| Konu: | (10/4413, 10/4430, 10/4431, 10/4432, 10/4433, 10/4434, 10/4435, 10/4436, 10/4437, 10/4438) No.lu Başta Marmara Denizi Olmak Üzere Denizlerimizdeki Müsilaj Sorununun Sebeplerinin Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesi Amacıyla Bir Meclis Araştırması Açılmasına İlişkin Önergelerin Ön Görüşmeleri münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 90 |
| Tarih: | 10.06.2021 |
AK PARTİ GRUBU ADINA MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Bursa) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; açılacak olan araştırma komisyonuyla alakalı olarak toplanmış bulunuyoruz. Hepinizi saygıyla sevgiyle muhabbetle selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, her zaman bir metin hazırlıyorum bu metne de bağlı kalayım diyorum fakat buradaki hatiplerin konuşmalarından sonra doğrusu, bazı şeyleri söylemekte de kendime bir mecburiyet hissediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Nedir bu?
Değerli arkadaşlar, ilk önce, sanayinin Marmara Bölgesi'ne getirilmiş olmasını AK PARTİ veyahut da şimdiki Cumhurbaşkanı yapmadı; bunları çok iyi bilelim.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - E, CHP de yapmadı, CHP de yapmadı.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Yani hayır, ne dönemde gelmiş onları biliyoruz ve...
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Kimin döneminde geldi?
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Hayır, Özgür, burada senin kendi üzerine almana gerek yok.
ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Hayır, hayır; "Astılar, astılar." diyorsun ya Menderes'i, Menderes'in döneminde geldi.
HASAN ÇİLEZ (Amasya) - Özgür Bey, o bölgesel iktisadın konusu, başka bir şey değil.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Ben Marmara Bölgesi'ni söylüyorum.
Evet, bununla beraber neler gelmiş, onu arz edeyim. Şimdi, Toyota fabrikası açılırken o zamanın yetkililerinin konuştuğu bir ifadeyi hiç unutmam: "Bundan sonra burada patates değil, Corollalar çıkacak." dedi; demedi mi? Ve bir başka fabrikanın açılışında da -ben, kendim o anda orada bulunuyordum- Owens Corning fabrikasının açılışında -bu da Sakarya'da bir fabrika- "Bundan sonra burada mısır tarlalarının arasında dumanları ve sanayiyi göreceğiz." dedi.
Değerli arkadaşlarım, biz geldiğimiz zaman, 94 yılında İstanbul entübe olmuştu; su yok, çöp yığınları; korkunç bir şey. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Şimdi siz, çevreciliği başlattığınız zaman biraz da kendinize bir bakın, kendinizi bir görün; bu yaşamınızı unutarak söylediğinizde o zaman üzülüyoruz gerçekten.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - "Tertemizdi" dedik, "tertemiz".
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Bakın, bugün çok iyi niyetle toplanılmış ve çok da güzel bir konuyla alakalı bir karar verilecek. Bir haftadır Cumhurbaşkanımız, Sayın Bakanımız başta olmak üzere, buna nasıl bir neşter vurabiliriz, nasıl bir çözüm bulabiliriz...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Geciktiniz, geciktiniz.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Burada hiçbir tarafı da ayırmadan, ötelemeden, bütün muhalefet partilerini de içine alarak toplantılar yapıldı; İstanbul'da, Kocaeli'de bu toplantılar yapıldı.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Teşekkür ettik, "doğru" dedik.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Size şunu söyleyeyim: Belki cumhuriyet tarihinde Türkiye'mizde ilk defa bir çevre olayına bu kadar samimi ve şiddetli bir şekilde Hükûmetin desteğini gördük, bugüne kadar böyle bir şey yoktu. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yirmi yıldır yoktu, doğru.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Bir haftada değişmesi bizi sevindirdi.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Fakat, burada size de teşekkür ediyoruz; Kocaeli'deki toplantıda ben vardım, Komisyon üyesiyim, sizden de bir arkadaş vardı, Vecdi Bey, biz de oradaydık, bütün partilerin belediye başkanları orada, valiler orada, Bakan orada ve herkes bu konuyu daha önce konuşmuş, STK'lerle, bilim kuruluşlarıyla birlikte oraya gelmiş.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Biz de teşekkür ettik, bir şey demedik, teşekkür ettik.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Bunun üzerine ne oldu biliyor musunuz? Ertesi gün 15 noktada hemen, acil bir su temizleme olayı başladı; STK'lerle birlikte, bilim kuruluşları ve devletin bütün güvenlikleriyle birlikte.
Şimdi, biz olaya bu kadar samimi bir şekilde yaklaşırken sizin çıkıp da bu tür konularla ilgili bizi töhmet altında veyahut da sıkıntıya sokacak ifadeler kullanmanızı da anlamıyoruz. Niçin biliyor musunuz? Değerli arkadaşlarım, keşke biriniz bir gün buraya çıktığınız zaman şunu deseydi: "Siz şu işi yaptınız, teşekkür ediyorum." Böyle bir şey yok sizde. Var mı? Bugüne kadar Türkiye Cumhuriyeti'nde yapılan hiç mi güzel bir şey yok? (AK PARTİ sıralarından alkışlar)
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Yok, yok, olsa teşekkür edeceğiz ama yok.
ALİ ŞEKER (İstanbul) - Doğru yaptığınız bir işiniz yok!
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Özür diliyorum, Türkiye'de hiç güzel bir şey yapılmadı da İstanbul'dan İzmir'e üç buçuk saatte giderken çok rahat gidiyorsunuz, Osmangazi Köprüsü'nü kullanırken çok rahat kullanıyorsunuz, metroyu, tramvayı kullanırken çok rahat kullanıyorsunuz ama iş...
ALİ ŞEKER (İstanbul) - 200 lirayı çok rahat veriyoruz(!)
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Kanal İstanbul'dan vazgeçin, sizi burada kutlayacağız. Kanal İstanbul'dan vazgeçin size burada tebrikler yağdıracağız.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Hayır.
Değerli arkadaşlarım, şimdi şunu arz etmek İstiyorum; ben burada kimseyi germek için söylemiyorum ama sizden de şunu istiyorum: Sizin bir Grup Başkan Vekiliniz -ki kendisini sayarım, severim- şunu söylemişti: "Yani, bizim sizi en azından takdir etmemizi beklemenizi istemiyoruz." Yani bu çok zor bir şey. Ne demek? Türkiye'nin, bu ülkenin, milletin menfaatine olan bir şeyde takdir edilmemek, bu yanlış bir şey değil mi? Bunu siz de yapsanız takdir edilmesi lazım, biz de yapsak takdir edilmesi lazım. Bu ifade doğru bir ifade değildi.
Değerli kardeşlerim, şimdi geliyoruz, katı atıklarla ilgili neler yaptık?
TÜRABİ KAYAN (Kırklareli) - Orada bizi ha bire yerin dibine sokmaya çalışıyorsun.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Katı atıklarla ilgili biz büyükşehir belediyelerimizin tümüne destek verdik; bu destek yetmedi, dedik ki: Siz burayı ne olursunuz çalıştırın, enerjisinin yüzde 50'sini de biz verelim. Buna rağmen, enerjisinin yarısı bizden olmasına rağmen çalıştırmayan belediyeler var hâlen ve bu belediyelerin çoğunu da söylemek istemiyorum, burada hepsi bende kayıtlı.
Değerli arkadaşlarımız, şapkayı önümüze koyduğumuz zaman her şeyi doğru söylemek mecburiyetindeyiz, sadece kendimize yontmak değil. Biz bir ülke yönetiyoruz, bu ülkede hepimiz bir geminin içindeyiz ve bu gemiye bir zarar gelirse hepimiz zarar göreceğiz. Ne olursunuz, zaman zaman bu şekilde bir düşüncenin içine girin yani.
AHMET KAYA (Trabzon) - Biz hep böyle düşünüyoruz.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Denizlerdeki koruma bölgelerini biz 2 kat daha artırdık bölgeler itibarıyla, denizlerin bütün korumalarını 2 katına çıkardık.
SERVET ÜNSAL (Ankara) - Bunu bırakıp biyolojik arıtma yapalım bol bol.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Önemli değerlendirmelerimizden olan Salda Gölü'nden de biraz önce bir arkadaşımız bahsetti. Cumhurbaşkanımızın kararıyla özel çevre koruma bölgesi ilan edildi; sadece yüzey alanı koruma altına alınmadı, etrafı da dâhil edilerek koruma kalkanı 7 kat büyütüldü değerli arkadaşlar. Salda Beyaz Adalar'a girişler yasaklandı, dumansız hava sahası ilan edildi. Gölün içine kadar araçlarıyla girenler; yediklerinin, içtiklerinin artıklarını gelişigüzel oraya bırakanlar; çok affedersiniz ama hacetlerini giderecekleri bir yer dahi bulamayanlar gelmiş şimdi "Göle şöyle ettiniz, böyle ettiniz." diyorlar. Üzülüyorum, gerçekten üzülüyorum.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Çevre felaketlerini anlat.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Sularımızı da korumak için arıtma tesislerini biraz önce arz etmiştim. Buna rağmen, maalesef, bakın işte, bir zahmetle temizlenen Haliç, son zamanlarda yine bir kirlilikle karşı karşıya. Riva'nın karanlığa mahkûm edilişini -biraz önce Grup Başkan Vekilimiz bahsetti, tekraren söylüyorum- gördük. Marmara'da alg patlamalarını konuşurken birden etrafımızı saran müsilajla bulduk. Bütün bunlar gerçekten tesadüf olabilir mi, yoksa ilgisizliğin, basiretsizliğin, samimiyetsizliğin göstergesi mi?
Birçok bilim insanı, ortak kanaat olarak müsilaja yol açan birkaç temel faktörden en önemlisinin kirlilik olduğunu söylüyor. Çevre yatırımlarını durdurdunuz, arıtmalara yüzde 50 destek vermemize rağmen, bu desteklere rağmen arıtma tesislerini çalıştırmadınız.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu müsilajla ilgili bilgileri biraz önceki arkadaşlarımızın hepsi detaylı bir şekilde anlattı, ben bunu anlatmak istemiyorum. İlk kez 1729 yılında Adriyatik Denizi'nde kaydedilmiş. Müsilaj oluşumunu etkileyen 3 temel faktör var: Bir, deniz suyunun artması; iki, deniz şartlarının durağan olması; üç, karasal kökenli noktasal ve yayılı kirlilikler yani atıklar.
Değerli milletvekilleri, müsilaj oluşumu deniz canlı yaşamının, balıkçılığın ve turizmin olumsuz etkilenmesine sebebiyet vermektedir. Son günlerde Marmara Denizi'mizde meydana gelen müsilaj sorununun çözümüne yönelik olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca konu sıkı bir şekilde takip edilmekte ve konuya ilişkin gereken tüm adımların atıldığını da memnuniyetle hep beraber izliyoruz.
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Nilüfer Çayı temiz mi Sayın Vekilim?
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Çevre ve Şehircilik Bakanımız Murat Kurum'un Başkanlığında ilgili bakanlıkların bütün yetkilileri, STK'ler, üst düzey bürokratlar, Marmara Denizi havzasında yer alan 7 ilin valisi, büyükşehir belediye başkanları, bunların tümünü topladık ve 22 maddeden oluşan Marmara Denizi Eylem Planı kamuoyuyla paylaşıldı. Ayın 8'inde de -biraz önce arz ettiğim gibi- ne yaptık biz? 15 noktada bu temizliğe derhâl başladık ve hâlen devam ediyoruz, o devam edecek.
Yeterli arıtılmayan atık suların yol açtığı kirlilik maliyetlerini düşürmek için çalıştırılmayan ancak yapımı yüz milyonlarca liraya mal olan teknolojik arıtma tesislerine kilit vurulması, on yıl öncesinde Belediye Meclisince yapımına karar verilen ancak yeni yönetim tarafından gereksiz bulunan ve çevre kirliliğine yol açacağı -nasıl oluyorsa bu bilmiyorum- gerekçesiyle rafa kaldırılan en gelişmiş arıtma teknolojilerinden biri olan membran arıtma sistemiyle çalıştırılması hedeflenen Silahtarağa İleri Biyolojik Arıtma Tesisi Projesi niçin durduruldu? Bilmekte ben doğrusu hayretler içinde kalıyorum. Ne acı değil mi? Bu tesis yatırımlarını yapanlar alkış dahi beklemiyorken yatırımların önüne set çekenler bu davranışlarından ötürü alkış bekliyorlar.
Biliyoruz ki çevre yatırımları süreklilik ister. Bir şey yapmaya gerek yok, yapmamaya gerek yok dediğiniz an felaketler kapınızı çalacaktır. Bunun en büyük sonucunu, tüm dünyayı etkileyen küresel iklim değişikliğinin etkilerinde görüyoruz.
ÖMER FETHİ GÜRER (Niğde) - Kafan çok karışık...
ALİ ÖZTUNÇ (Kahramanmaraş) - Nilüfer Çayı temiz mi Sayın Vekilim? Nilüfer Çayı temiz akıyor mu Sayın Vekilim?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Tamamlayayım Sayın Başkan.
BAŞKAN - Tamamlayın lütfen.
MUHAMMET MÜFİT AYDIN (Devamla) - Sayıları ve etkileri şiddetle artan salgınları da görüyoruz, yer değiştiren türleri de görüyoruz, kapımızdaki tehlike olan kuraklığı da görüyoruz.
Evet, insanlık ne yazık ki ektiğini biçiyor; geçmişte yaptığı hataların, kaynakları fütursuzca kullanmanın cezasını çekiyor, salgınlarla, aşırı yağış ve sıcaklıklarla, kuraklıklarla, fırtına ve kasırgalarla. Ancak unutmamalıyız ki kirlilik de bir döngüye sahip, dönüp dolaşıp bizi bulur; besin zinciri yoluyla gelir, havayla gelir, suyla gelir ama bir şekilde gelir. Dün alg patlaması, bugün müsilaj olarak karşımıza çıktığı gibi bunları yaşamamak da elimizde.
Bu düşünceyle Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)