GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 19 Mayısta Atatürk'ün Samsun'a çıkışının 102'nci yıl dönümüne ilişkin gündem dışı konuşması
Yasama Yılı:4
Birleşim:81
Tarih:18.05.2021

ERHAN USTA (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yarın 19 Mayıs, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kurtuluş mücadelesini başlatmak amacıyla Samsun'a çıkışının 102'nci yıl dönümü. Bu yıl 19 Mayısı biraz buruk, biraz hüzünlü ama her zamankinden daha umutlu yaşıyoruz. Buruk bir bayram çünkü coşkumuzu paylaşmak için caddelere, meydanlara çıkamıyoruz. Buruk yaşıyoruz çünkü biz hür ve bağımsız yaşarken Doğu Türkistan'da kardeşlerimiz zulüm altında; Filistin'de, Mescid-i Aksa'da insanlık katlediliyor. Sözlerime başlarken, büyük Türk milletine nasip ettiği hürriyeti diğer mazlumlara, esarette kalan soydaşlarımıza da nasip etmesini Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyor, sizleri ve aziz milletimizi saygıyla selamlıyorum.

Samsun'da başlayan, Havza'da tüm Anadolu'ya dalga dalga yayılan istiklal ateşi, Türk'e kefen biçme cesareti gösteren bedbahtları kül eden bir cehennem ateşi hâline gelmiş, bağımsızlık meşalesi olarak memleketin burçlarına dikilmiştir ve sonsuza kadar yanmaya devam edecektir. Bağımsızlık, ancak onu isteyen ve onu hak edecek cesaret, azim ve kararlılığı gösterebilenlerin olur. Yedi düvelin âdeta kana susamış ve tarihin öcünü almak üzere sırtlanlar gibi Osmanlı'yı parçalayıp paylaştığı, bu da yetmezmiş gibi haysiyetini de elinden alacak kadar aşağılayıcı anlaşmalar dayattığı bir dönemde Türk milletinin bağrından çıkan, milletinden başka güce dayanmayan, Türk milletinin binlerce yıllık yenilmezlik, hürriyet ve bağımsızlık ruhunun ete kemiğe bürünmüş lideri olarak çelik gibi iradesiyle işgalcilere meydan okuyan Gazi Mustafa Kemal Atatürk, tüm mazlum ve sömürülen milletlere örnek ve ilham olacak Millî Mücadele'yi Samsun'dan başlatmıştır. Atatürk, her türlü zorluğa, içeriden ve dışarıdan gelen saldırılara rağmen hiçbir bahaneye sığınmadan ve ümitsizliğe kapılmadan millî birliği ve bütünlüğü sağlayarak mücadeleyi başarıya ulaştırmıştır. Herkesin "Bitti." dediği yerde tekrar zinde bir başlangıç yaparak Birinci Dünya Savaşı'nın mağrur galiplerini mahcup ve çaresiz şekilde anlaşma masasına oturtmuştur. Şanlı geçmişimizde bir an bile esareti olmayan büyük Türk milletinin asla teslim olmayacağını tüm cihana ilan etmiştir. Bu gerçeği Fransız romancı ve diplomat Claude Farrère: "Sevr'den sonra Türkiye'nin öldüğünü sanmıştım. Ama Türkiye yaşıyor; hem, Mustafa Kemal başına geçeli beri öylesine canlı yaşıyor ki, bir Lloyd George'un bütün çabaları, bütün imkânları, sağduyuya meydan okuyan bu şiddetli yaşama isteğinin karşısında erimekten başka bir şey yapamıyor." diyerek ifade etmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; burada Millî Mücadele tarihini anlatacak değilim ancak Millî Mücadele'nin bugünlere de ışık tutan temel direklerini hatırlatmakta fayda görüyorum. O günler halkın fakir, askerin yorgun, hazinenin boş olduğu, yılgınlığın baş gösterdiği, milletimizin yok oluş tehdidiyle karşılaştığı, beş bin yıllık tarihimizde az rastlanan bir dönemdi. O dönemin zorlukları aynı derecede güçlü bir irade ve güçlü bir liderlik gerektiriyordu. İşte Atatürk, Türk'ün töresine uygun olarak milletle birlikte savaş devam ederken Türkiye Büyük Millet Meclisini kurarak bağımsızlık iradesini ateşlemiş ve mücadeleyi milletin temsilcileriyle birlikte yürütmüştür. Bu yüzdendir ki çatısı altında bulunmakla şereflendiğimiz Meclis, Gazi Meclistir. Bugün bir polemik olsun istemiyorum ancak burukluk içindeyiz çünkü Gazi Meclisimiz hiç olmadığı kadar işlevsizleştirilmiş ve değersizleştirilmiştir. Hüzünlüyüz çünkü bugün Millî Mücadele Dönemi'ne göre daha güçlü daha zengin ve daha müreffeh olmamıza rağmen o dönemdeki kadar bağımsız bir dış politika izleyemiyoruz çünkü milletin gücüne dayanmak, milletin Meclisinin sesine kulak vermek yerine dar bir kadronun layüsel idaresine maruz bulunuyoruz. Bu kadro millet adına çözüm üretmek yerine kendi ikballerinin peşinde koşmalarının sonuçlarına bahane üreterek ülkemize hem zaman hem de enerji kaybettirmektedir.

Diğer taraftan her zamankinden daha umutluyuz çünkü Atatürk'ün bu bayramı armağan ettiği gençlerimize güveniyoruz ve inanıyoruz. Genç, inandığı değerler için durmadan dinlenmeden çalışan, ter döken, gerektiğinde kanını canını esirgemeyen, teslim olmayan iradeye sahip özgür bir fert demektir. Bugün de her türlü olumsuzluklar içinde kendilerine reva görülen muamelelere, diğer memleketlerdeki akranlarının sahip oldukları imkânlardan yoksun olmalarına rağmen gençlerimiz Türk milletinin geleceğine sahip çıkmaktadır. Her türlü zorluğa rağmen birçok alanda dünya çapında başarılara imza atmaktadırlar. Bu kudret gençlerimizin damarlarındaki kanda, gönüllerinde ve dimağlarında mevcuttur.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Usta.

ERHAN USTA (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Umutluyuz çünkü biz gençlerimize hak ettiği imkânları sağladığımızda ülkemizi muasır medeniyet seviyesinin üzerine çıkaracaklarından eminiz. Umutluyuz çünkü tünelin ucundaki ışık göründü; biz geliyoruz inançla, bilgiyle, cesaretle ve azimle; biz geliyoruz gençlerimizle. Gençlerimizin ve aziz milletimizin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı'nı kutluyorum.

Bu vesileyle türlü haksızlıklara maruz kalmasına rağmen dimdik ayakta kalan, kurtuluş mücadelesini başlatan şehrin Atatürk armalı takımı Samsunsporumuza Süper Lig yolunda başarılar diliyorum.

Heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)