GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:80
Tarih:29.04.2021

CHP GRUBU ADINA EMİNE GÜLİZAR EMECAN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Konya Milletvekili Ziya Altunyaldız ve 60 milletvekili tarafından hazırlanan Vergi Usul Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine söz almış buluyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, getirilen bu düzenleme, akaryakıt kaçaklığıyla ilgili kayıpları önlemeyle ilgili. Akaryakıt kaçakçılığı, Türkiye'de 1990'lı yıllardan bu yana devam eden, haksız rekabete, haksız kazanca ve devlette büyük vergi kayıplarına neden olan bir sorun. Bu süreçte bazı adımlar atılmış ama yetersiz kalmış. Örneğin, 2005'te konuyla ilgili Mecliste bir araştırma komisyonu kurulmuş, sonrasında "ulusal marker" uygulamasına geçilmiş. 2013 yılında, 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nda değişiklikler yapılmış ve bu değişikliklerden sonra da Sayın Altunyaldız, Komisyon görüşmelerinde kaçakçılıkla mücadelede çok önemli mesafe aldıklarını ifade etti ve çeşitli operasyonlardan da örnekler paylaştı. Örneğin, 2015-2020 yılları arası 397,8 milyon ton kaçak akaryakıt ürünün ele geçirildiğinin, 2016-2018 yıllarını kapsayan işlemlerde "Vurgun" kod adlı soruşturmada 10 dağıtıcı ve 181 bayilik lisansı sahibinin dolum ve satış bilgilerini manipüle ederek değiştirdiklerinin tespit edildiğinin, üç ay önce "Silici" kod adlı operasyonda 50 ilde 608 milyon litre akaryakıtın vergisinin silindiğini tespit ettiklerinin, bir diğer operasyonda 302 şirkette gerçekleştirilen denetimlerde piyasaya bir yıl içerisinde tam 8,1 milyar TL'nin üzerinde sahte faturanın sürüldüğünün belirlendiğini ifade etti. Komisyonda kayıt dışılık, sahte faturalandırma, otomasyon sistemlerine müdahale gibi birçok sorun daha saydılar kendileri. Şimdi, MASAK raporunda da bize devletin yıllık 3 milyar TL, beş yılda ise 15 milyar TL vergi kaybına uğratıldığı söyleniyor. Tabii, bir de yıllardır yakalanamayanlar var. Şimdi, kaçakçılıkla bu nasıl bir etkin mücadeledir, bunu biz anlayamadık tabii. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, sektör temsilcileri de Komisyonda on yıldır bu düzenlemelerin yapılması gerektiğini söylediklerini ifade ettiler. "Bu kadar operasyon, bu kadar tespit varken neden on yıl beklediniz? Birilerini mi korudunuz bu süreçte?" diye biz de soruyoruz. Şimdi, tabii, gelirleri artırıcı düzenlemelere duyduğunuz ihtiyaç arttı, gittikçe de artıyor; bu düzenleme belli ki o nedenle getirildi. Yani getirildiği hâliyle bu düzenleme, kaçakçılıkla mücadeleden ziyade dağıtıcılara, bayilere yeni sorumluluklar yükleyerek kaçırılan vergilerin önlenmesine karşı yapılmış bir düzenlemedir.

Sayın vekiller, değerli arkadaşlar; teklifte 4 ayrı kanunda değişikliğe gidiliyor ancak düzenleme yapılırken sivil toplum kuruluşlarının, sektör temsilcilerinin ve ilgili kamu kuruluşlarının görüşlerinin yeteri kadar alınmadığı da anlaşılmıştır.

Teklifin birinci bölümünde 6 madde yer almaktadır. İlk 5 madde, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nda değişiklikler içeriyor. 1'inci maddeyle Hazine ve Maliye Bakanlığına verilen yetkiyle yedi günlük fatura düzenleme süresini indirme ya da faturayı malın teslim edildiği veya hizmetin yapıldığı anda düzenleme zorunluluğu getiriliyor ancak biz, uygulamada farklılıklar doğmasının hukuki açıdan sorunlar yaratabileceğini düşünüyoruz.

Diğer yandan da LPG sektöründe faaliyet gösteren 1.200 bayinin sadece yaklaşık yüzde 60'ı otomasyon sistemiyle çalıştığından, diğer bayilerin bu sisteme geçebilmeleri için bir yıllık bir geçiş sürecine ihtiyaçları olduğu Komisyon görüşmeleri sırasında da paylaşılmış ama bir karşılık bulamamıştır.

2'nci ve 3'üncü maddeyle Hazine ve Maliye Bakanlığı petrol, LPG ve elektrik piyasasındaki mükelleflerden ve özel etiket ve işaretleri kullanma zorunluluğu getirilen ürünleri imal ve ithal edenlerden yeni işe başlayanlarda 10 milyon liraya kadar olacak şekilde 100 milyon liraya kadar teminat isteyebilecek. Teminat verme yükümlülüğüne uymayanlara 1 milyon liradan fazla olmamak kaydıyla özel usulsüzlük cezası kesilecektir. Sektör temsilcileri, akaryakıt bayilerinden teminat almanın doğru olmadığını; bunun, pandemi döneminde mağdur olmuş binlerce işletmenin kapanması anlamına geleceğini, o nedenle teminatın sadece dağıtım şirketlerinden alınmasını istediklerini ifade etmişlerdir.

Şimdi, 4'üncü maddeyle de ödeme kaydedici cihazlara veya bağlantılı sistemlere yetkilendirilmediği hâlde müdahale edenlere üç yıldan beş yıla kadar hapis cezası getirilmektedir. Değerli arkadaşlar, bu düzenlemedeki sorun da şudur: Bu maddeyle yaratılan yeni suç tipinde, firmanın yasal temsilcilerinden habersiz olarak içeriden ya da dışarıdan bir suç örgütü de bu faaliyeti gerçekleştirebilir. Bu durumda kimin sorumlu olacağının, fiili gerçekleştirenin mi yoksa yasal temsilcinin mi yargılanacağının da netleştirilmesi gerekmektedir. Teklif hazırlanırken bu riskin göz önüne alınmamış olduğunu gördük. Gelecekte uygulamada, bu konuda sorunlar yaşanabileceğini düşünüyoruz.

5'inci maddeyle de değerli arkadaşlar, eğer yetkisiz müdahale edildiği vergi incelemesi sırasında tespit edilirse incelemenin tamamlanması beklenmeden veya sair suretle tespiti hâlinde incelemeye başlanmaksızın yani vergi inceleme raporu olmadan durumun cumhuriyet başsavcılığına bildirilecek ve kamu davası açılabilecek olması düzenleniyor.

6'ncı maddeyle 5015 sayılı Petrol Piyasası Kanunu'nda değişikliğe gidiliyor. KDV ve ÖTV gelir kaybını azaltmak amacıyla akaryakıt sektöründeki firmalar, lisans azaltma, uzatma ve benzeri işlemler için EPDK'ye başvurduğunda vergi dairesine, vadesi geçmiş borcu olup olmadığına bakılacak. EPDK, bazı konularda yeni yönetmeliklerle lisanslı firmalara ek yükümlülükler getirebilecek ve lisanslı firma gerekli şartları sağlayamazsa EPDK lisansın iptaline de gidebilecek. Düzenleme hukuki açıdan belirsizlikler içermekte ve piyasada yeni aksaklıklar doğurma riski vardır değerli arkadaşlar.

Diğer önemli bir sorun da piyasada faaliyet gösteren 12 bin bayinin yaklaşık yarısı kırsal kesimde faaliyet göstermektedir. Dolayısıyla ana müşterileri kimdir? Çiftçilerdir. Çiftçiler yılın belli aylarında, hasat sonrası ellerine para geçtikçe bayilere borçlarını ödemektedirler. O nedenle de bu bayilerin vergi borçları olma ihtimali çok yüksektir. Dolayısıyla, güçlü olan bayiler bu uygulama hayata geçtiğinde ayakta kalacak, kırsaldaki küçük bayiler borçları nedeniyle lisanslarını yenileyemeyecekler ve piyasadan eleneceklerdir. Bu düzenleme çiftçi esnafı açısından da istasyon esnafı açısından da çok büyük sıkıntılar içermektedir değerli arkadaşlar.

Biz, bu teklifi genel olarak olumlu değerlendiriyoruz ancak bahsettiğimiz aksaklıklar maddeler görüşülürken giderilmelidir.

Şimdi, değerli milletvekilleri, bu gece birçok sektörün -inşaatlar dâhil- çalışacak olduğu, ekonomik desteği olmayan on yedi günlük sözde kapanmaya geçiyoruz. O nedenle bugün, önemli ama acil olmayan bu düzenleme yerine, önemli ama acil olan başka bir düzenlemenin yapılması gerekiyordu. Şimdi, eve kapattığınız ve açlığa mahkûm ettiğiniz esnafa, işçiye, gündelik çalışanlara, geliri olmayanlara verilmesi gereken desteği konuşuyor olmalıydık. Kapanmadan dolayı geçilemeyecek olan köprülerden dolayı 5'li çeteye milyonlarca lira para aktarılacak ama vatandaşa yine reva görülen nedir? Açlık, yokluk ve yoksulluk. Bu destek paketini hep birlikte acilen çıkarmalıyız. Bu arada, sözde kapanmayı hiç kimseye "tam kapanma" diye de lütfen yutturmaya çalışmayın. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli arkadaşlar, bir de emekliler var tabii. Komisyon görüşmeleri sırasında emeklilere verilen bayram ikramiyesinin 1.000 liradan 1.500 liraya çıkarılmasıyla ilgili önergemizi vermiştik gördüğünüz gibi ama AKP ve MHP oylarıyla önergemiz reddedildi. Sonrasında ne oldu? Cumhurbaşkanı Erdoğan bu konuda emeklilere büyük bir müjde verdi ve 100 TL'lik bir zam yaptığını açıkladı. Kendilerine biz de buradan emekliler adına çok çok teşekkür ediyoruz bu yüksek, güzide zamdan dolayı(!) (CHP sıralarından alkışlar)

Şimdi, değerli arkadaşlar, burada iki sorunlu durum var. Birincisi, siz de Sayın Cumhurbaşkanı da artık toplumun gerçeklerinden kopmuş durumdasınız; öncelikle bunu kabul edin, başka bir dünyada yaşıyorsunuz, 100 lira zam yani konuştuğumuz. Nedir? Ben bir şey diyemiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

EMİNE GÜLİZAR EMECAN (Devamla) - Toparlıyorum Başkanım.

Zaten döviz kurları karşısında Türk lirası maalesef erimiş gitmiş; üç gün sonra bu yapılan 100 liralık zam da pul olacak ve eriyecektir. Şimdi, bununla ilgili yani bu miktarla ilgili 9 milyon emekliye bir lütuf sunduğunuzu zannediyorsunuz.

İkinci sorun, kanunla yapılması gereken bir düzenlemenin kararnameyle yapılacağının açıklanması. Siz artık iyice şaşırdınız diyorum; bu, hukuken de mümkün değildir, Meclisin yetkisinin gasbedilmesidir. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi aslında kendi getirdiği kuralları, kanunları çiğnemektedir bu düzenlemeyle. Biz maddelere geçildiğinde önergemizi yine vereceğiz, desteklemenizi bekliyoruz; sadece biz değil, emekliler de bu önergenin desteklenmesini bekliyor; tabii, tüm mağdur durumdaki vatandaşlar da aynı şekilde.

Tüm halkımızın ve sizlerin Ramazan Bayramı'nı kutluyor; sağlık, mutluluk, esenlik getirmesini diliyorum.

Selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)