| Konu: | Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 87 |
| Tarih: | 02.06.2021 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Değerli halkımızı saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, sayın vekiller; ağır bir pandemi döneminden geçtiğimiz şu günlerde, dünya, çoklu krizlerle uğraşıyor ve ekonomik kriz bir yandan, pandemi krizi bir yandan, öğlen konuştuğumuz iklim krizi bir yandan, bütün bu sorunlarla boğuşmaya çalışıyor ve çözümler aramaya çalışıyor. Bizde ise bütün bu sorunlar, aslında halının altına süpürülerek, hiç konuşulmadan, tartışılmadan, palyatif çözümlerle her şey çok güzelmiş gibi anlatılmaya çalışılıyor ve böyle önümüze şu anda olduğu gibi -bazı alacakların yapılandırılması gibi- yasa teklifleri geliyor.
Şimdi, Türkiye'de vergi sistemi zaten bozuk, vergi adaleti yok. Peki, bu, Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Yasa Teklifi bu konuda hangi derde çare üretiyor? Hiçbir derde çare üretmiyor. Vergiler kimlerden alınıyor diye baktığımızda, vergiler yoksullardan alınıyor, vergiler işsizlerden alınıyor, göçmenlerden alınıyor, memurlardan, emeklilerden, işçilerden alınıyor. Nasıl? İşte, dolaylı vergiler yoluyla ki Türkiye'de en çok vergi dolaylı vergiler üzerinden alınıyor ve öte taraftan işçiler, memurlar daha maaşlarını almadan, kaynağından kesinti yapılarak bu vergileri ödüyorlar. Peki "Sermaye sınıfı, zenginler, rantiyeler vergi ödüyor mu?" diye baktığımızda, onlar vergi ödemiyorlar. Türkiye'de toplanan bütçenin çok küçük bir parçasını vergi olarak ancak sermaye kesiminden alıyoruz. İşte, bugün buraya gelen bu paket, vergi yasa teklifinde olduğu gibi muafiyetler hep bu sermaye kesimi için sağlanıyor. KDV ve ÖTV'lerle ve bunun gibi gelire duyarlı olmayan yöntemlerle halk vergilendiriliyor, vergi sultası altında. Oysa yapılması gereken şey, az kazanandan az, çok kazanandan çok vergi almak. Hele böyle bir dönemde, pandemi koşullarında, iklim krizi koşullarında küçük ölçekli çiftçinin banka borçlarını silmekten tutalım da Tarım Kredi Kooperatiflerinin borçlarını, sulama kooperatiflerinin, sulama birliklerinin borçlarını silmek gibi çeşitli önlemler alınması gerekirken, esnafa doğrudan destekler yapılması gerekirken, güvencesizlere, işsizlere, ev işçisi kadınlara, ev kadınlarına, yoksullara doğrudan destekler yapılması gerekirken tekrar zenginler daha da zenginleşsin diye bu kanun teklifleri geliyor.
Sözlerimin bu kısmında da Gezi direnişine selam göndermek istiyorum. Pink Floyd var, bu efsanevi bir grup; onun kurucusu Roger Waters şöyle demişti: "Kendi kaderini tayin etmek için, demokrasi için, kadın özgürlüğü için ne zaman biri ayağa kalksa, sokaklara çıksa dünyanın geri kalanı ona borçludur." Biz de halkın hakları için, demokrasi için, kadınlar için, işçiler, emekçiler için, doğa için ayağa kalkan Gezi direnişçilerine borçluyuz. O yüzden Gezi'de yaşamını yitiren bütün canlarımızı burada saygıyla anıyorum.
Bugün Mehmet Ayvalıtaş'ın anması vardı. Mehmet Ayvalıtaş'ı da burada saygıyla anıyorum, onun nezdinde bütün kayıplarımızı anıyorum.
Gezi'de yaşamını yitiren yoldaşlarımızla, arkadaşlarımızla ilgili -cezasızlık verildi, cezasızlık politikası izleniyor- adalet sağlanmadı. 11 kişi yaşamını yitirdi, 8 bin kişi yaralandı, ne yazık ki bugüne kadar adalet sağlanmadı. Yine, sözlerimi beş yıldır cezaevinde tutuklu bulunan İdris Baluken'in şu sözleriyle bitireyim: "En yoğun sisin dağılması bile, hafif bir rüzgârın kararlı bir ıslığına bakar." O rüzgâr halkımızın bağrındadır.
Saygılar. (HDP sıralarından alkışlar)