| Konu: | Sigortacılık ile Diğer Bazı Alanlara İlişkin Kanunlarda ve Bir Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 82 |
| Tarih: | 20.05.2021 |
BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sıra sayısı 262 olan Kanun Teklifi'nin 5'inci maddesi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, biraz önce diğer milletvekillerinin de anlattığı üzere, eğer kabul edilirse bu madde "Finansal İstikrar Komitesi" başlığını taşıyacak. Daha önce "Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesi"ydi. Bu en son 2019'da bu şekilde değiştirilmiş ve gündeme getirilmişti. Şimdi, 2019'dan 2021'e kadar bunun pek fazla da uygulaması olmadı.
Değerli arkadaşlar, bu torba kanunun da diğer torba kanunlar gibi bir özelliği var, 19 maddeden oluşuyor, bu 19 maddenin özelliği şu: En erken yirmi gün önce bu maddelerde değişiklik yapmışız, en geç de 2016'da; 2016 ile yirmi gün öncesine ait değişiklikleri tekrar değiştiriyoruz. Şimdi, bu kanun yapma tekniği değildir, bu yasama yöntemi değil değerli arkadaşlar. Alelacele getiriliyor, bir şeyler doğru dürüst görüşülmeden, çok acele, yetişsin, yetişsin, yetişsin diye doğru dürüst Komisyonda da görüşülmüyor, ilgili komisyonlarında da görüşülmüyor, zaten alt komisyonu tümden unuttuk. Ondan sonra çalakalem bir muhalefet şerhi yazıyoruz, zar zor buraya geliyor, ondan sonra burada da doğru dürüst görüşülmeden kanunlar çıkmış oluyor, yasalaşıyor, ondan sonra da onları düzeltmekle uğraşıyoruz hep beraber. Şu anda bunun için vakit ayırıyoruz. 2016 ile yirmi gün öncesine ait kanunları yeniden düzeltiyoruz; kanun yapmamız bu, maalesef bu hâle geldi. Bu, Türkiye Büyük Millet Meclisinin, Parlamentonun itibarına büyük halel getiriyor; bunun farkında olmamız lazım, bu büyük bir sıkıntıdır, çok önemli bir konudur bu. Biz milletin iradesini temsil ediyoruz -ki etmemiz lazım- bu konuda çok daha fazla hassasiyet göstermemiz lazım.
Yürütme erkinden gelen -ki yürütme erki sadece tek bir seçilmişten oluşuyor, o da Cumhurbaşkanıdır, ne kadar bilgisi var bilmiyorum ama- dolayısıyla bürokrasiden gelen her şeyi önümüze geldiği gibi görüşüyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisinin, bu yüce Parlamentonun ne kadar çalışacağına, ne zaman çalışacağına, hangi konularda çalışacağına karar veren maalesef bürokrasi; böyle bir şey olmaz, böyle bir yasama yöntemi dünyanın hiçbir parlamentosunda yoktur. Bu Parlamentonun itibarı tekrar tesis edilmelidir. Bu yöntemle, bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminden beri, maalesef bu, itibarımız yerle yeksan oldu; gerçekten buna çok üzülüyorum.
Onun haricinde, şimdi, bir de "devlet" denilen bir kavram var. 2019 yılında bu Finansal İstikrar ve Kalkınma Komitesini kurmuşuz, doğru dürüst çalışmamış, şimdi "Finansal İstikrar Komitesi" diye değiştiriyoruz; bir de tutuyoruz, düzenleyici ve denetleyici 8 kuruma, düzenleyici ve denetleyici kurumlara burada görev vererek Hazine ve Maliye Bakanlığının başkanlığında bir komite oluşturuyoruz.
Şimdi, bir devlette, Türkiye gibi geçmişi olan bir devlette bazı şeyler yazılı olmaz arkadaşlar, her şey yazılı olmaz; bir devlet geleneği vardır. Devlette tutup da siz genel bütçeye dâhil idareler diyorsanız, düzenleyici ve denetleyici kurumlar diyorsanız, mahallî idareler diyorsanız, sosyal güvenlik kurumları diye ayrımlar yapıyorsanız bunun bir sebebi vardır. Tutup da bunların hepsini çorba edip kendi kanunlarında düzenlenmesi gereken görev ve yetkilerini böyle bazı karma kanunlara alamazsınız; bunlar yanlıştır. Belki bunu Anayasa'ya aykırı görmeyeceğiz ama devlet geleneğine, devlet terbiyesine, devlet aklına, devlet hafızasına aykırıdır; bu yanlış bir düzenlemedir. Belki mahzur görmeyebilirsiniz, "Mahzurludur." demeyebilirsiniz, "Ne mahzuru vardır?" diyebilirsiniz ama devlet geleneğine aykırıdır, bizim kurumsal hafızamıza aykırıdır, kurum yapımıza aykırıdır; bunların da bilinmesi lazım. Herkes bunu bilemez belki ama devleti az çok bilen insanlar bunun ne anlama geldiğini takdir edeceklerdir.
Maliye Bakanının başkanlığında... Ki Maliye Bakanı da artık diğer Bakanlarda olduğu gibi kendi Bakanlığındaki iş ve işlemlerden sorumlu değildir arkadaşlar.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurunuz Sayın Kuşoğlu.
BÜLENT KUŞOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Sorumluluğu sadece Cumhurbaşkanına karşıdır. Bu şekildeki düzenlemeler de mantıklı değildir, devlet geleneğimize aykırıdır; bunları yapmamamız lazım. Bunlar, uzun vadede sıkıntı çıkaran, devleti -maalesef- itibarsızlaştıran, sıkıntıya sokan düzenlemelerdir. Her kurumun kendi özel teşkilat düzenlemesinde görev ve yetkilerinin belirlenmesi lazımdır. Düzenleyici ve denetleyici kurumlar ile diğer genel bütçeye dâhil kurumları bir araya getirip, çorba edip ayrı kanunlarda hep böyle görevler vermek devlet itibarını, devlet aklını, hafızasını zedeler.
Bu vesileyle hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)