| Konu: | Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve Guatemala Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Hava Ulaştırma Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 85 |
| Tarih: | 27.05.2021 |
ZEYNEL ÖZEN (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; televizyonları başında bizi izleyen halklarımızı saygıyla selamlıyorum.
İktidarın kendi içindeki rant kavgası sonucu ifşa olan iktidar, bürokrasi, mafya, tarikat ilişkilerinin ayyuka çıktığı utanç verici bir dönemden geçiyoruz. Oysa gerçekten adaletin olduğu, yargının tarafsız ve bağımsız hareket ettiği bir ülkede böylesi kirli ve gayrimeşru ilişkilerin oluşması siyaset, bürokrasi, mafya, tarikat ilişkilerinin kurulması ve bu yapıların devlet içinde konumlanarak büyümesi mümkün değildir. Ancak yargı mekanizmasının iktidarın sopası olarak kullanıldığı ülkemizde işlenen tüm suçlar ve kurulan tüm kirli, gayrimeşru ilişkiler vatan millet edebiyatı arkasına gizlenmekte ve ülkenin kaynakları çıkar ilişkileri ekseninde iktidar ve organize suç örgütleri arasında paylaşılmaktadır. Mafyatik iktidar ilişkileri halkları bitmek bilmeyen bir yoksulluk ve yolsuzluğa, karanlık bir geleceğe mahkûm etmektedir. İktidarın, Kürt halkına, toplumsal ve siyasal muhalefete yönelttiği şiddet ve baskı bu ortamları normalleştirirken bu çürümüşlüğün sürmesine olanak tanımaktadır.
Gelinen süreçte, devlet güdümündeki mafya ve çete yapıları arasına sıkıştırılan bir toplum, bir ülke hâline geldik. Toplum nezdinde bütün demokratik meşruiyetini yitirmiş olan bir iktidarla karşı karşıyayız. Türkiye bu durumu ilk kez yaşamıyor ve demokratik bir düzen tesis edilmediği sürece de yaşamaya devam edecektir. 1996 yılında yaşanan Susurluk kazasıyla birlikte yine siyaset, bürokrasi, mafya ilişkileri ortaya saçılmıştı; uyuşturucu trafiği ve pazarı, silah ticareti, faili meçhul cinayetler, banka hortumlamaları, off-shore vurgunları kirli ilişkilerle birlikte birer birer toplumun önüne serilmişti. O günlerde görüldü ki mafyatik yapılanmalar kendilerini Kürt halkına düşmanlık politikaları üzerine var etmekteydi. Demokrasinin, hukukun, adaletin ve şeffaflığın yokluğu çete ilişkilerinin devlet içinde meşrulaşmasına neden olmaktadır. İnsanlığa karşı işlenen suçlarla dolu olan bu karanlık geçmiş bugünün iktidarı tarafından sahiplenilmiş, o kirli zihniyet aktörleriyle kurulan ittifaklar sonucu bugüne taşınmıştır; bugün de o günkü aktörlerin önemli bir kısmının sahada ve sahnede olması kirli iktidar ilişkilerinin sürdüğünü açıkça göstermektedir. O günkü aktörler Kürt halkına karşı sürdürülen kirli savaşın yürütücüsüydü, kirli savaş ortamından beslenerek ve faydalanarak çıkar ilişkilerini geliştiriyorlardı; bugünkü aktörler de savaş, çatışma ve silahlanma ortamından beslenerek ilişkilerini sürdürmektedirler. Orta Doğu'da Suriye ve Irak'tan Kuzey Afrika'ya, Libya'ya kadar geliştirilen çete ilişkileri, savaş ve çatışma ortamı bu kirli ilişkileri beslemektedir. Bir kez daha ortaya çıkmıştır ki Türkiye devletinin demokratikleşmemesinin temelinde Kürt sorununun çözümsüzlüğü yatmaktadır. Kürt sorunu çözülmedikçe, güvenlikçi politikalar ve yaklaşımlar değişmedikçe isimler ve aktörler değişse de bu ilişkiler devam edecek, işlenen suçlar "devletin bekası" yalanıyla iktidar tarafından örtülecektir. Halının altına süpürülen Susurluk kazası dönemindeki ilişkiler bu yüzden yeni açığa çıkmıştır. Bu kirli ilişkileri, yolsuzlukları ve toplum düşmanı siyaseti halktan gizlemenin yolu Kürt sorunundaki çözümsüzlük olmuştur; ortaya çıkan vahim tablo bu hakikati bir kez daha ortaya koymuştur. O dönem olduğu gibi şimdi de işlenen suçlar "Vatan, millet, Sakarya!" söylemleriyle örtülmek istenmektedir. Türkiye demokratikleşmediği sürece, başta Kürt sorunu ve Alevi sorunu olmak üzere temel problemler yurttaşlık haklarıyla demokratik bir çözüme kavuşmadıkça bu kirli düzen varlığını sürdürecektir. Cumhuriyetin demokratikleşmesi ve devletin şeffaflaşması sağlanmadıkça "Vatan, millet, Sakarya!" söylemlerinin gölgesinde daha çok suçlar işlenecektir.
Değerli milletvekilleri, siyasetin etik ve ahlak kuralları var.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.
ZEYNEL ÖZEN (Devamla) - Ben de burada tüm milletvekillerine şu çağrıda bulunuyorum: Siyasetin etik ve ahlak kurallarına sizi davet ediyorum. Yani, söylenenlere "söylenti" diyebilirsiniz ama Bakanınız söylüyor 10 bin dolar aylık aldığınızı. Kıbrıs'taki Kutlu Adalı'nın öldürülmesini yetkililer doğruluyor; bunu da mı inkâr edeceksiniz? Ya, insanda biraz etik değer olur, biraz siyasi ahlak olur. Bunun hesabını er ya da geç vereceksiniz; bu halk, bu seçimlerde sizden bunun hesabını soracaktır.
Teşekkür ediyorum, saygılarımı sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)