GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:69
Tarih:07.04.2021

ŞEVİN COŞKUN (Muş) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; teklifin 13'üncü maddesi üzerine söz almış bulunuyorum, Genel Kurulu selamlıyorum.

Konuşmama başlarken, dün 6 Nisan Öldürülen Gazeteciler Günü'ydü, buradan öldürülen gazetecileri bir kere daha saygıyla anıyorum. Meslekleri gereği gerçeklerin peşinde koştukları için şu an cezaevinde tutulan gazetecilere de buradan selamlarımı gönderiyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanun Teklifi açık bir fişlemedir. Bu fişleme yasa teklifi geçen hafta muhalefetin oy çokluğuyla reddedildi ve bir yıl geçmeden tekrar Meclise getirilmemesi gerekirken İç Tüzük'ün 76'ncı maddesi açıkça ihlal edildi, Meclis iradesi yok sayıldı ve tekrar geri getirildi. "Güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması" adı altında açıkça memur adayları fişleniyor. OHAL döneminden biliyoruz, 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL Komisyonu kararıyla binlerce kamu görevlisi ihraç edildi.

Değerli milletvekilleri, AKP sıralarına soruyoruz: Siz madem bu darbe girişiminden haberdar değildiniz, nasıl oluyor da 15 Temmuzun ilk haftasında KHK listeleri açıklamaya başladınız, iki yıl içerisinde bu kadar insanı KHK'yle ihraç ettiniz? OHAL ve KHK uygulamalarınıza yasal kılıf uydurmak için fişleme yasasını geçirmeye çalışıyorsunuz. 21 Temmuz 2016'da ilan edilen ve 7 defa uzatılan olağanüstü hâlle 126 bin 300 kamu görevlisi ihraç edildi. OHAL, KHK mağdurları yakınlarıyla birlikte bu sayı 1 milyon 500 bine ulaştı. Bunlardan sadece 9.600 kişi göreve iade edildi. İhraç edilenlerin mağduriyetlerinin listesi ise uzun. Olağanüstü hâl, şu an, bitmeyen bir OHAL olarak devam ediyor. Şimdi bu yasayla yapılmak istenen de OHAL'i kalıcı hâle getirmektir. KHK'yle binlerce doktor, öğretmen, memur, akademisyen ve gazeteci işsiz bırakıldı, 134 basın kuruluşu kapatıldı, 2 binin üzerinde basın emekçisi işsiz kaldı, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işsizlik ödeneği gibi yasal haklar da gasbedildi. Anayasa'nın 38'inci maddesi "Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar kimse suçlu sayılmaz." kuralını getirmiştir. Bu kural ihlal edilerek KHK mağdurları işsiz bırakıldı; yetmedi, yurt dışına çıkışları engellendi; o da yetmedi, özel kuruluşlarda çalışmalarına engel olundu. Koca bir ülke âdeta açık cezaevine dönüştürüldü.

Değerli milletvekilleri, bu yasa Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarına aykırıdır, Anayasa Mahkemesinin iptal kararları da açık ve nettir. AKP iktidarı, kanun teklifinin yapım sürecinde, siyasi partilerin fikirlerini sormadan teklifi Meclis Başkanlığına sunmuştur. Sadece muhalefet partilerini değil, aynı zamanda sivil toplumu da kanun teklifi yapım sürecine dâhil etmemiştir. Komisyon aşamasında muhalefetin görüş ve önerileri dikkate alınmamıştır. En temel eleştirilerden biri olan güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının sınırlı bir çerçevede yapılması eleştirisinin aksine 13'üncü maddeye eklemeler yapılmıştır. Bu yönüyle kanun teklifi iktidarın antidemokratik ve hukuk dışı amacına daha uygun hâle getirilmiştir; demokratik hukuk devletinin gerektirdiği meşruluktan bir adım daha uzaklaşılmıştır. Üzerine söz aldığım 13'üncü madde de diğer bütün maddeler gibi kabul edilemezdir. Anayasa'nın 70'inci maddesinde çok açıktır ki kamu hizmetine girme hakkına ilişkin getirilen tek sınırlama kamu görevinin gerekleridir, bunun ötesinde bir sınırlama getirilmesi Anayasa'ya aykırıdır. Bu yasa milyonlarca yurttaşın geleceğini etkileyecek olan fişleme yasasıdır, sindirme yasasıdır, darbeci zihniyetinizin yansımasıdır, sivil darbedir.

Değerli milletvekilleri, iktidar 28 Şubat darbe mantığından bir türlü kurtulamadı. 28 Şubat da dâhil bütün darbelerin sebep olduğu ağır sonuçlarını, hak ve özgürlük ihlallerini görmüyor musunuz? Ucu açık, sınırları belirsiz Güvenlik Soruşturması ve Arşiv Araştırması Kanunu uluslararası hukuka, Anayasa'ya ve yasalara aykırı bir düzenlemedir.

Bu yasanın getirilmesi nasıl ki Meclisin iradesine bir darbeyse bir gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesi de kadın kazanımlarına yönelik bir darbedir. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesiyle kadın cinayetlerinin ve şiddetin önü açılıyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Başkanım...

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

ŞEVİN COŞKUN (Devamla) - Sadece mart ayında 36 kadın katledildi. Üç gün önce Diyarbakır'da kadına yönelik şiddete karşı ses çıkardıkları için 22 kadın gözaltına alındı ve gözaltında işkence iddiaları var. Bu, bu sözleşmeden çekilmek isteyen iktidarın kadın düşmanı politikalarının aslında en açık göstergesidir. Buradan bir kere daha söylüyoruz: İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçmiyoruz. Bilin ki kadınların, gençlerin ve tüm emekçi halkların mücadelesiyle tarihin çöp sepetine gönderileceksiniz diyor, Genel Kurulu selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)