| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 26.05.2021 |
CHP GRUBU ADINA YUNUS EMRE (İstanbul) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Başlangıçta, tabii, hemen İYİ Parti grup önerisini desteklediğimizi belirtmek isterim. Bu, bir yanıyla da aslında önemli bir siyasi görev ve Anayasa'mızla, ilgili mevzuatla da tanımlı bir durum. Anayasa'nın 70'inci maddesi, biliyorsunuz, bu konuyu düzenliyor; Devlet Memurları Kanunu'nun 3'üncü maddesi bu konuyu düzenliyor. Bunun yanında birçok uluslararası sözleşmede Türkiye'nin bu alanda ciddi taahhütleri var. Örneğin Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesinin kamu görevlileri için meslek ilkelerini belirleyen kararında; yine Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinin "Yerel ve Bölgesel Yönetimlerde Akraba Kayırmacılığı Nepotizm ile Mücadele" başlıklı kararında; yine AGİT'in 2004'te "Yolsuzlukla Mücadelede En İyi Uygulamalar" başlıklı raporunda ve OECD'nin 1998 yılında kabul ettiği "Kamu Hizmetinde Etik İlkeleri İçeren Bir Sistemin Geliştirilmesine Dair Yasal Belge" başlıklı dokümanda bunların hepsi kayıt altına alınmış, Türkiye bu alanda taahhütlerini vermiş durumda ancak ne yazık ki bu taahhütlerin hiçbiri ve bizim Anayasa'mızda, yasalarda kayıt altına alınan hükümler bu alanda uygulanmıyor. Bunun birçok örneği var; en başta herkesin malumu olan bu siyasi büyükelçi atamaları var, gerçekten Türkiye bakımından bir utanç manzarası. Türkiye'nin birçok önemli başkentteki temsilcileri bu alanda uzmanlıktan, ehliyetten, liyakatten uzak kimseler. OECD'ye bir büyükelçi görevlendirdiniz, bir öğretim üyesi, bir iktisatçı; bir tane uluslararası yayını olmayan bir iktisatçı ya da efendim, en son Azerbaycan atamasında gördüğümüz gibi, efendim, Viyana'da, Prag'da, Washington'da gördüğümüz gibi birçok önemli merkezde bu siyasi atamaları yapıyorsunuz.
Rektör atamaları... Eski AK PARTİ'li milletvekili arkadaşlarınızı rektörlüğe getiriyorsunuz. Bu rektörlerin 71'inin hiçbir uluslararası YÖK yayını yok değerli arkadaşlar, hiçbir atıf alan yayını yok. Üniversiteyi bir bilim kuruluşu, bir araştırma kuruluşu; bir topluma hizmet, bir eğitim kuruluşu olarak değil ihale yapan, bina inşa eden bir yer olarak görüyorsunuz. Türkiye'ye büyük kötülükler yapıyorsunuz.
Yargıç ve savcı atamaları... Bunlar çok konuşuldu. Partinizin mensuplarını, il ve ilçe yönetimlerinde bulunan insanları bu görevlere getiriyorsunuz sırf partinizin mensupları olduğu için.
Arpalıklar... Birçok farklı devlet kuruluşunda insanlara hak etmedikleri yüksek ücretleri birkaç farklı koltukla ödüyorsunuz. Bununla ilgili birçok örnek var ancak şunu açıklamak istiyorum: Bu bir sistem sorunu aslında, uygulamakta olduğunuz ekonomik sistemin sonucu. Türkiye'nin kaynaklarını ehliyet, liyakat ilkelerini gözeterek; etkinlik, verimlilik, sosyal adalet gibi ilkelere göre dağıtmak yerine... Size yakınlık, şahsa yakınlık, kişiye yakınlık; kurallara, yasalara bağlılık değil, kişiye bağlılık, kişiye sadakat temel ilke olduğu için, ekonomik anlayışınızın temeli bu olduğu için bunu uyguluyorsunuz. Bir yandan da bu bir siyasal sistem aslında. Çünkü kurumsal işleyişi ortadan kaldıran, kurumları ortadan kaldıran, kurumların kültürünü ortadan kaldıran bir durum bu.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın Sayın Milletvekilim.
YUNUS EMRE (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, son bir örnekle kapatacağım.
Bakın, geçtiğimiz aylarda Amerikan Başkanının sözde Ermeni soykırımıyla ilgili yazılı bir açıklaması oldu. Amerika'ya bir büyükelçi gönderdiniz, partinizin bir mensubu, eski bir milletvekiliniz. Eskiden Amerika'da büyükelçilik görevi yapmış büyüklerimizden -kendisini burada anmak istiyorum- Namık Tan'la ben bir gün bir mülakat yapmıştım. Şunu söylemişti, demişti ki: "Ben Amerika'ya, büyükelçi olmadan önce 3 defa, farklı yıllarda, farklı görevlerle gittim. Amerika'da, o görevlerim sırasında, düşünce kuruluşlarında, siyasi partilerde, Kongrede, Amerikan yönetiminde birçok insan tanıdım. Bunu şunun için anlatıyorum: Bu aşamaların içerisinden gelerek görev yapacakları yerleri iyi tanıyan insanlar görev yaptığında Türkiye bu türden sonuçlarla karşılaşmıyor. Ancak siz tamamen şahsa bağlı, "Benim orada mutemet bir adamın olsun, benim lafımı dinlesin; kuralları, yasaları değil, benim dediklerimi gözetsin." diye atamalar yaptığınız için Türkiye'nin başı beladan kurtulmuyor.
Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)