmaya çalıştığınız bu istibdat anlayışı, bu istihbarat anlayışı mutlaka son bulacak.

Şimdi, piramidin tepesinde büyük birader var; büyük birader asla sorgulanamaz, büyük birader eleştirilemez, büyük biraderin önünden geçilmez, her şeyi büyük birader bilir ve o büyük birader ne derse o olur. İşte telaşınız ve kaygınız da buradan kaynaklanıyor.

Başka bir konuya değinmek istiyorum: Sizin yaratmak istediğiniz bu despotik anlayış dünyanın hiçbir yerinde sonuna kadar hüküm sürmemiştir. Yakıp yıkılmıştır ve yarattıkları tahribat gerçekten insanlığın yüz karası olmuştur tıpkı Nazi Almanyasında olduğu gibi ama bütün bunları sonlandıracak çok büyük bir güç var; o güç halkın gücü, o güç sandık, o güç milletin iradesi. Sizin geçmiş yıllarda büyük bir özveriyle, büyük bir öz güvenle dile getirdiğiniz o irade var ya o irade, o irade, günü geldiğinde işte bu baskıcı, bu otoriter, bu despotik, bu tek adam anlayışını yok edecek.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım.

TEKİN BİNGÖL (Devamla) - Tamamlıyorum.

Son söz: Terazi var, tartı var, her şeyin bir vakti var. O vakit geldi, vakit sandık vaktidir, vakit geldiğinde sizin iktidarınız sonlanacak. Ama hiç merak etmeyin, siz üzülseniz de melul melul gitseniz de bu halk sizi davul zurnayla uğurlayacak diyorum, saygılar sunuyorum. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)