| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 20.05.2021 |
HDP GRUBU ADINA ABDULLAH KOÇ (Ağrı) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri ve değerli halkımız; sizleri saygıyla selamlıyorum.
İYİ Partinin yaşanılan şiddet ve cinayet olaylarının araştırılması için Meclis araştırması açılmasına dair önergesi üzerinde söz almış bulunmaktayım.
Değerli arkadaşlar, şiddeti tanımlarken akla hemen polis şiddeti, bekçi şiddeti, erkek şiddeti ve bunların sonucunda siyasallaşan, tarafsızlığını ve bağımsızlığını yitiren ve cezasızlık politikalarıyla karşımıza çıkan bir yargıdan bahsetmek durumundayız. Şiddet olaylarını soruşturacak ve cezalandıracak tarafsız ve bağımsız bir yargı ne yazık ki yok. Kürt illerinde gerçekleştirilen tüm şiddet olaylarında hemen yargı devreye giriyor, gizlilik kararı vermek suretiyle ilk direnen yargı oluyor, yargı mekanizmaları oluyor ve eğer şiddet uygulayan polis, asker ve aynı zamanda Hükûmet yanlısı birisiyse ilk direnen, ilk karşı koyan da yargı mekanizması oluyor.
Anayasa'yla güvence altına alınan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı ne yazık ki askıdadır ve Boğaziçi olaylarında olduğu gibi, gösteri ve her türlü demokratik gösteri hakkını kullanan kişiler polis ve asker şiddetiyle karşı karşıya kalıyor.
Bakın, sizinle birkaç tane örnek paylaşmak istiyorum. 8 Mart 2021'de Adıyaman'da polis şiddetine maruz kalan Mithat Arıkçı ve Mehpare Sahan'ın fotoğraflarıdır bunlar. Bunlar devlet şiddetidir, bunlar polis şiddetidir değerli arkadaşlar.
Yine, başka bir örnek: Değerli arkadaşlar, 14 Mayıs 2021 tarihinde Siirt'in Şirvan ilçesinde bekçi şiddetine maruz kalan Muhammed Erdal ve Barış Işık kardeşlerin mevcut olan durumudur bu; bu da yine bir devlet şiddeti.
Değerli arkadaşlar, biz şiddetin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bakın, Şerali Dereli biraz önce gündeme geldi. Roboski... Murat Kaya, Tutak'ın Muşyan köyünde katledildi. Bakın, 2015 yılında Muhammed Aydemir ve Orhan Arslan, Diyadin'de polisler tarafından katledildi ve hâlâ dosyalarla ilgili bir gelişme yok.
Değerli arkadaşlar, biz saymakla bitiremeyeceğiz. Onlarca şiddet olayı var; onlarca, polis ve asker tarafından gerçekleştirilen şiddet meseleleri var ve hiçbir tanesi soruşturulmuyor ve yargı mekanizması işleme girmiyor değerli arkadaşlar.
Peki, bir diğer şiddet olayını sizinle paylaşayım değerli arkadaşlar. Helikopterden atılan Servet Turgut yaşamını yitirdi, Osman Şiban hâlâ bu şekilde değerli arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Koç.
ABDULLAH KOÇ (Devamla) - Peki, bunlara ne oldu? Bunlar için yargı hiçbir şekilde devreye girmedi, hareket etmedi. Ne oldu? Bunları haber yapan, bunları dile getiren gazeteciler hakkında soruşturma başlatıldı ve gazeteciler cezaevine atıldı. Polisin, askerin şiddetini gündeme getiren kişiler hakkında polise mukavemet nedeniyle soruşturmalar başlatıldı.
Yine, Urfa'da -yakın olan bir örnek- Şenyaşar ailesi adalet talep ediyor, adalet talebinde bulunuyor fakat değerli arkadaşlar, yine, Emine Şenyaşar hakkında memura hakaretten dolayı soruşturma açılıyor. Yani ezcümle belirtmek istiyoruz ki biz şiddetin ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Şiddete karşı direnen ve şiddetin soruşturulmasını engelleyen, birinci derecede engelleyen yargının kendisidir ve siyasal iktidarın kendisidir. Bu nedenle, biz mevcut olan araştırma önergesine bu yönüyle de destek vereceğimizi açıklıyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)