GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:89
Tarih:09.06.2021

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım.

Görüştüğümüz kanun teklifi, icra ve iflas alanlarına ilişkin düzenlemeleri içeriyor. Malumunuz, geçen hafta kamu alacaklarının yeniden yapılandırılmasıyla ilgili teklifi yasalaştırmıştık. Gelecek hafta ise Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun Teklifi'nin görüşülmesi öngörülüyor. Yani önceki kanunla vatandaşlarımızın defalarca ödeyemediği borçlarının yeniden yapılandırılmasını sağladık. Görüştüğümüz teklifle, ekonomik sıkıntılarından kurtulamayan, borcunu ödeyemeyenlerin karşılaşacakları icra ve iflas süreçlerini düzenliyoruz. Gelecek teklifle, bahsettiğim önceki kanunlara karşı sorumluluğunu yerine getiremeyecekler için ceza infaz işleyişleri belirleniyor. Yani affeder gibi yap, iflas ettir, hapse at. Peş peşe Genel Kurul gündemine getirilen bu 3 kanun teklifi, üzülerek ifade etmeliyim ki pandemi musibetinin yanı sıra ekonomik sıkıntılarla da mücadele etmekte olan milletimizin dertlerine çözüm olmaktan ziyade, şeker hastasına şeker yedirme misali hastalığı daha da derinleştiriyor. Aslında bu 3 yasal düzenleme bizlere, Türkiye'de ekonomik kriz ve güvensizliğin çok vahim bir duruma geldiğini, borcuna sadık milletimizin elinde avucunda ne varsa satılarak belli kesimlerin memnun edilmeye çalışıldığını gösteriyor. Peki, bu düzenlemeler kime güvence sağlıyor, neden çıkarılıyor?

Maalesef milletimizin borçları katlanarak artıyor. 34 milyondan fazla vatandaşımızın 900 milyar liraya yakın kredi borcu bulunuyor. Son bir yıl içerisinde vatandaşlarımızın bankalara, finansman şirketlerine borcu yüzde 36 artmış. Türkiye Bankalar Birliğinin verilerine göre, 2021 yılının ilk üç ayında 400 bin vatandaşımız ihtiyaç kredisi kullanmış; 125 bin vatandaşımız tüketici kredisini, 113 bin vatandaşımız ise kredi kartı borcunu ödeyememiş, bankalar tarafından icraya verilmiş. Son bir yılda işsiz sayımız 2,5 milyon kişi artarak 10 milyona ulaşmış durumda. Türkiye Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonunun verilerine göre, geçtiğimiz yıl 100 bine yakın esnaf dükkânını kapatmış, 2021 yılının ilk üç ayında iş yerini kapatan esnaf sayısı, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 11 artmış. Açık gibi duran esnafımızın durumu ise pamuk ipliğine bağlı. Bütün bunlara rağmen Türkiye İstatistik Kurumunun sipariş verilerine bakarsak 2021'in ilk çeyreğinde ülkemiz yüzde 7 büyümüş ama bu yüzde 7'lik büyümeye rağmen vatandaşlarımızın, esnafımızın, çiftçimizin iki yakası bir araya gelemiyor. Kalkınma olmadan büyümenin milletimize bir faydası olmadığı ne zaman anlaşılacak?

Son birkaç yıldır, özellikle kamu bankaları, vadesinde tahsil edemedikleri kredileri yeniden yapılandırıyor. Bu, sürdürülebilir bir politika değil. Ekonomik karşılığı olmayan, yurt dışına aktarılarak ülkemiz içerisinde kalmayacak bu kredi büyümesinin belli bir zaman sonra icra ve iflasla sonlanacağı maalesef çok açık. Üstelik 2021 yılı Mayıs ayı itibarıyla icra dairelerinde bulunan dosya sayısı 22 milyona ulaştı. Büyüme rakamlarını, borç verilerini ve icra dosyalarının sayılarını üst üste koyunca bahsedilen büyümenin krediyle finanse edildiği anlaşılıyor. Yani AK PARTİ iktidarının övünerek bahsettiği bu büyüme, esasında borç büyütmek oluyor. Peki, kim büyüyor? Hiçbirimiz tarafından görmezden gelinmemesi gereken bu acı tabloya göre, 3 yasal düzenleme de borç veren bankaların, finans şirketlerinin, sigorta şirketlerinin menfaatine; büyüyen faiz lobisi oluyor.

Sayın milletvekilleri, üzerinde söz aldığım maddede, üçüncü kişiler tarafından verilen rehinli malların konkordato müddeti içerisinde satılmamasına ilişkin yasak kaldırılıyor. Hâlihazırda konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğuna dair kanaatin oluşması hâlinde rehinli malların satışı yapılamıyor. Değişiklikle, rehinli malların satılmasına imkân tanınacak. O zaman ne anladık konkordatodan? İşletmenin mal varlığı üzerinde herhangi bir etki yapmadığı, muhafazasının masraflı olduğu, rehinli malın değerini kaybettiği veya işletme tarafından kullanılmadığı gibi durumlarda rehinlerin satışı geçici ve kesin müddet içerisinde değerinde mümkün olabilmeli, bu işlem işletme aleyhine olmamalı. Satışın icra yoluyla yapılması hem işletmelerin hem de üçüncü şahısların yararına değil çünkü icra vasıtasıyla yapılan satışlarda yüzde 50 indirimle satış işlemi gerçekleştiriliyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Bitiriyorum Sayın Başkan.

Ayrıca rehinli malların satış aşamasına gelindiğinde kanunda muğlak bırakılan bölümlerin daha anlaşılır, kesin ifadelerle giderilmesini teklif eder, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)