GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:89
Tarih:09.06.2021

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Bugün Ankara Adliyesine gittik. 10 Ekim 2015'te bir katliam olmuştu, Gar katliamı; onun davası görüldü, altı yıldan beri devam ediyor. Soma'daki katliamın davası yedi yıldan beri devam ediyor. Suruç katliamı, o da altı yıldan beri devam ediyor. Çorlu tren kazası 2018 yılında oldu, davası hâlen devam ediyor. Cumartesi Anneleri oğullarının kemiklerini arar hâle geldi, faili meçhullerle ilgili dava hâlen devam ediyor. Arkadaşlar, analar, babalar adalet arıyor, vatandaş adalet arıyor. Adaleti nerede arıyor? Adaleti olmayan ülkemizde arıyor.

Bakınız, size yargıdan örnekler vereceğim, Türkiye'de adaletin olmadığı, yargının bağımsız olmadığı, yargının siyasallaştığına ilişkin örnekler vereceğim: Bir hâkim, bir savcı yasa temelli ya da özgürlükçü bir yasa, özgürlükçü bir karar ortaya koyduğu zaman hemen akşam valizini hazırlıyor. Neden? Bir gün sonra sürgüne gidiyor. Örnekler mi? Örnek çok. Alanya Ağır Ceza Mahkemesi hâkimi Ali Dursun Turan, uyuşturucu davasında ceza alan sanık için verilen cezayı adaletli bulmamış, muhalefet şerhi koymuş, muhalefet şerhi de şu arkadaşlar: "Mafya liderleriyle dans eden birtakım siyasilerin yakınlarının adının uyuşturucu iddialarına karışmasına rağmen haklarında soruşturma dahi açılmıyor, buna karşılık daha az suç işleyen sanıklara daha ağır cezalar verilmesin." dediğinden dolayı bir gün sonra Siirt'e sürülüyor. Viranşehir Cumhuriyet Savcısı Eyüp Akbulut, salgın tedbirleriyle ilgili verilen cezaların kanunlara, Anayasa'ya uygun olmadığını ileri sürüyor, bu konuda açıklama yapıyor, hemen tedbiren görevinden alınıyor ama diğer yandan bazı iş adamı ya da iş insanı kılıklı insanlarla iş yapan, iş yaptığı iddia edilen yargı çevreleri var. Tabii, bunlar iddia ama bazı gerçekler de ortada.

Bakınız arkadaşlar, 30 Eylül 2020, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 14 kişi ve Sezgin Baran Korkmaz hakkında, MASAK'ın vermiş olduğu rapor gereğince mal varlıkları üzerinde tedbir kararı talep ediyor, 10. Sulh Ceza Hakimliği tedbir kararı veriyor, ondan sonra yurt dışına çıkış yasağı konuluyor. 5 Kasım 2020'deyse MASAK -nedendir- bir ay içinde kararını değiştiriyor, Sezgin Baran Korkmaz'ın servetinin suç teşkil eden kara para aklamanın içine girmediğine ilişkin bir karar alıyor, rapor hazırlıyor ve 5 Kasımdan -hayret- bir gün sonra, 6 Kasım 2020'de İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı yurt dışı yasağının kaldırılması ve aynı zamanda mal varlığı üzerinde tedbir kararının kaldırılması için başvuruda bulunuyor. Hemen 17. Sulh Ceza Hakimliği ve 7. Sulh Ceza Hakimliği karar alıyor, mal varlığı üzerinde tedbir kalkıyor ve sonra da yurt dışı yasağı kalkıyor. Sonra ne oluyor arkadaşlar? Bu kişi 5 Aralıkta -nedendir- yurt dışına gidiyor, 5 Aralıkta. Ondan sonra da 29 Aralık 2020'de, bu Sezgin Baran Korkmaz denen vatandaş ve 19 kişi hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı gözaltı kararı alıyor ve bunun hakkında soruşturmaya devam ediyor. Arkadaşlar, o tarihte, bu işlerin olduğu tarihte kim İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı? Yargıtayda bir gün dahi oturmadan şu anda Anayasa Mahkemesi üyesi olan İrfan Fidan; ilginçtir, ilginçtir. (CHP sıralarından alkışlar) O zaman bu soruşturmayı yapan Cumhuriyet Başsavcı Vekili kim? Şu anda Adalet Bakan Yardımcısı Hasan Yılmaz. Ya, arkadaşlar, sonra çıkmış "İddialar var, iddialar var, iddialar var..." İlginç bir şey daha var, iki gün önceden beri konuşulan bir iddia var. Ankara İdare Mahkemesi Başkanı hakkında bu vatandaşın otelinde kalmasıyla ve bazı hâkim, savcılara yönelik hediyeler verildiğiyle ilgili iddialar ortaya çıktı. Ya, arkadaşlar, bu vatandaş hakkında, bu "iş insanı" denilen vatandaşla ilişkiler konusunda... HSK'nin Başkanı kim? Adalet Bakanı. HSK ne yapar? Bu hâkim ve savcılar hakkında araştırma yapmaz mı? Bu hâkim ve savcıların verdikleri kararlar, gittikleri yerler araştırılmaz mı?

Buradan Adalet Bakanına sesleniyorum: HSK'yi harekete geçirsin; HSK Başkanı olarak, bu hâkim ve savcılar hakkında soruşturmalar yapsın. Ama, heyhat, böyle bir şey mümkün mü? Çünkü Türkiye'de saray talimatlı yargı var; Türkiye'de yargı tarafsız değil, yargı bağımsız değil.

Ya, arkadaşlar, biz FETÖ borsasını burada konuşmadık mı?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Konuştuk.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Hangi savcı, hangi hâkim hakkında işlem yapıldı? Nerede hukuk, nerede adalet, nerede demokrasi?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yok!

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Analar ağlıyor, babalar ağlıyor, çocuklarının kemiklerini arıyorlar; faili meçhullerden geçilmiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım Sayın Bülbül.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Demokrasi, özgürlükler bir tarafa çıkmış; Sayın Adalet Bakanı savcıları resen harekete geçirmiyor, HSK Başkanı olarak iş yapmıyor. Ya, CMK 160 açık, TCK 279 açık; resen soruşturmaya girilecek ama heyhat... Bu ülkenin hâkimleri, savcıları nerede diye soruyorum ama bu memlekette hâkim teminatı var mı arkadaşlar, savcı teminatı var mı, bu memleket hukuk devleti mi, demokrasi ve özgürlükler var mı?

ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Yok, kalmadı.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Devamla) - Biz iktidara geleceğiz, bu memlekete demokrasiyi getireceğiz, özgürlükleri getireceğiz, hukuk devletini getireceğiz, yargı bağımsızlığını getireceğiz ve hep birlikte getireceğiz. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)

Teşekkür ederim Sayın Başkan. (CHP sıralarından alkışlar)