| Konu: | Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 75 |
| Tarih: | 21.04.2021 |
İSMET TOKDEMİR (Hatay) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Lisanslı Harita Kadastro Mühendisleri ve Büroları Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubum adına söz almış bulunmaktayım. Ekranları başında bizleri izleyen vatandaşlarımızı ve yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifiyle lisans belgesi alacak olanlarda aranan deneyim süresi beş yıldan on yıla çıkarılmaktadır. Yıl şartından ötürü lisans sahibi olamayan ancak serbest harita ve kadastro mühendislik ve müşavirlik faaliyeti yürüten ve yürütecek olan mühendisler iş alma ve meslek hayatlarını sürdürmede dezavantajlı duruma düşeceklerdir.
Değerli milletvekilleri, hem seçim çevremde hem de partim tarafından görevli olarak gitmiş olduğum şehirlerimizdeki ziyaretlerimde gördüm ki vatandaşlarımızın bir numaralı sıkıntısı ve gerçek gündemi aslında ekonomidir. Türkiye'yi on dokuz yıldır yöneten AK PARTİ Hükûmeti ekonomik krizleri yönetememiş, yanlış adımlarla krizi daha da derinleştirmiştir, açıklamış oldukları kredi paketleriyle vatandaşlarımızı uzun vadede borçlandırarak geleceklerini ipotek altına almıştır.
Tüm Türkiye'de olduğu gibi Amik Ovamızın çiftçileri de mazot, gübre ve tohum pahalılığından güç bela tarlasını borca girerek ekebilmektedir. Çiftçilerimizle yaptığımız görüşmelerde ilettikleri bilgilere göre, artan gübre fiyatları nedeniyle buğday için dekar başına ortalama 150 liralık gübre atılıyor, bölgelere göre bu miktar artabiliyor veya azalabiliyor. Açıklanan gübre desteği ortalama 150 liranın sadece 16 lirasını karşılıyor.
Diğer taraftan, Amik Ovamızda pamuk ekimine başlayan çiftçilerimiz ise hâlen geçen yılın pamuk destekleme primlerini alamamıştır. Bu mudur çiftçiyi desteklemek? Amik Ovamızın yaklaşık üçte 2'si derin kuyulardan elektrik enerjisiyle çekilen suyla sulanmaktadır. Kuyulardaki su miktarının en çok sulamaya ihtiyaç duyulan yaz aylarında düşmesi, hem elektriğin pahalı olması hem de elektrikteki yüzde 32'lik vergi çiftçilerimizin belini bükmektedir.
Amik Ovası'nda 585 bin dekar arazinin sulanmasını sağlayacak olan, Hatay ve ülkemiz için hayati önem taşıyan Reyhanlı Barajı hâlâ bitirilememiştir. Sulama ve taşkın koruma maksadıyla 2010 yılında yapımına başlanan, 2015'te de tamamlanması beklenen Reyhanlı Barajı beş buçuk yıllık gecikmeyle de olsa 2020 yılında gösterişli bir şekilde açıldı. Ancak, yeterli su havzası oluşamadığından ve basınçlı sistem oluşturulamadığından hiçbir çiftçimiz "Bitti." denilen barajdan tarlasını sulayamıyor. Menzelet ve Tahtaköprü'den geleceği söylenen su için yeterli çalışma hâlen yok. Basınçlı sistemle su üretimi ve çiftçilerimizin tarlasına suyun ulaştırılması için kanal ve drenaj gibi herhangi bir çalışma yoktur. Arazileri toplulaştırma çalışmaları hâlen bitirilemedi. Görünen o ki en az çiftçilerimiz dört beş yıl daha barajdan tarlalarını sulayamayacak. Hâl böyleyken "Reyhanlı Barajı bitti." demek vatandaşlarımızı yanıltmaktır. Eğer daha önce bitirilecek diyen varsa çıksın "Şu tarihte bitirilecektir." desin. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli milletvekilleri, Hatay devlet olmaktansa millet olmayı kendi hür iradesiyle tercih etmiş önemli bir ilimizdir. Hatay vergi vermede 8'inci, hizmet almada 56'ncı sıradadır. Maalesef hizmet almada 56'ncı sırada olan Hatay ilimizin 160 bin nüfuslu Defne ilçesinde hâlen devlet hastanesi yoktur. Çevre ilçelerdeki hastanelere gitmek zorunda kalan vatandaşlarımız geç müdahale yüzünden can veriyor. Hatay üvey evlat mıdır?
Suriye politikasıyla yaklaşık 600 bin Suriyeli nüfusu barındıran, tüm inanç ve kültürlerin kardeşçe yaşadığı, hoşgörü ve medeniyet diyarı olan Hatay'ımız, mutlu iller sıralamasındaysa maalesef ve maalesef sondan 4'üncü sıradadır diyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)