| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
HDP GRUBU ADINA NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum. Halkların Demokratik Partisi adına, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin birinci bölümü üzerine konuşmak için kürsüde bulunuyorum.
Konuya geçmeden, buraya gelmeden önce Batman'da bir olay yaşandı, onunla ilgili sadece bir küçük bilgi vermek istiyorum ve buradan bütün Türkiye'ye seslenip eleştirmek istiyorum; bir gerçekle yüzleşmemiz lazım.
Batman'ın Gercüş ilçesi Kefre köyü... Fatime Demir, Bahattin Demir; 60 yaşlarında bir aile. Beş yıldır çocukları Diyarbakır Cezaevinde, dosya Yargıtay aşamasında. Pandemi nedeniyle uzun bir süredir görüşme yok ve bir görüşme olanağı çıktığında aile gidiyor ve aileler giderken başka ailelerle de kapıda karşılaşıyorlar; cezaevi ziyaretleri -bilenler bilir- öyle oluyor, o şekilde gidiyorlar. İçeri girdiğinde bekliyorlar. Hemen bitişikte başka bir mahkûm daha var. Daha oğluna ulaşmadan Fatime Demir onu görünce dönüyor, Kürtçe diyor ki: "(...)"(x) "Nasılsın, iyi misin?" Ve dönüyor. Hani o Diyarbakır Cezaevinde "Türkçe konuş, çok konuş." deniliyordu ya, hani o cezaevlerinde "Anneler çocuklarıyla Kürtçe konuşamaz." deniliyordu ya, babalar "Kürtçe konuşamıyoruz." diyordu; biz bunu değiştirdik. Çocuk annesini arıyor: "Anne, bana bilgi verdiler; sana altı ay boyunca görüşme yasağı geldi." Kürtçeye gösterilen saygı Kürt'e gösterilen saygıdır, nokta; bunun böyle bilinmesi lazım. Kürtçeye saygı gösterilmiyorsa insanlara saygı gösterilmiyor anlamına gelmektedir.
Şimdi vergiyle ilgili konuşalım. Arkadaşlar, bu ülkede vergi sistemi tercihtir. Sorun affetmek değildir, vergiyi toplamaktır ve nasıl toplayacağınızı bilmektir. Siz vergiyle ilgili bir düzenleme yaptığınızda tercihlerinizi belirlersiniz. Her ülkede tercihlerle ilgili düzenleme yapılır, her ülkede sıkıntılar çıkabilir. Bu sıkıntılar çıktığında da bazı düzenlemelere ihtiyaç var. Ama bazı şeyler sık sık yapılıyorsa ve giderek başarı oranı da düşüyorsa bir problem vardır.
Şimdi, her şeye bir kılıf olduğu gibi "Pandemi gerekçesiyle..." İyi de altı ay önce kasım ayında tekrar Plan ve Bütçeye geldi, tekrar konuşuldu, altı ay geçmeden... Pandemi altı ay önce yok muydu? Vardı ama tercihler değişiyor.
Bakın, arkadaşlar -ben çıkardım- bunun bir diğeri, bizim, Meclis açısından da aslında hepimizin düşünmesi gereken bir konu: 2011, 2014, 2016, 2017, 2018, 2019, 2020 ve şimdi 2021; kes kopyala "bazı alacakların yeniden yapılandırılması..." Her seferinde aynı cümle... Ya, bu bazı alacakların yeniden yapılandırılması bitmiyor mu?
Arkadaşlar, bir diğeri, Hazine ve Maliye Bakanları her seferinde çıktıklarında... Kemal Unakıtan "Bundan sonra böyle bir vergi affı olmayacak. Son kez..." 10 kez... Dün de söylendi, bugün de söylendi. Cumhuriyet tarihi boyunca vergiyle ilgili en sık düzenleme... Tercihiniz yurttaşa yönelik değil, en çok vergiyi ödeyen, en çok nüfusa sahip kesime yönelik değil; en çok kaçıran en az sayıdaki sermaye kesimine vergi düzenlemesi yapıyorsunuz, af yapıyorsunuz. Şimdi deseniz ki: "Asgari ücretten vergiyi kaldırıyoruz." Hep beraber destekleyelim. Geldiler, burada bizi ziyaret ettiler. Deseniz ki: "Elektrik parasını, doğal gaz parasını, su parasını, internet parasını bu dönemde ödemeyen, pandemide ödemeyenlere vergi düzenlemesi yapıyoruz." Gelin, kaldıralım. Yapmıyorsunuz. Peki, ne yapıyorsunuz? Sonra Mehmet Şimşek: "Son kez..." Berat Albayrak: "Son kez..." Şimdi, Lütfi Elvan döneminde de "Son kez..." Ama biz biliyoruz ki son değil. Neden? Az önce de söylendi, arkadaşlar -başarının bir şeyi de- ilk çıkardığınızda hedef göstermişsiniz, demişsiniz ki: "Şu kadar toplayacağız, yüzde 51." Şu anda topladığınız vergi bu kapsam içerisinde yüzde 10'lara tekabül etmektedir, bu da sizin geldiğiniz konumu göstermektedir.
Nedir bir diğer konu bu pandemiyle beraber? Arkadaşlar "157 milyar para" diyorsunuz, 157 milyar paraya çizgi çekilecek. Ha, pandemi döneminde, gerçekten, esnafın -az önce dile getirildi- çiftçinin, milletin yani sokakta yaşayan, gerçekten evine ekmek götürmek isteyen, intihar etmek zorunda kalan, bunalımda olan insanların bir kısım şeylere ihtiyacı var ama onunla ilgili bir düzenleme yok -sizin tercihiniz daha çok sermaye kesimi, toplarken de affederken de- bunu yapmıyorsunuz ve giderek adaletsizlik gelişiyor.
Arkadaşlar, asgari ücret; şimdi, az önce söyledim, vergiyle ilgili düzenleme dedik. Asgari ücrette gelir vergisi 465 lira 13 kuruş, damga vergisi 27 lira 15 kuruş; 492 lira 28 kuruş bir ayda... Türkiye'de asgari ücretli sayısı kaç; kimse bize söylemiyor, bilinmiyor, rakamlar "7 ile 10 milyon arası" diyor, 10 milyon diyelim. Gelin, bu vergiyi almayalım. 4 milyar 900 milyon, söyleyin 5 milyar, bir yılda 60 milyar ediyor ama siz 157 milyara çizgi çekiyorsunuz. Gelin, asgari ücretliden vergi almayalım ki bu asgari ücretli peynir alacak, zeytin alacak, sigara alacak, doğal gaz parası verecek, elektrik parası verecek, yine vergi verecek ama diğerleri zaten vermiyor ki makas çok geniş, çok çok geniş. Bu, sizin tercihiniz.
Gelelim emeklilikte yaşa takılanlara. Emeklilikte yaşa takılanlar miting yapıyorlar ve bir hakları zapt edilmiş, zulmediliyor. Diyorlar ki "Gelin, bununla ilgili bir düzenleme yapalım." 26 milyar lira; bununla ilgili de bir düzenleme yok, 157 milyara çizgi çekiyorsunuz. Şimdi, elektriğe her gün zam yapıyorsunuz, doğal gaza her gün zam yapıyorsunuz, gelin, onlarda da bir düzenleme yapalım; yok ama elektrik firmalarına hibe veriyorsunuz, bir de şirketlere vergi affı getiriyorsunuz, bu da yetmezmiş gibi, uzlaşma komisyonlarında da ortam yaratıyorsunuz.
Bir diğeri nedir? Ya, bunlar vergi ödemedikleri gibi, vergi affının çıkacağını bildiği için bunu kredi sistemine dönüştürmüşler, ödemedikleri için, dün Sevgili Paylan da söyledi: "Ben bankadan çekmeyeyim, yüzde sıfır faizle nasıl olsa benim param var..." Arkadaşlar, matrah düzenlemesi yapıyorsunuz, bunun anlamı şu, biraz önce de dile getirildi: Ya diyorsunuz ki muhalif olana "Ben senin defterini denetleyeceğim, inceleyeceğim, cezayı vereceksin." ya da bir sopaya dönüştürüp tehdide dönüştürüyorsunuz -tırnak içinde, bir mafya yöntemi- "Gel şu kadar öde, ödemezsen defterlerini incelerim." Ya, böyle bir şey mi var? Ülkede yasa varsa, birisi hukuksuzluk yapıyorsa onun işlemini yaparsınız ama yapamıyorsanız, bunu başka bir sopa şekline dönüştürüyorsanız siz adil değilsiniz, adaletten söz edemezsiniz. Ve giderek -nasıl ki şimdi bütün anketlerde çıkıyor- insanlar neyin ne olduğunu biliyor. Neydi? Çöktürme diye yola çıktınız ama şimdi çürümeyle, çözülmeyle karşı karşıyasınız. Bunu bütün yurttaşlar biliyor ve siz giderek pandemiden başlayıp, vergiden başlayıp her şeyi tehdide dönüştürmekten vazgeçin.
Düzenlemeleri "af" diye tanıtıyorsunuz. Arkadaşlar, her yaptığınız düzenlemede -"yapılandırma" dediğinizde- zaten kendi tercihlerinizi kullanıyorsunuz. Geçtiğimiz hafta da tekrar burada turizmle ilgili konuştuk, "erteleme" dediniz, faizsiz ertelediniz. Nedense sermaye sahiplerine her türlü kolaylığı sağlıyorsunuz ama Türkiye'de büyük bir çoğunluğa, mağdur olanlara bir avantaj yok ve sonuç ne oluyor biliyor musunuz? Giderek daha keyfî bir sürece dönüştüğü için daha da mağduriyetler çıkıyor. "İmar affı" dediniz, hiçbir yere bakmadınız, ufacık bir sallantıda insanlar yaşamını yitiriyor.
Bakın, tekrar af meselesi. Ya, İnfaz Yasası ya, burada konuştuk, pandeminin ilk döneminde dedik ki: "Gelin vergiyi konuşalım, gelin ekonomiyi konuşalım." Ya, siz cinayet işleyenleri, kadın öldürenleri bıraktınız ya. Şimdi, her gün gazetelerde bir haber çıkıyor. Şimdi, bunu da yaptığınızda gerçek hak sahiplerine yönelik bir şey yapmıyorsunuz. Düşüncesinden dolayı insanlar içeride, haber yaptığından dolayı içeride, gazetecisi, düşüneni, birçok kişi içeride ve öyle bir hâle getirdiniz ki... Bu kürsüde -Vedat Bey burada- dün Vedat Bey dedi ki: "Siyaset konuşmayalım, teknik mesele; teknik meseleleri konuşalım." Ya, bu Parlamentoda da siyaset konuşmayacaksak nerede konuşalım? Vergi siyaset meselesidir. Vergiyi, parayı siz zenginden almıyorsanız, servet sahibinden para almıyorsanız, siz siyaseti ondan yana yapıyorsunuz. Verginin tercihi büyük çoğunluğa katkı sunmaktır. Verginin tercihi, siz çok kazanandan alacaksınız, büyük çoğunluğa vereceksiniz. Siz bunu yapmadığınız zaman siyasi tercihlerinizi başka bir şeye dönüştürüyorsunuz ve "teknik mesele" dediğinizde siz yurttaştan uzaklaşmış oluyorsunuz. Bunun için birçok düzenlemeye ihtiyaç vardır. Bunu yapmadığımız zaman biz gerçekten bu ülkede adaleti sağlayamayız, vergi düzenini sağlayamayız.
Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)