| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Mozambik Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Ticaret ve Ekonomik İşbirliği Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 84 |
| Tarih: | 26.05.2021 |
HDP GRUBU ADINA SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; ülke yangın yerine dönmüş durumda. Soygun, zam, zulüm, yalan, talan, mafya, çete, uyuşturucu, kara para ve erken kalkanın bir yerlere çöktüğü pratiklerin sergilendiği kirli bir iktidarla karşı karşıyayız.
Bugün AKP Genel Başkanı, Cumhurbaşkanı grup konuşmasını yaptı, 84 milyon insan bekliyordu "Acaba ne söyleyecek?" diye. Her konuda yetkili olan tek adam Erdoğan bugün çete, mafya, siyaset, devlet sistemini üstlendi bir kez daha; Türkiye'nin bir çete, mafya, devlet, siyaset ülkesi olduğunu, egemenliğin kayıtsız şartsız çete, mafya, devlet, siyasetin olduğunu bir kez daha görmüş olduk.
Sorduk, soruyoruz, bir kez de ben sormak istiyorum: Kolombiya Savunma Bakanlığı açıkladı, resmî bir açıklama. Kolombiya'nın Buenaventura Limanı'nda 9 Haziran 2020'de bir gemi yakalandı; 4,9 ton kokain yakalandı bu gemide. Rotası Türkiye limanlarınaydı, hâlâ bilmezlikten, görmezlikten geliyorsunuz. Bu geminin, bu kokain gemisinin Türkiye'deki sahibi kim? Soruşturma açıldı mı? Varış yeri neresi? Örneğin, ben İzmir Milletvekiliyim, sormak istiyorum: İzmir'e mi geliyordu? Neden ölü taklidi yapıyorsunuz? Bunu sormak istiyorum.
Türkiye'de demokrasinin ve özgürlüklerin tamamen tasfiye edilmesi; Kürt sorununun çözümsüzlüğü; çıkar çetelerinin halklara karşı işlediği suçlar; kamu kaynaklarının, yer altı, yer üstü varlıklarının, doğanın talanı; yerli, yabancı tekellerin yağmasına kalkan olmalar; kadına yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayetleri; yolsuzluk, rüşvet bu ülkeyi yönetenler açısından gerçekten bir münferit vaka değil, kural hâline gelmiştir. O yüzden, aslında, şaşırmıyoruz.
Geçen, İçişleri Bakanı "İşkence varsa boş kâğıda imza atarım." demişti. Türkiye'de işkencenin bir devlet politikası olduğunu hepimiz biliyoruz. 17 bin insanın bu ülkede gözaltında kaybedildiğini, asit kuyularına atıldığını, 17 bin Kürt'ün gözaltında kaybedildiğini, bu faili meçhullerle yüzleşilmediğini, AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın Berfo annenin göz yaşlarını istismar ettiğini fakat o dönemde bu gözaltında kayıpları yapanların bugün hamisi olduğunu görüyoruz.
Roboski'nin, Suruç'un, 10 Ekimin faillerisiniz ve sürekli olarak burada bize vatan millet, yerlilik ve millîlikten bahsediyorsunuz. Beka ve millî güvenlik öcüsüyle halkı korkutmak istiyorsunuz ve biz burada diyoruz ki: Ey halkımız; ne zaman size "vatan millet" derlerse, ne zaman "yerli ve millî" derlerse lütfen ceplerinize, cüzdanlarınıza sahip çıkın, cüzdanlarınızı kontrol edin çünkü yağmaya, hırsızlığa, talana, soyguna geliyorlar. Mazota zam geldi, petrole zam geldi, LPG'ye zam geldi, yüzde 54 ila yüzde 189 oranında zamlar var ve şu anda beklenen potansiyel zamları da biliyoruz.
ÖTV'den ve KDV'den bu dönemde, tam da pandeminin olduğu bu dönemde geçen yıla göre neredeyse yarı yarıya daha fazla gelir elde ettiniz. Esnafın cebinden, halkın, işçinin, işsizin, göçmenin, kadının cebinden alıyorsunuz, hatta kepçeyle alıyorsunuz, damlalıkla pandemide esnafa yardım ettiğinizi söylüyorsunuz.
İşsizlik Fonu'nu bu dönemde yağmaladınız, yandaş müteahhitlere verdiniz, milletin işine, aşına, yaşam hakkına çöktünüz ve diyorsunuz ki: "Milletin işini aşını koruyoruz." Tam da saldırdığınız şeyi sanki yapıyormuş yani yapmadığınız şeyi yapıyormuş gibi, "prompter"larla, havuz medyanızla halka empoze etmeye çalışıyorsunuz.
Mart 2021'de TÜİK verilerine göre, yani TÜİK verileri manipüle ettiği hâlde istihdam oranı yüzde 44,3. Düşünün, yüzde 56 civarında istihdam edilebilecek insan istihdam edilemiyor. İşsizlik resmî rakamlara göre yüzde 13,1. Hani siz milletin işine aşına sahip çıkıyordunuz. DİSK-AR'ın genişletilmiş işsizlik araştırmasına göre işsizlik yüzde 28. Halka gidip sorsanız, gençlere sorsanız işsizlik çok daha yüksek. Her 4 gençten 1'i işsiz, üniversite öğrencileri iş bulamıyorlar, işsizler. Diyorsunuz ki: "Artık herkes üniversite öğrencisi olabiliyor." Ama üniversite öğrencileri geçinemediği için motokurye olarak çalışıyor ve yaşamını yitiriyor. İzmir'de, hemen yakında bu yaşandı. Borç derseniz, doğmamış çocuklar bile borçlu, gırtlağımıza kadar borçtayız. Gelir dağılımı eşitsizliğinde 34 ülke arasında sondan 2'nci sıradayız.
Hukuka bakalım, hukukta durum nasıl? Orada da berbat bir durumdayız. Basın özgürlüğü sıralamasında 180 ülke arasında 153'üncü sıradayız. Hukukun Üstünlüğü Endeksi'ne göre Türkiye 126 ülke arasında 109'uncu sırada. Gördüğünüz gibi, "vatan, millet" diyerek yarattığınız tablo bu.
Geçenlerde, birkaç gün önce Soma davası vardı. "Adaletin öldüğü Soma davasını gördük." dedi aileler. "Katliam düzeninde yaşıyoruz." dedi aileler ve hiçbiri Soma'da adaletin yaşanacağına inanmıyor çünkü bu bir çete, mafya düzeni. 14 Haziranda görülecek olan Soma davasında göreceğiz, yine cezasızlık politikası takip edilecek.
Cezaevlerinde durum aynı, cezaevleri her gün insanlarla dolup taşıyor. Geldiğinizde 50 bin civarında insan vardı, bugün 285 bine yakın insan cezaevlerinde. 182 gündür açlık grevi var, cezaevlerinden yakında tabutlar çıkabilir. Hasta tutsakları ölüme terk ediyorsunuz, bilinçli olarak öldürme politikası izliyorsunuz. Tecrit ve infaz yakmalarla cezaevlerinde tam bir zulüm düzeni kurdunuz. 85 yaşındaki Mehmet Emin Özkan'dan ne istiyorsunuz? Ya, bu sizin çürümüş çete, mafya düzeniniz Tuğgeneral Bahtiyar Aydın'ı öldürmekten yakaladı, cezaevine koydu. Suçsuz yere yirmi beş yıldır cezaevinde yattı ve aslında bu suçu işlemediği ortaya çıktığı hâlde, şu anda hâlâ yargılaması yenilendiği hâlde, bu insan kaç kere kalp ameliyatı geçirdi? Tansiyonu, zehirli guatrı, kemik erimesi, pek çok hastalığı var. 85 yaşında insandan bahsediyorum, elleri kelepçeli oradan oraya sürüklüyorsunuz. Sizde hiç vicdan var mı? Ve insanlığınızı sorguladığımı söylemek istiyorum. Gerçekten bu, bir çete düzeni, mafya düzeni, bu düzen soygun düzeni ve hak arayan kimse, eşitlik, barış arayan kimse onu siz terörle suçluyorsunuz, terörist ilan ediyorsunuz. Ama o terörden ne anlıyorsanız işte o sizin düzeninizin ta kendisidir. Her türlü pisliğe bulaşmışsınız, gırtlağınıza kadar pisliğin, bataklığın içerisindesiniz ama gelmişsiniz bize ahkâm kesiyorsunuz, bizi Kobani kumpas davalarıyla yargılamaya çalışıyorsunuz. Fakat siz yargılanıyorsunuz, sizi mutlaka ve mutlaka bu süreç içerisinde mahkûm edeceğiz ve bu halk sizden mutlaka hesap soracak.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (Devamla) - Susurluk tuğlalarından kendinize saray yaptınız. Emekçileri, İkizdere köylülerini, Alevileri, Kürtleri, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini, demokrasi ve barış isteyen kim varsa susturmaya çalışıyorsunuz ve karanlığın merkezi hâline gelmiş olan iktidarınız "İşte bu insanlar tuğlayı çekmek istiyor." diye bizlere, bu insanlara, demokrasi mücadelesi yükseltenlere pervasızca saldırıyor. Ve demokrasi güçleri, siyasi partiler bir açıklama yaptılar, önemli olduğunu düşünüyorum. HDP, EMEP, TİP, Sol Parti, TKP ve TÖP kirli ittifaklarla mücadele edeceklerini açıkladılar. Siyasi egemenliğini mafya, çete, terör ve yolsuzluk mekanizmasıyla kuranlardan hesap soracağımızı söylüyoruz; korkmuyoruz, susmuyoruz, hesap vereceksiniz. (HDP sıralarından alkışlar)