GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:81
Tarih:18.05.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; İYİ Parti Grubumuzun, son dönemlerde ülke gündeminden düşmeyen nüfuzun ve görevin kötüye kullanılması ve artan usulsüzlük ve yolsuzluk iddialarının araştırılması üzerine verilmiş olan araştırma önergesi adına söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bir iktidarın sözleri ve icraatları arasındaki uyum veya uyumsuzluk o iktidarın hem karnesi hem de karakteridir. On dokuz yıl önce millete verdikleri sözleri hatırlattığımızda AK PARTİ'si iktidarının sınıfta kaldığı bir gerçek. İktidara gelirken en iddialı sloganları neydi, hatırlayın: 3Y'yle mücadele. Neydi onlar? Yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar. AK PARTİ'si bunlarla mücadele edecekti. Peki, on dokuz yılın sonunda ne oldu? Yolsuzlukta Türkiye'yi bir dünya markası hâline getirdiler. Uluslararası literatürde kabul gören tanıma göre yolsuzluk, emanet edilmiş kamu gücünün özel çıkarlar için kötüye kullanılmasıdır. Ülkemizde ne yazık ki son dönemlerde hem kendine emanet edilen kamu gücünü kullananların hem de kamu gücünü kullananlara yakın olduğunu iddia ederek menfaat sağlamaya çalışanların sayısında artış görülmektedir. Kamu adına yapılan prestijli projelerin Kamu İhale Kanunu'nun ruhuna uygun olmayan bir şekilde davetiye usulüyle dağıtılması, süresinde bitmeyen işler için ek ödeme ve ek sürelerin verilmesi, özellikle yap-işlet-devret ve kamu-özel iş birliği projelerinin aynı firmalar eliyle yürütülmesi; hastane, köprü, yol, ulaşım hizmetlerini üstlenen firmalara yüksek garanti teminatı verilmesi kamuoyunu rahatsız eder boyuta gelmeye başlamıştır. Dünyanın en çok kamu ihalesi alan ilk 10 şirketi listesine Türkiye'den 5 şirket girdi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmesiyle birlikte Kabineyi oluşturan bakanlıklara yapılan atamalarda özel hastanesi, turizm firmaları, özel okulları olan bakan atamalarının yanında, görevinden alınan Ticaret Bakanı örneğinde olduğu gibi aile şirketi üzerinden kendi Bakanlığına fahiş fiyatla ürün satan bir Bakanın varlığı emanet edilen kamu gücünün özel çıkarlar için kötüye kullanılmasına örnek teşkil etmektedir. Görevden alınan Bakanın kendi ismi ve firmasınca, Bakanlık görevine gelmeden nüfuz ticareti yapıldığının gümrük müdürlüklerince tespiti ve müteyakkız olunması için uyarılarına rağmen, bu şaibe üzerinden kalkmadan taltif edilerek yasaklandığı gümrüklerin başına bakan yapılması bugün yaşanan yolsuzluk ve usulsüzlüğe zemin hazırlandığını göstermektedir. Hatta üstüne, yatırım desteği verilmiş, sabık Bakan vergi muafiyetinden de faydalanmıştır.

Nüfuz ticareti bazı kamu kurum ve kuruluşlarının makam katlarıyla sınırlı kalmamış, iktidar partisinin genel merkezinde çalışan büro görevlisi dâhil olmak üzere çeşitli kademe ve yakınlıktaki partili, çalışan, akraba, eş dostun bu yöntemle haksız kazanç elde etmesine neden olmuştur. On dokuz yıllık iktidar döneminde yolsuzluğun bulaşmadığı kurum ve kuruluş neredeyse kalmamıştır. Bütün kamu kurum ve kuruluşlarında hizmet ve mal alımlarında açık ihale usulü terk edilmiştir. Kamunun taşınmaz malları bir yandan haraç mezat elden çıkarılırken bir yandan da doğrudan adres gösterilen dernek ve vakıflara devredilmiştir. Kamu görevlerine, yönetim kurullarına yapılan çok görevli atamalar ve iktidarın tek yetkilisinin ailesine de verilen çeşitli yetki çerçevesinde bakan, genel müdür, yönetim kurulu üyesi atamaları usule ve kamuoyunun kabulüne uygun düşmemektedir.

Yolsuzluk kendine özgü işleyişi, ulaştığı ekonomik ve politik gücüyle önünde engel tanımamaktadır. İradeden yoksun yöneticilere yolsuzluğa göz yuman kamu görevlileri eşlik etmektedir ve ne yazık ki günümüzde bu ortaklık hesap verilemez ve hesap sorulamaz hâle getirilmiştir. Bu durum, halkın yönetenlere ve yöneticilere olan güven algısını, devletin kurumlarına olan saygısını yitirmesine sebep olmaktadır. AK PARTİ'sinin on sekiz yıl önce kurulmasını teşvik ettiği araştırma komisyonunda yer alan yolsuzluk, usulsüzlük ve nüfuz kaynaklı menfaat teminine ilişkin uyarıların yine aynı iktidar sahiplerince bugün dikkate alınmadığı ortadadır. "Yolsuzlukla mücadele edeceğiz." dediler, yolsuzluğu denetleyen kurumların, Sayıştayın, Danıştayın içini boşalttılar. Araştıran, sorgulayan gazetecileri hapse attılar, yolsuzluğa karşı sesini çıkaranı kovdular, namusuyla çalışanın üzerine çöktüler. Ve sonunda, yolsuzluğu bir norm, bir standart hâline getirdiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - 3 Kasım 2002 Seçim Beyannamesi'nde AK PARTİ'si yolsuzlukla mücadele edeceğini tam 24 defa tekrarlamış. Gelinen noktadaysa Türkiye yolsuzluk sıralamasında 2007 yılında 64, 2015 yılında 66, 2020 yılındaysa 86'ncı sıraya geriledi. Yani yolsuzlukta Botsvana, Ruanda ve Gana gibi ülkelerden daha gerideyiz. İşte, size, AK PARTİ'si iktidarının yolsuzlukta verdiği büyük mücadele; yolsuzlukta Afrika ülkeleriyle rekabet eden bir Türkiye.

Bu gerekçelerle artan yolsuzluk, usulsüzlük ve nüfuz kayırma iddialarının araştırılması, yolsuzluk ve usulsüzlüğün sebeplerinin ve sonuçlarının tespit edilmesi konusunda bir araştırma önergesi önem arz etmektedir. İktidar partisinin vekillerine de buradan sesleniyorum: On dokuz yıl önce millete verdiğiniz sözü yeterince unuttunuz, bizden hatırlatması. Gelin, hep beraber yolsuzlukla mücadele edelim, yoksa "3Y" diye diye geldiğiniz iktidardan vatandaş sizi 3Y'yle ilk seçimde uğurlayacak. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)