| Konu: | Sigortacılık ile Diğer Bazı Alanlara İlişkin Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 20.05.2021 |
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu kadar sessiz, soluksuz, aslında sası diyeceğim bir Mecliste hakikaten kafam karışık, yani ne konuşacağımı bilemiyorum çünkü hiçbir şey yok, yani bir heyecan yok, bir müzakere yok, halkın herhangi bir derdine deva olacak bir şey yok. Hani "ekonomi" diyorsunuz, büyük Köfteci Yusuf operasyonundan mı konuşayım mesela? Bir Bakanın yaptığını iddia ettiği, gerçekten memleket için büyük önem taşıyan Köfteci Yusuf operasyonu! Evet, ben deneyimli Gazeteci Ali Topuz'un sözleriyle ifade edeyim: "Bir ara toplam yapalım şu döneme ilişkin: Namus, vatan, millet, devlet lafları çıkınca nutuklardan şu laflar kalıyor: Kumar, mafya, soygun, arazi, çökme, kıytırık marina, uyuşturucu, prensler, prensesler, sayılı zenginler, iş insanları. Birinci öbekteki laflar yani namus, vatan, millet, devlet bunlar kavgada kullanılan silahlar; ikinci öbekteki laflar kavganın alanı. Peker 'Alanda çok aşçım var.' dedi özetle." Halka düşen ne buradan? Yoksulluk, yoksulluk, yoksulluk, haksızlık, adaletsizlik. Meclise düşen ne? Sessizlik, sessizlik, sessizlik. Söylenen çirkin, cinsiyetçi, fütursuz sözlerin sahibi kim, hangisi söylüyor; siyasetçinin lafı mı o yoksa organize suç örgütünün lafı mı, onlar bile belli değil, hepsi birbirine karışmış, anlaşılmıyor bile. Evet, su çürüdü ve tuz koktu, memleket, memleket değil. "Kız babasıyım, kız babasıyım." diye tutturan bir mafya babası. Hatta buradan yürür ailenin önemine dem vurup buradan duyar kasabilir, duyarlılık yapabilir. Sanırsınız her şey çok normal ve bunu normalleştirmek gerçekten en büyük tehlike ve utanç bu ülke için. Ben babamdan söz edeyim: Benim babam da 2 kız babasıydı ve gerçekten sadece bizleri okutmak için didindi, namusuyla, helalinden kazandıklarıyla. Bugün var mı, namusuyla, helalinden kazandı diyebileceklerimizin sayısı gerçekten azalmadı mı? Ve bunları normalleştirenler, aynı zamanda, kafalarını kuma gömen savcılar da utanç bu ülke için. Bütün bu iddialar için normal bir ülkede onlarca dava açılırdı, onlarca soruşturma açılırdı ama hayır, onlar kendi konforlarını düşünüyorlar ve kafalarını kuma gömüyorlar. Evet, gerçekten su çürüdü, tuz koktu, yoksulluk, yolsuzluk arşa erdi ve ben diyorum ki: "Yeter artık!" demek yetmiyor, gerçekten birinize istifa da değil topunuza istifa, topunuza istifa. Artık bıçak kemiğe dayandı herkes için. Peker ne diyor siyaset ve iş dünyası ilişkilerini anlatırken? "İmam mı bilecek, tabii ben bileceğim." Tabii o biliyor, suçlu olan bilir çünkü, suçunu bilir, suç ortaklarını bilir; gayet iyi biliyor ve anlatıyor. Evet, absürt ötesi bir ülkede absürt ötesi kesitler yaşıyoruz ve hepsi aynı soydan bunların. Öyle kibirli, öyle küstah, öyle fütursuz çünkü ne kadar kötülük ve haksızlık yaparsam yapayım başıma bir şey gelmez soyundanlar ve kişi kendinden bilir işi. Bu cinsiyetçi, mafyacı, siyasetçi delikanlılar, kadınların tırnağı olamaz ama her fırsatta da kadınlara dil uzatırlar. Ağzınızı temizleyin artık, ağzınızı temizleyin; tükürüklerinizden kirlendi bu ülke, gerçekten, tükürüklerinizden kirlendi.
Bütün bunlar olurken bir dava yürüyor Sincan'da: Kobani davası. Kobani neresi mi? Kobani, hani o IŞİD'in tarumar etmek istediği gizemli belde. IŞİD ne mi, hatırlatayım: Hani kelle avcısı, Ezidi kadınlara tecavüz edenlerden oluşan, Ankara Gar katliamını da yapan örgüt.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - PKK'nın bir versiyonu.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Tamamlıyorum.
BAŞKAN - Buyurun efendim.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Hatırlamıyor musunuz? Hatırlayın, hatırlatırız gerçekten ama "Bizim sınırlarımız dışında." demeyin Kobani için. Evet, Filistin de bizim sınırlarımız dışında ama hepsi, haksızlığa uğrayan, haksızlığı yaşayan yerler ama bizim ülkenin paşazadeleri sadece kendi çıkarları, kendi oy depoları için çevirirler nerede haksızlık var diye gözlerini.
Evet, bugün bütün bu mafyalar cirit atarken sokaklarda, bizim arkadaşlarımız beş yıldır cezaevindeler, beş yıldır. Neden? Bugün Sırrı Süreyya söylüyor, diyor ki: "Et ve Süt Kurumunun temsilcisi de orada, müşteki olarak orada, soruyorum: 'Ben size ne yaptım? Etinizi mi çaldım, sütünüzü mü döktüm? Bana ve arkadaşlarıma 38 kez müebbet istenen bir davada müşteki olacak kadar ne geldi ki sizin başınıza?'"
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Hocam, bir dakika daha rica edeceğim.
BAŞKAN - Buyurun Başkanım.
FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Beyza Hoca söylüyor: "Söylemekten yorulduk ama bizi tahliye etseniz de biz kaçmayacağız. Bugün tahliye edilsek yarın gelir buraya devam ederiz çünkü biz burada yargılanan değiliz, biz bu ülkede yok edilmek istenen demokrasi için çaba sarf ediyoruz."
Evet, davayı izlerken bir arkadaşıma dedim ki: "Partiyle bağları zayıflamış olanlar bile bugün ne yazık ki cezaevinde, yıllar sonra. Kesiyorsun partiyle, partimiz peşimizi bırakmıyor." O da: "Evet, senin de peşini bırakmayacağız, HDP'li olmak böyle bir şey." ve "Sen herkesten daha çok HDP'li oldun, farkında mısın?" dedi. Ben de güldüm, herkesten çok HDP'li değilim ama öyle tarihi ve gerçekliği var ki bu ülkenin, gerçekten haksızlığa karşı susmayan, susamayan herkesle birlikte HDP'liyim ben ve olmaya da devam edeceğim. Ya da HDP'li olmuyorsanız da Sümeyye Avcı olun, "Helal etmiyorum." deyin, "Bizim hakkımızdan aldığınız her kuruş haram olsun." deyin.
Saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)