GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: HABERLEŞME ÖZGÜRLÜĞÜNE VE ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİNE YÖNELİK İHLALLERİN TESPİTİ VE ÖNLENMESİNE İLİŞKİN TEDBİRLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA BİR MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASIINA İLİŞKİN ÖNERGELERİN ÖN GÖRÜŞMESİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:55
Tarih:22.01.2013

ZEYİD ASLAN (Tokat) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yasa dışı dinlemeler ve özel hayatın gizliliğine yönelik ihlallerin tespit edilmesi, tedbirlerin alınması, önlemlerin alınmasıyla ilgili Meclis araştırması komisyonu kurulmasına ilişkin olarak önerge sahipleri adına söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, özel hayatın gizliliği ve haberleşme hürriyeti gerek Anayasa'mızda gerekse yasalarda güvence altına alınmıştır ama Anayasa'mızda ve yasalarda güvence altına alınmış olmasına rağmen          -benden önce konuşma yapan değerli konuşmacıların da ifade ettiği gibi- zaman zaman yasa dışı yollarla kişilerin dinlendikleri, haberleşme hürriyetlerinin engellendiği, özel hayatına, mahremiyetine müdahalede bulunulduğuna ilişkin sızlanmalar, şikâyetler oluşmakta, zaman zaman da buna dair basın-yayın yolu, aracılığıyla bu tür işlemlerin yapıldığını görmekteyiz.

Bir hukuk devletinde insanların mahremiyetlerinin sağlanması ve haberleşme hürriyetlerinin en geniş manada temin edilmesi esastır ama hukuk devletlerinde, demokratik devletlerde aynı zamanda kamunun, toplumun, insanların, devletin, demokrasinin de güvenliğinin sağlanması aynı derecede önem arz eder ve bir esastır. Bu nedenle güvenlikle özgürlük arasında bir yarış olarak değerlendirebileceğimiz böyle bir durumda ne güvenlikten vazgeçilmeli ne de bireylerin, kişilerin özgürlüklerinin sınırlandırılmasına, müdahaleye imkân verecek uygulamalara fırsat verilmemeli.

Hepimiz biliyoruz ki özellikle 11 Eylülde Amerika'da yapılan saldırıdan sonra Amerika başta olmak üzere tüm dünya devletleri güvenlik öncelikli bir yaşam biçimine doğru yönelmeye başladılar.

Aynı zamanda, 21'inci yüzyıl bir teknoloji çağı, iletişim çağı, bilişim çağı. Bir yandan teknolojik olarak çok farklı aygıtların kamuoyuna sunulması, icat edilmesi, bir yandan da özellikle bu teknolojik araçlar vasıtasıyla iletişimin çok yoğun bir şekilde ve çok hızlı bir şekilde sağlanıyor olması birtakım sorunları da tabii ki, ister istemez beraberinde getiriyor. Bundan belki on yıl, on beş yıl öncesine gittiğimizde bugün elimizde olan teknolojik imkânların bulunmaması sebebiyle insanların izleniyor olması ya da dinleniyor olması kaygısını taşımamalarını çok doğal karşılamak lazım ama bugün, bir parmak ucundaki  bir damarın ucu kadar diyebileceğimiz aletler ile insanların izlenebildiğini, dinlenebildiğini görüyoruz. Öncelikle şunu belirtmek lazım ki bu komisyonun kurulma talebindeki esas amaç, özel hayatın gizliliğini ve haberleşme hürriyetinin ihlalini, engelleyen hususları tespit etmek yani bu, yasa dışı yollarla, yasal olmayan yollarla, yargı kararları olmaksızın yapılan dinleme ve izlemelere yönelik yapılacak bir çalışmadır. Nitekim -arkadaşlarımız da, benden önceki konuşmacı arkadaşlarımız da ifade ettiler- devletin güvenliğini sağlayabilmek, suçla ve suçluyla mücadele edebilmek için yargı kararları, hâkim kararları doğrultusunda kişilerin dinlenmesi, teknik takip yoluyla izlenmesi, bu suretle suç ve suçlularla mücadelede, 2005 yılında, 1999'da çıkan 4422 sayılı Yasa'dan sonra daha geliştirilmiş, günün koşullarına uyan ve daha etkin bir mücadeleyi kapsayan bir yasayı burada, Mecliste hep birlikte çıkardık. Bu yasayla, özellikle suç ve suçluyla mücadelede, daha öncesinde farklı kurumların kendi amirlerinin emri ve izniyle yapılan dinleme ve izlemeleri hâkim kararına bağladık yani hem emniyetin hem MİT'in hem istihbaratın, jandarmanın yapmış olduğu kendi bireysel, kurumsal dinlemelerin hâkim kararıyla ve 2005 yılında kurmuş olduğumuz Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı eliyle bir disiplin altına almak suretiyle yapılmasını karara bağladık. Yani bugün asıl tartışacağımız ya da tartışmamız gereken konu yargı kararlarıyla yapılan dinlemeler ya da izlemeler değil, yargı kararı olmaksızın, yasa dışı yollarla yapılan izleme ve dinlemeleri ilgilendiriyor. Ama arkadaşlarımız, özellikle yargı kararları, hâkim kararlarıyla yapılan dinleme ve izlemelerde de uygulamadan kaynaklanan birtakım suistimallerin olduğunu, olabileceğini ifade ettiler. Ben de bu görüşe aynen katılıyorum. Elbette ki hâkim kararıyla yapılan dinleme ya da izlemelerde de buna uygun davranmayan, hukuka aykırı bir şekilde buradan elde ettikleri bilgileri dışarıya pazarlamaya çalışan kötü niyetli devlet memurları ya da kamu görevlileri olacaktır ama biz, Ceza Muhakemeleri Kanunu ve Ceza Kanunu'yla birlikte de bu tür, uygulamadan kaynaklanabilecek yanlışlara, hatalara ya da kasıtlı davranışlara karşı da cezai tedbirler getirdik yani bu noktada, Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun 135'inci maddesinden 140'ıncı maddesine kadar, Ceza Kanunu'nun 132'nci ve devam eden maddelerinde, bu tür eylemlerde bulunabilecek, yargı kararlarıyla alınmış, hâkim kararıyla yapılmış teknik izleme ve dinlemeleri suistimal edeceklerle ilgili cezalar öngören düzenlemeler yaptık. Aynı zamanda, yargı kararı olmaksızın da, yasa dışı yollarla yapılan izleme ve dinlemelere ilişkin cezai müeyyideler aldık. Yani, biraz önce Yılmaz Tunç arkadaşımızın ifade ettiği gibi, AK PARTİ dönemindeki bu on yıllık süreç içerisinde gelişen teknolojiyle birlikte oluşan bu yeni sorunla hukuken mücadele edebilmek adına yasal mevzuatta düzenlemeler yaptık. Bunun belki süreç içerisinde yeterli olmadığı düşünülebilir ya da süreç içerisinde gelişen olaylar karşısında yasal düzenlemelerin eksik kaldığı, belki yeniden yeni yasal düzenlemelerin yapılması gerekliliğine ilişkin düşünceler olabilir -ki ben de şahsen bu düşüncelere katılanlardan biriyim- işte bu araştırma komisyonuyla birlikte, inşallah, buradan bütün partilerin ortaklaşa ve ittifak hâlinde sundukları bu araştırma komisyonunun yapacağı çalışmalarla, gerek yasa dışı dinlemeler gerekse yargı kararıyla birlikte yapılan dinleme ve izlemelerde oluşan birtakım aksaklıklar varsa, bununla yapılan mücadelenin, yasal mevzuat içerisindeki mücadelenin yetersizliğinin tespit edilmesi hâlinde, komisyonun sunacağı öneriler dâhilinde Meclisimiz, yasama, buna dair yeni yasal düzenlemeler yapma hakkına sahip olacaktır.

Özellikle yasa dışı dinlemelerin, biraz önce arkadaşlarımızın da ifade ettiği gibi, kimi zaman siyasette baskı kurmak, kimi zaman siyasetteki rekabette öne geçmek, kimi zaman tehdit ve şantaj oluşturmak gibi amaçlar taşıdığını hepimiz biliyoruz ama bunları iddia ederken bunların, gerek siyasi rekabet oluşturmak gerekse tehdit ya da şantaj gibi unsurların iktidar tarafından, Başbakanımız tarafından kullanıldığını iddia etmeyi ya da bu yönde söylemlerde bulunmayı çok doğru ve ahlaki bulmuyorum.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Meydanlarda ben mi konuştum, meydanlarda?

ZEYİD ASLAN (Devamla) - Şimdi, hepimiz, yasa dışı, yasal olmayan, ahlaki olmayan bu tür dinleme ve izlemelerden rahatsızız, rahatsız olduğumuzu da her zaman ifade ediyoruz. İnsanların hukuka uygun davranmaları esastır. Toplum nezdinde de insanların ahlaka uygun davranmaları esastır. İnsanları hukuka uygun davranmaya zorlayabiliriz ama ahlaka uygun davranmaya zorlamak bizim elimizde ya da yetkimizde değildir. Ahlak dışı davranışta bulunanların hesabı varsa, yaptıkları bir yanlış varsa, bu yanlışın hesabını vereceği merciler mutlaka vardır ama hepimizin bilmesi gereken bir şey de var ki kamuoyu önündeki insanların sadece hukuka değil ahlaka da uygun davranmaları, önderlik etmeleri, toplum nezdindeki siyasetin ya da yaptıkları görevlerin itibarının sarsılmaması açısından önemlidir. Bir yandan ahlaka uygun davranış?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Konu bu değil ki yahu. Siz hukukçusunuz.

ZEYİD ASLAN (Devamla) - Sen geldin o konuya, ben gelmedim ki.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Konu bu değil ki.

ZEYİD ASLAN (Devamla) - Ben değil, sen geldin. Sürem yetmedi, aslında sana cevap verecektim.

BAŞKAN - Evet, teşekkür ederim.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Sen ne cevap vereceksin Abi, geç Allah aşkına!

ZEYİD ASLAN (Devamla) - Bu konuya sen getirdin, gereksiz yere sen getirdin.

S. NEVZAT KORKMAZ (Isparta) - Durduğun nokta, bir hukukçunun duracağı nokta değil.

ZEYİD ASLAN (Devamla) - Sen getirdin, ben getirmedim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)