| Konu: | CHP Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 74 |
| Tarih: | 20.04.2021 |
CHP GRUBU ADINA LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla sevgiyle selamlıyorum.
Bundan bir süre önce iktidar partisinin açıklamış olduğu eylem planı çerçevesinde bir cümleyi sizlerle paylaşıyorum: "Eylem planı, mülkiyet hakkının dokunulmazlığını idareye de hatırlatıcı bir üslupla ele almış bulunmaktadır."
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mustafa Kemal Atatürk'ün 11 Haziran 1937'de tarım, ziraat gelişsin diye hazineye şartlı bağış olarak devrettiği Atatürk Orman Çiftliği arazisi, 52 bin dönüm tapulu, 50 bin dönüm kullanım hakkı olmak üzere 102 bin dönümden şu an 33 bin dönüme kadar düşerek üçte 2'sini kaybetmiştir. Atatürk Orman Çiftliği'nde özel yasalar, -yürütme eliyle- özel yöntemlerle, satışlarla, kiralamayla yasaya aykırı devir işlemleri gerçekleştirilmiştir. Bu önerge, bugüne kadar kim ne yaptıysa ortaya çıkması açısından verilmiş bir önergedir.
Değerli milletvekilleri, son zamanlarda en çok tartışma konusu olan konulardan bir tanesi, Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerindeki Cumhurbaşkanlığı sarayı ve ANKAPARK olmuştur. Atatürk Orman Çiftliği arazisi üzerine kurulmaya başlanılan Cumhurbaşkanlığı sarayı üzerinde tartışmalar devam ederken iktidar partisi çevreleri sürekli olarak bunların bir kamu binası olduğundan bahisle bir savunma içerisine girdiler ve bir dayanak bulunamayınca 2014 yılında Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu bir karar aldı hukuka aykırı olarak "Birinci derece sit alanı içerisinde kamu hizmet binaları yapılabilir." dedi değerli arkadaşlarım. Bunun üzerine, Koruma Kurulunun almış olduğu bu karar üzerine odalar ve duyarlı yurttaşlarımız dava açtılar bu Koruma Kurulunun ilke kararının kaldırılması için. Ve o anda bir şey oldu: O zaman Başbakanlık -daha sonradan Cumhurbaşkanlığı oldu- davaya müdahil oldu ve Başbakanlık, Koruma Kurulunun almış olduğu "Kamu hizmet binaları yapılabilir." şeklindeki ilke kararı üzerine açılan davaların hepsine müdahil oldu ve şunları söyledi o zamanki Başbakanlık: "Başbakanlığa ait mevcut hizmet binasının yeterli olmaması, kamu hizmetinin fiziki yetersizliklerden arınmış olarak daha sağlıklı yapılabilmesi amacıyla yeni bir Başbakanlık hizmet binası yapılmaya başlanmıştır. Böyle bir projeyi yürütürken Kültür Bakanlığı Koruma Kurulunun almış olduğu kararla ilgili olarak açılan dava doğrudan bu binayı ve Başkanlığımızı -Başbakanlığı- ilgilendirmektedir." diyerek müdahil oldular değerli arkadaşlarım ve dediler ki: "Bu çerçevede mahkemenizce görülen davada verilecek karar, yapılacak Başbakanlık hizmet binasının yapımını doğrudan etkileyecektir." Bu hangi bina? Şimdiki Cumhurbaşkanlığı binası.
Değerli arkadaşlarım, mahkeme önce reddetti, dosya Danıştaya gitti; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu kararı bozdu ve dedi ki: "Koruma Kurulunun almış olduğu bu ilke kararı yanlıştır." Ve bunun üzerine Danıştay 6. Dairesi, Koruma Kurulunun almış olduğu Atatürk Orman Çiftliği'ndeki "kamu hizmet binası" ibaresini iptal etti. Değerli arkadaşlarım, tam şah mat bir durum. Bakın, bir idarenin sığındığı, kamu hizmet binası yapmak için -Başbakanlık, şimdiki Cumhurbaşkanlığı sarayı için- dayandığı koruma ilke kurulu kararı Danıştay 6. Dairesi kararıyla iptal edilmiştir. Şimdi ne yapacağız değerli arkadaşlar, ne yapacaksınız? Bir yandan eylem planı, mülkiyet hakkı... Atatürk Orman Çiftliği'nde, hepimizin gözümüzden daha çok sakınması gereken bir alanda şu anda işgal durumunda olan bir saray var. Değerli arkadaşlarım, Danıştayın kararı ortada, ilke kararı ortadan kaldırılmış. E, peki, Sayın Cumhurbaşkanı, Başbakanlığı döneminde bu saray gündeme getirildiği zaman hep şu sözleri kullandı, dedi ki: "Kaçak saray kadar başınıza taş düşsün." Değerli arkadaşlarım, bu taş düştü, 83 milyon vatandaşın üzerine düştü. Ya hukuk ya taş. (CHP sıralarından alkışlar)
Bakın, değerli arkadaşlarım, bunlardan kaçınmak durumunda değiliz. Hukuka uygun davranmak durumundayız. Bu karar geçtiğimiz ay tebliğ edildi değerli arkadaşlarım. Şimdi "kaçak saray" diye tabir edilen saraya gönderilmiş bir tahliye emri vardır. Ne diyordu Sayın Cumhurbaşkanı? "Kaçak saray kadar başınıza taş düşsün." Ben de şöyle söylüyorum: Ayıklayın pirincin taşını.
Saygılarımla. (CHP sıralarından alkışlar)