GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:89
Tarih:09.06.2021

RIDVAN TURAN (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bu yasayla AKP ne yapmak istiyor? Ya da soruyu şöyle soralım: Yara bandıyla kanser tedavi etmek mümkün mü? Şimdi, devasa bir ekonomik kriz var. Bu ekonomik krizin iktisadi ve sosyal sonuçları var. Bu sonuçlardan biri de yalnızca üç ayda 2 milyon kadar artmış olan icra takip dosyaları. Dolayısıyla, mevzuyu temelinden ele almayınca, ekonomik kriz sayesinde artan bu icra dosyalarını görmeyince, bunu ekonomik krizin artırdığını tespit etmeyince böyle bir yasayla bu sorunları ortadan kaldırmak mümkün değil. Ama ne mümkün biliyor musunuz? Mesela, işçi sınıfı başta olmak üzere çalışanların üzerine bu işin giderini yıkabilirsiniz. Az önce Başkan, işçi alacaklarının ayrıcalıklı alacaklardan olduğundan bahsetti, bu sebeple bu kapsamda mütalaa edilemeyeceğini söyledi ama öyle değil -yani işçi sınıfı içinde çalışma sürdüren, sendikacılık yapmış pek çok arkadaş var, bunlar bilirler- işçi alacaklarının üzerine yatmanın en iyi yöntemi firmayı kapatmak ve gitmektir. Bunlar bulunana kadar, oradan hesap sorulana kadar zaten dünya kadar zaman geçer. Burada da işte çok açık bir biçimde banka alacakları garantiye alınırken, işçi alacaklarının önüne finans kuruluşlarının alacakları geçirilirken, işçi alacakları yok sayılırken zannediliyor ki ya da varsayılıyor ki gerçekten burada sorun çözücü bir yasa söz konusu olacak.

Bu yasa teklifi iyi niyetli değil, velev ki iyi niyetli olsaydı bile değerli arkadaşlar, milyonlar aç, işsiz, yarınsızken, bir gecede üç yıllık asgari ücreti bir otelin bir odasına verecek AKP muhibbi medya unsurları varken icralar, iflaslar durmaz. Günlerdir tartıştığımız şey bir mafyanın siyasallaşması değil de devletin, siyasetin, iktidarın hatta medyanın mafyalaşmasıysa, düzenin adı bir mafya ve çete düzeni hâline gelmişse, böyle inzibati tedbirlerle, böyle makyajlamalarla bu icra ve iflas sorunları çözülemez. Demokrasi yok edilmiş ise, HDP'ye kapatma davası açılması şovenist naralarla karşılanıyorsa icra, iflas sorunları böyle tedbirlerle çözülemez. Ziraat Bankasından, Halk Bankasından, Vakıflar Bankasından paraları hortumlayanlar arkalarına dönüp bakmaya dahi tenezzül edemiyorsa böyle bir toplumda, böyle yasalarla işler düzenlenemez. Zaten iktidarın da böyle bir derdi yok. Bakın, ben size ispatlayacağım böyle bir derdinin olmadığını.

BDDK verilerine göre 128 milyar lira geçen sene borcu olan çiftçilerin bu sene bu borcu 142 milyar liraya çıktı. Şimdi, bir yapılandırma yasası çıktı değil mi nisan ayında? Buna göre bir yapılandırma yapılacak fakat bu borçlar hariç, yalnızca Tarım Krediye olan 9,3 milyar lira yapılandırılacak. Fakat bu yapılandırma da şöyle olacak: Çiftçiye "Kardeş, önce gel şu borcunun bir yüzde 30'unu ver bakalım peşin, ondan sonra yüzde 12 senden, yüzde 6 Maliyeden olmak üzere yüzde 18'le kalanı ben faizle üç yıla eşit taksite yayacağım." diyor. Şimdi, kuraklık var, pandemi var, girdi fiyatları almış başını gidiyorken çiftçiye dönüp de "Yüzde 30'unu peşin ver." demek ne demek, biliyor musunuz? "İcra ve iflasları kökleyelim." demek, "Dibine kadar bunlar gitsin." demek, "İyice artsın." demek. Bu yasa neyi amaçlıyor, o yapılandırma neyi amaçlıyor?

Şimdi, bu işin bir mantığı yok tabii, "Bu 9,3 milyar içerisinden yüzde 30'u -yani 324 milyon dolara tekabül eder bu- hemen ödenmezse bunlar hakkında cezaevi de söz konusu olacak." diye yasaya dercedilmiş durumda. Demirörenin 750 milyon doları tokatladığını, yine, Çalıkın 2 bankadan 750 milyon doları tokatladığını ve ne bankaların ne de bu sermayedarların geri dönüp bakmadığını hepimiz biliyor muyuz? Evet, biliyoruz. Cengize 30 defa vergi indirimi yapıldığını hepimiz biliyor muyuz? Evet, biliyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

RIDVAN TURAN (Devamla) - E, kardeşim, bu gariban küçük ve orta ölçekli çiftçinin kabahati ne? Alma; al, sana icra ve iflas sorununu ortadan kaldırdın. Bunu espri olsun diye söylemiyorum, biz bunu gerçekten savunuyoruz. Faizlerin ortadan kaldırılması ve eşit taksitlere bölünmesi biçiminde değil, küçük ve orta ölçekli çiftçinin devlete olan borcu kamu borcu olarak yazılmalıdır. Cengize o kadar vergi bağışlaması yaparken, bu sermayedarlara halkın milyon dolarlarını aktarırken dönüp bakmıyorsun da 3 gariban çiftçi söz konusu olduğunda mı bunu affedemiyorsun? Bu çiftçiler bu sermayedarlardan daha mı az kıymetli? Bu insanların sorunları bu sermayedarlardan daha mı az? Bu sebeple, bu söz konusu yasa icra dosyalarını azaltmaya, bu konuda bir çözüm bulmaya aday değildir; aday olsaydı nisanda yapılmış olan yasa ile bunun çelişmemesi gerekirdi.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP ve CHP sıralarından alkışlar)