GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:87
Tarih:02.06.2021

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın vekiller, (2/3622) esas sayılı Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun Teklifi'nin 7'nci maddesi üzerine söz aldım. Bu vesileyle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Sayın vekiller, AKP sermayesinin maliyetleri toplumsallaştırma politikasının en somut örneğini vergi politikalarından okumak mümkündür. Bu vicdansız, adaletsiz vergi politikalarına karşı yapılması gereken ise çok nettir. Bir devrimsel değişime ihtiyaç olduğu açıktır. Bu devrimsel değişimin temel mottosu da az kazanandan az, çok kazanandan çok vergilendirme olmalıdır. Önemli olan bu ilkeyle gelirin ve servetin vergilendirilmesidir. Emeğiyle geçinen ücretli çalışanların ülkenin en büyük vergi mükellefi olmaları ülkede vergi adaletinin olmadığının en sarih göstergesidir.

AKP'nin getirdiği bu torba yasadan yurttaşların payına refah ve özgürlük değil, bilakis daha çok vergi ve daha çok baskı düşmüştür. Hukuksuzluğun, adaletsizliğin, yolsuzluğun, yoksulluğun kol gezdiği bir ülkede yaşamaktayız. Gün geçtikçe daha da derinleşiyor bu sorunlar. Yoksulların, emekçilerin, işsizlerin, işçilerin evine giren tek şey borç ve zam.

Kanun teklifinin genel gerekçesine göre önceki yapılandırmanın üzerinden henüz altı ay geçmişken ikinci bir yapılandırmanın getiriliyor olmasının temel amacı "alacakların yeniden yapılandırılması" adı altında istediği oranda vergi tahsilatı gerçekleştiremeyen Hükûmetin para toplamak amacıyla getirdiği bir kanun teklifidir. Oysaki bu kanun teklifinden önce ülkedeki vergi politikalarının ve vergi sisteminin değişmesi gerekmektedir. Ülkenin vergi politikaları iktidarın sıfatlarını belirler. Sıklıkla getirilen vergi afları iktidarın ülkeyi yönetemediğinin en açık göstergesidir. İktidarlar, oluşturdukları vergi sistemleriyle kimlerden yana olduklarını, toplumun hangi kesimlerinden yana saf tuttuklarını, hangi sınıfın çıkarlarını gözettiklerini göstermektedir. Türkiye'de vergi yüküyle ilgili temel sorun vergi dağılımındaki dengesizliktir. Türkiye'de vergi yüküne bakıldığında bu yük emekçilerin sırtındadır maalesef. Pandeminin en çok vurduğu kesim emekçilerdir. Halkın önemli bir çoğunluğu muazzam bir gelir kaybı yaşamaktadır, gelir dağılımı daha da bozulmaktadır. Yapılması gereken talep yönlü politikaların geliştirilmesidir. Bunun için de nakdî destekler başta olmak üzere toplumun güvencesiz kesimlerinin doğrudan gelir transferinden faydalandırılmasıdır.

Sayın vekiller, pandemi ekonomik olarak herkesi ve her kesimi eşit biçimde etkilememiştir. Bazı sermaye grupları pandemide kârlarına kâr, servetlerine servet katarken, emeğiyle geçinen yurttaşlar, işçiler ise perişan durumdadır. Özellikle, küçük esnaflar batmış, pek çok işletme kapısına kilit vurmak zorunda bırakılmıştır. Emeğiyle geçinen yurttaşlar ve küçük esnaflar başta olmak üzere tüm yurttaşlar pandemiyle birlikte gelir kaybına uğrayarak daha da perişan hâle gelmiştir. Bize göre, dar gelirli yurttaşların, emeğiyle geçinenlerin, işsizlerin, işçilerin, zor durumda olan esnafların, küçük işletmelerin vergi cezaları da silinmelidir. Vergi tabanının genişletilmesi için, vergi oranlarının makul seviyelere çekilmesi, mali yükümlülüklerin katlanılabilir, üretimi, istihdamı ve ihracatı artırıcı bir noktada olması gerekir. Vergi harcayandan değil, kazanandan alınmalıdır.

Sayın vekiller, madde 7 de SGK kapsamındaki prim borçları ile idari para cezalarının ödenmesi ve gecikme ceza ve gecikme faizlerinin affıyla ilgili düzenlemeleri içeriyor. 7'nci maddenin (2)'nci fıkrası ile 8'inci maddenin (1)'inci fıkrası özel nitelikteki inşaatlara ve ihale konusu işlere ilişkindir ve ödenmemiş olan eksik işçilik üzerinden hesaplanan sigorta primlerinin tahsilatının yapılandırılmasını öngörmektedir. Bilindiği üzere, kayıt dışı istihdam oranının en yüksek olduğu sektör inşaat sektörüdür. İnşaat sektöründe kayıt dışılık oranı yüzde 30'ların üzerindedir. Burada 2 temel sıkıntılı nokta var: Birincisi, tespiti yapıldığı hâlde eksik işçilik primlerini ödemeyen firmalara uygulanan cezaların bu düzenlemeyle affedilmesinin, inşaat sektöründeki kayıt dışı istihdamı normalleştirme tehlikesi vardır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - İkincisi ise, bu düzenlemeyle Sosyal Güvenlik Kurumu işverenden prim alacağını tahsil etse dahi bu tahsilat, kayıtsız olarak çalıştırılan işçilerin primlerinin ödendiği anlamına gelmeyecektir. (HDP sıralarından alkışlar)