| Konu: | İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 89 |
| Tarih: | 09.06.2021 |
BURHANETTİN BULUT (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün AKP'nin grup toplantısındaki Sayın Cumhurbaşkanının grup konuşmasını dinleyince dedim ki ya bir başka Türkiye'de yaşıyor herhâlde yani bu bizim yaşadığımız Türkiye değil. Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleri sürekli bölgelerinde halkla iç içe ancak Cumhurbaşkanının anlattığı Türkiye o halkın içinde bulunduğu Türkiye değil. "Burası neresi olabilir?" diye düşündüm, olsa olsa burası saraydır. Anteninde A Haber çeken, müştemilatında TÜİK gibi kurumların olduğu, "Ver yavrum bize bir rakam." dendiğinde hemen istediği rakamları -işte, örneğin, TÜİK'in son verdiği rakama göre yüzde 7 büyüme oluşmuş- ifadeleri verecek bir TÜİK ya da yine müştemilatın içerisinde, Sayın İçişleri Bakanının söylediği gibi kekleyenlerin olduğu gruplar, iş adamlarıyla kekleyerek belli bir sermaye birikimi sağlayanlar ya da Mehmet Ağar'ın söylediği gibi, mafyanın çökme ihtimaline karşı iş adamlarının otellerine çökenler, onların hepsi sarayın müştemilatında; hele hele en büyük müştemilatı tutan da sarayın müteahhitleri, 5'li müteahhitleri, 5'li çetesi.
Bakın, bu 5'li çete son beş yılda ne kadarlık ihale almış? 55 ihaleden sadece 3 tanesi rekabet sonucu alınmış, diğer 52 ihale sonucunda 165 milyarlık ihale almış bu 5 şirket. Kim var bunlarda? Kalyon, Kolin, Cengiz, Rönesans. Türkiye'de yapılan tüm inşaatlarda bunlar var, bu müteahhitler var; yolda bunlar var, hastanede bunlar var, o yüzden de saray müştemilatının en çoğu onlar. Bu yandaşlar tabii devam ediyorlar, bu yandaşların içerisinde iş takipçileri var demiştik. Bir de otellerde, o pahalı otellerde yaşayan, gezen, tatil geçiren gazeteciler var. Havuz medyası var, sahibi belli olmayan havuz medyası var yine bu müştemilatın içerisinde. O yüzden de bu saray Türkiyesini görünce Sayın Tayyip Erdoğan şöyle söylüyor "Bu konuşulanlar iftira, milletten çok güzel haberler geliyor." diyor. 20 milyon yoksulun biriktiği, derin yoksulluğun yaşandığı Türkiye'de "Milletten güzel haberler alıyoruz." diyebiliyor. "Neymiş? Millet açmış, nankörlüğe doymuyorlar; aç dolaşanları buyurun, siz doyurun." diyor, bunu ülkeyi yöneten Cumhurbaşkanı söylüyor. Biz onu yapıyoruz, o görevleri yerine getiriyoruz. Büyükşehir Belediyesi Başkanlarımız geçen dönem 10 milyona yakın kişiye ayni yardım yapmış, 2 milyona yakın vatandaşa nakdî yardım yapmış. Askıda faturaya mahkûm ettiğiniz vatandaşlarımızın 500 bin su faturasını yine bu belediyelerimiz ödemiş. "CHP belediyeleri gelince sosyal yardımlar kesilecek." dediğiniz belediyeler, sosyal yardımları 2 katına çıkarmış, pandemide 2 milyarın üstünde yardım yapmış. Ama Sayın Cumhurbaşkanı 5'li çeteyi doyurmaktan, 4 maaş alan bürokratlarından bu vatandaşlarımızı görmüyor, bu vatandaşlarımıza gözlerini kapatmış durumda. Bu vatandaşlara ne yapıyor? Sürekli borç veriyor, her fırsatta borç veriyor. Türkiye'de yapılan yardımların gayrisafi yurt içi hasılaya oranına bakıldığında yüzde 1,5'larda; dünyada bu yardımı yapan ülkeleri sıraladığımızda 5 gruba ayrılmış, en alt grupta Türkiye var, gelişmekte olan ülkelerin bile altında.
Size BDDK'nin son verilerini söyleyeyim: Bu yılın ilk dört ayında tüketici kredisi ve kredi kartı borçları nedeniyle bankalara ödenen tutar 34,5 milyar TL. Peki, bu dönemde bankalar ne kadar kâr etmiş? 21 milyar TL. Yani siz, bir tarafıyla vatandaşı borçlandırıyorsunuz, modern köleliğe sokuyorsunuz, ardından da o aldığınız, bankalara kâr yazan birikimleri de, işte, Demirören gibi gruplara peşkeş çekiyorsunuz, hem de Ziraat Bankasıyla ya da Halk Bankasıyla. Sürekli bu yandaşlara, bu bankalardan ödemesi yapılıp yapılmadığı belli olmayan krediler veriliyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Hemen bitiriyorum Başkanım.
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.
BURHANETTİN BULUT (Devamla) - Bu kredilerin ödenip ödenmediğini de her gün soruyoruz; soru önergesiyle soruyoruz, iktidar partisinin milletvekillerine de soruyoruz. Ancak hiçbir iktidar milletvekili gidip de Demirören'in kapısını çalamaz çünkü o çalacağı kapı sarayın kapısı, Demirören'in değil sarayın kapısı. O borçları, aldıkları krediyi ödemeyenlerin hepsi saray müştemilatının içerisinde.
Bu yaşananlar bize şunu gösteriyor: Kemal Sunal'ın bir filmi vardı, Faşo Ağa'ya derdi ki: "Ağam bizimle eyleniy herhâlde." Durum böyle. Bu rakamların içerisinde grup konuşmasını görünce bize çağrıştıran Faşo Ağa'nın "Ağam bizimle eğleniyor." lafından başka, öte değil.
Son olarak da, ister erken seçim olsun ister zamanında seçim olsun bu ağalık sistemine son vereceğiz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)