| Konu: | Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 73 |
| Tarih: | 15.04.2021 |
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Gaziantep) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 254 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesiyle ilgili olarak İYİ Parti Grubumuz adına söz almış bulunmaktayım.
Genel Kurulu ve yüce Türk milletini saygılarımla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, bu maddeyle 6183 sayılı Kanun'a 97'nci maddesinden sonra gelmek üzere "Menkul ve gayrimenkul malların elektronik ortamda satışı" başlıklı madde ekleniyor. Buna göre menkul ve gayrimenkul mallar kanun hükümlerine göre elektronik ortamda açık artırmayla satılabilecektir. Satışların ilanında yer alacak hususlar ve satışa ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye Hazine ve Maliye Bakanlığı yetkili kılınmaktadır. Elektronik ortamda satış yapılmasının daha fazla alıcıya ulaşılması ve satış işleminin daha hızlı gerçekleştirilmesi gibi faydaları olacağını düşünmekteyim.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi 9 kanunda değişiklik meydana getiren torba kanun şeklinde sunulmuş ve yine tali komisyonlarda görüşülmeden Genel Kurula getirilmiştir. Defalarca dile getirilmesine rağmen bu uygulamaya devam ediyorsunuz. Buna, çoğunluğa dayalı olarak bildiğini okumak denir ki aslında iktidarın birçok uygulamalarında bu yanlışlıkları görmekteyiz.
Değerli milletvekilleri "Ben yaptım, oldu." anlayışı tüm kurumlarımıza sirayet ederek haksızlıklara, adaletsizliklere, aksamalara, yanlışlıklara sebep olmakta, çeşitli makamları işgal edenlerin keyfî davranışlarından hem vatandaşlarımız hem de devlet zarar görmektedir; bunun binlerce örneği vardır.
Değerli milletvekilleri, ülkemizin en fazla ihtiyacı olan huzur ancak adil ve şeffaf, hesap verebilir bir yönetimle sağlanır. Hükûmetin yaptığı eksik ve yanlış işleri dile getirmek muhalefetin görevidir. Bunu yaparken de esas olan, halkın parasının doğru yerlere harcanmasını sağlamaktır. Araç geçiş garantili köprü ve yollar, yolcu garantili havaalanları, hasta garantili şehir hastaneleri, İstanbul Kanalı ve diğerlerinin eleştirisinin altında yatan düşünce budur. Bugünlerde "Merkez Bankasının 128 milyar doları nerede?" diye soru soranlara soruşturma açmanın ötesinde, değişik makamların farklı cevaplarla kafaları karıştırdıkları da ortadır. Hesap vermek erdem olduğu kadar yöneticilerin görevidir de çünkü hesabı sorulan bu para 84 milyonun parasıdır. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Hazreti Ömer'den bir çoğunuzun bildiği bir anekdot sunmak istiyorum: Hazreti Ömer bir cuma günü üzerindeki yeni hırkasıyla hutbeye çıkıp "Ey müminler, beni dinleyin ve bana itaat edin." diye seslendiği zaman, ashaptan biri ayağa kalktı ve "Üzerindeki elbisenin hesabını vermedikçe seni dinlemiyor ve sana itaat da etmiyoruz çünkü ganimetten bize düşenle bir elbise yapmak imkânsızdı. Sen nasıl oluyor da elbise olabilecek kumaş alabiliyorsun?" dedi. Hazreti Ömer o ashabın konuşmasını dinledikten sonra oğlu Abdullah'a "Ey Ömer'in oğlu Abdullah, kalk cevap ver." dedi. Abdullah ayağa kalktı "Allah'a yemin ederim ki babamın üzerindeki kumaşın yarısı benim hisseme düşen kumaştır. Babam ikimizinkini birleştirdikten sonra elbise yaptı." diyerek meseleyi izah etti. Bunu dinleyen kişi tekrar ayağa kalkarak "Ya Ömer, şimdi konuş, seni dinliyor ve de itaat ediyoruz." dedi. Hazreti Ömer de ancak ondan sonra hutbesini okumaya devam etti. Ben de, şimdi, tüm yöneticilere sesleniyor ve sırtındaki elbisesinin hesabını hemen, sinirlenmeden ve suçlamadan net bir şekilde veren Hazreti Ömer'in bu davranışından örnek alın diyorum.
Değerli milletvekilleri, hepinizin bildiği gibi 2021 yılı UNESCO tarafından "Yunus Emre Yılı" ilan edildi. Cumhurbaşkanımızın yayınladığı genelgeyle de 2021 yılının "Bizim Yunus" diye anılması istenerek Yunus Emre'nin insanlığın ortak değeri olduğu ve medeniyet dili, dünya dili Türkçeye sağladığı katkıların altı çizilmiştir.
Yunus Emre'nin en büyük özelliği, hoşgörüyle öne çıkan bir kişi olmasıdır. İçindeki Allah sevgisi nedeniyle tüm varlıklara hoşgörüyle yaklaşmayı başarmıştır. Ancak kendisine karşı hoşgörü beklentisi içinde değildir.
Yunus Emre kendisine yapılan hataları ve beslenen düşmanlıkları sevgiyle karşılayan bir kişiliğe sahipti. Bu nedenle canlılarla kavga etmek yerine, nefsiyle kavga ederek onu yenmeye çalışırdı; nefret, kin duymak, öfke beslemek gibi duyguları yok etmiş biriydi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun.
İMAM HÜSEYİN FİLİZ (Devamla) - Değerli milletvekilleri, Yunus'un bu felsefesini içimize sindirerek en üst makamdan en alta kadar herkesi konuşmalarında yakışıksız ve zedeleyici, hakarete varan sözler söylemeden güzel davranış sergilemeye davet ediyorum. Milletimizin istediği de budur.
Yunus Emre kırkyıl boyunca Tapduk Emre'nin dergâhına odun taşır. "Dağda hiç eğri odun kalmadı mı?" diye soran Tapduk Emre'ye Yunus, "Dağda eğri odun çok. Ancak senin kapına odunun bile eğrisi yakışmaz." diye cevap verir. Bu anlayıştan hareketle, biz de devlet kapısından eğri hiçbir şey geçmemelidir diyor, Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)