GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:55
Tarih:22.01.2013

MUSA ÇAM (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

393 sıra sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Tasarısı, özel tüketim vergisi konusu üzerinde görüşülüyor ve ben de bunun insani boyutunu biraz dile getirmek istiyorum. Sürekli ekonomik boyutu, mali boyutları dile getiriliyor ama insani boyutları hiç dile getirilmiyor.

7 Ocak 2013 tarihinde Zonguldak Kozlu'da Türkiye Taşkömürü Kurumunda bir maden ocağında bir göçük yaşandı ve bu göçükte 8 işçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Henüz daha işçi kardeşlerimizin cesetleri göçük altında iken 9 Ocak 2013 tarihinde inanılmaz ve akıllara ziyan bir ferman yayınlandı Sayın Enerji Bakanlığımızın talimatıyla. Genelge diye adlandırılan bu ferman da bir kamu görevlisinin değil de bir köle tüccarının zihniyetini yansıtıyordu âdeta. İnsanın kanını donduran bir soğukkanlılıkla yazılmış "icralık işçiler" konulu 697 sayılı bu ferman, vicdan, izan ve hukuktan yoksun bir ibret belgesi olarak sosyal politika tarihinde ve çalışma hayatı literatüründe yerini alacaktır. Borçlu olan işçilerin tazminatsız olarak işten atılacağını ilan eden genelge, nereden bakılırsa bakılsın bir tutarsızlık, vicdansızlık, hukuksuzluk ve ahlak sınırlarını zorlayan bir belgedir. Genelge, taşeron maden şirketlerinde meydana gelen iş cinayetlerinin gerçek nedenlerini perdelemekte ve işçileri suçlamakta.

Özellikle genelgenin içeriğindeki bu maddeyi sizlere okumak istiyorum değerli arkadaşlar. Sayın Bakan, sizin talimatınızla çıkartılmış olan bu genelge? Özellikle, bu genelgede diyor ki: "Yer altında yürütülen işlerin tehlike oranı yüksek olduğundan buralarda küçük bir dikkatsizliğin bile onarılmaz hasarlara, can ve mal kayıplarına neden olabileceği dikkate alındığında icralık duruma düşen işçilerin akıllarının sürekli iş harici konularlda meşgul olması ve konsantrasyon problemi yaşamalarının muhtemel bulunması nedenlerinden dolayı işlerini dikkatli yapamama olasılığı bulunmakta, kendilerinin ve yanında çalışanların sağlığı ve iş güvenliği açısından büyük risk oluşturmakta, dolayısıyla iş verimini olumsuz yönde etkilemektedir." Böylece anlıyoruz ki borçlu işçiler hem kazalara neden olmakta hem de iş verimini olumsuz etkilemekte. 8 madencinin ölü bedenleri daha soğumamışken bu satırları yazabilmek nasıl bir insani duygudur Sayın Bakan, bunu anlayabilmiş değiliz.

Sanıyorsunuz ki maden işçileri durduk yerde icralık oluyor. İnsanlar gelirleri yetmeyince borçlanırlar, borçlarını ödeyemeyince de icralık olurlar. Hiç kimse durduk yerde icralık olmaz. İcra ile iş verimi arasında yaman bir ilişki kuran TTK Müdürü neden gelir yetersizliğiyle icra arasındaki aynı ilişkiyi kuramaz, bunu anlayabilmiş değiliz. Acaba, Sayın Bakan, Sayın Genel Müdür, hayatını kaybeden bu kardeşlerimizin ne kadar ücret aldıklarını biliyorlar mı? Biliyor musunuz Sayın Bakan bu göçük altında kalan işçiler ne kadar ücret alıyorlar? 850 lirayla 1.250 lira arasında bir ücret alıyorlar. Ama, Sayın Genel Müdür ferman niteliğindeki bu genelgesinde, icralık işçiler yazılı olarak uyarılacakmış ve bir yıl süre verilecekmiş, verilen bu sürenin sonunda da hâlen icra veya hacizleri kaldırmaya yönelik işlem yapmayan veya yeni hacizlere maruz kalan işçilerin 4857 sayılı İş Kanunu'nun 18 ve 19'uncu maddeleri uyarınca savunmaları alınacak ve daha sonra da, bu savunmalarından sonra da 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/II (e) maddesi hükmüne göre iş sözleşmeleri sona erdirilecekmiş.

Değerli arkadaşlar, 4857'nin 25/II (e) maddesi "Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan hâller ve benzerleri" başlığını taşıyor. İlgili hükme göre işçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunan işverene derhâl fesih hakkı veriliyor. Yani, göçük altında kalan bu kardeşlerimizi 25/II (e) maddesi hırsızlıkla suçluyor ve orada çalışan arkadaşlarımızı bu şekilde tehdit ediyor ve işten atıyor. Eğer bu Genel Müdürde ve Sayın Bakanda şu kadarcık bir vicdan varsa, şu kadarcık bir adalet varsa orada binlerce metre altında çalışan bu kardeşlerimiz için çıkarılmış olan bu genelgeyle onları hırsızlıkla suçlamaması gerekiyordu.

Biraz önce Sayın Bakan dedi ki: "Burada konuşanların vebali omuzlarınadır." Evet, Sayın Bakan, göçük altında kalan 8 işçinin vebali, onların çocuklarının sorumluluğu, vebali sizin omuzlarınızdadır ve yayınlamış olduğunuz, çıkarmış olduğunuz o genelgeyi de burada yırtıyorum ve size armağan ediyorum Sayın Bakan.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)