GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:92
Tarih:16.06.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; süt üreticilerinin sorunlarının araştırılması ve sorunlarının çözümü konusunda alınacak tedbirlerin belirlenmesi amacıyla İYİ Parti Grubu olarak vermiş olduğumuz araştırma önergesi hakkında konuşmak için huzurlarınızdayım. Gazi Meclisi, vatandaşlarımızı ve bilhassa önergeye konu süt üreticilerimizi saygıyla selamlarım.

Ülkemizde 10 milyon tonu kayıt altında olmak üzere toplam 23 milyon ton süt üretildiği Tarım Bakanlığının kayıtlarında görülmektedir. 5488 sayılı Tarım Kanunu'nda belirtilen ulusal tarım politikaları çerçevesinde çalışmalar yapmak üzere Ulusal Süt Konseyine ülkemizdeki süt tavsiye fiyatlarını belirleme yetkisi verilmiştir ancak Tarım Bakanlığı, Ulusal Süt Konseyi toplantısının yapılmasını bekleyen süt üreticileri temsilcilerini pasivize ederek, 2020 yılı Ekim ayında sadece sanayici ve market temsilcileriyle bir toplantı yaparak süt fiyatlarını belirlemiştir.

Bununla birlikte, üreticinin girdi maliyetleri, sadece yemde yüzde 40 oranında olmak üzere artmıştır. Bir yandan ekonomik sorunlar, döviz kurları, girdi maliyetleri, yüksek faizli işletme kredileri, bir yandan çiftçilerimizin kullandığı işletme kredilerini zamanında ödeyemeyişi, icra takipleri ve ülkemizde yaşanan kuraklığın etkisiyle yeterli üretilemeyen yem bitkisi rekoltesinin düşmesi et ve süt sektörünü çöküntüye götürdü. Süt üreticisi, yem, işçi, veteriner, ilaç, ahır giderine para bulmaya çalışmakta, iktidarın maden ve imar yatırımlarına yer açmak için gözden çıkardığı meralardan da yararlanılamadığı için tüm yıl, on iki ay boyunca kapalı alanda hayvancılık yapmakta, dolayısıyla maliyetleri katlanmaktadır. Yem fiyatlarındaki belirsizlikler, kontrolsüz fiyat artışları, yem stokçularına muhtaç edilmiş üreticiler ortadadır.

Süt inekçiliği yapan bir işletmenin ayakta kalabilmesi için dünyada bilinen bir altın kural vardır, o da 1 süt ineğine verilen 1 kilo süt yemiyle 2 kilo süt elde etmektir. Ülkemizde bulunan hayvan kalitesi bu altın oranı verme açısından o seviyeye ulaşmıştır; ticari olarak elde edilen sütün 1 litresi yem maliyetini karşılar, kalan 1 litre ise işletme sahibinin ayakta kalabilmesi, diğer giderleri ve kazancı için değerlendirilir. Yem/süt paritesi 1'e 2 olması gerekirken süt üreticisi bugünkü rakamlarla 1 kilo süt satışından -19 protein orta kalite yem, 2.750 enerji- 2 kilo süt yemi alabilme imkânına sahip değildir. Verilen desteklemeler maliyet artışlarına yetişememekte, üreticiden sürekli fedakârlık beklenmektedir.

Bu sorunlar ne Ulusal Süt Konseyinde ne de içinde tek bir üretici temsilcisi bulunmayan Tarım Komitesinde dile getirilmektedir. Aslında olay şudur ki beslediğimiz süt ırkı canlılar görevini yaparken Tarım Bakanlığındaki canlılar görevini yapmamaktadırlar. Mezbahalara giden süt ineklerinin yerine konması mümkün değildir fakat görevini beceremeyen, görevini yerine getiremeyen canlıların seçeneği mevcuttur.

Bugün itibarıyla, 1 litre sütle üretici 950 gram yem satın alabiliyor. Yani üreticiler zarar ediyor, zarar eden çiftçilerimiz, zarar eden üreticilerimiz hayvancılığı terk ediyor ve damızlık hayvanlarını kestiriyorlar. Aslında bu çözüm değil. Üreticilerimiz de çok iyi biliyor ki kestirilen ineğin et tutarı 9-10 bin lira tutarken, yeniden başlanıldığında bugün itibarıyla damızlık bir ineğin ortalama maliyeti 23-28 bin lira arasında. Ne taraftan bakarsanız üretici zarar ediyor. Çok ivedi olarak Tarım Bakanlığını göreve davet ediyorum. Yem fiyatlarına müdahil olun, süt fiyatını kısa vadede 1'e 1,3 pariteye çıkarın; uzun vadede 1'e 2 pariteye çıkarın ki köylerdeki, kasabalardaki et ve süt üreticilerimiz nefes alsın, üretmeye devam edebilsinler.

Kuraklığı ve tahıl piyasalarını doğru dürüst yönetemezseniz çiğ sütü 5-6 liraya, kırmızı eti ve karkası da 50 liraya almak zorunda kalırsınız. Yüzde 60, yüzde 70 oranında bakım ve besleme gideri olan hayvancılıkta, her hafta yem fiyatlarına çuval başına 5 lira zam geliyor. Süt yeminin çuvalı yani 50 kilosu 160 liraya, besi yeminin çuvalı ise 150 liraya dayandı. Bununla birlikte, kaba yem fiyatları: 1 kilo saman 1,3; 1 kilo yonca 1,75; 1 kilo arpa 3,5; 1 kilo mısır 3,5 lira. Protein değerleriyle oynanıp 3-5 lira düşük fiyata yem satacağız diye yem kalitesini düşürenler de cabası. Yani hem süt hayvancılığı hem de besi hayvancılığı zor durumda. Süt üreticileri de haziran sonu açıklanacak çiğ süt fiyatlarını bekliyor. Buradan uyarmak istiyorum: Sakın ola çiğ süt fiyatını A kalite için 3,5-4 liranın altında açıklamayın. Bunun altında bir fiyat verirseniz, ya piyasalar sizi dinlemez ya da süt inekleri kesime gider; sonra iş kontrolünüzden kaçar, süt sanayicileri de dâhil olmak üzere herkes zarar eder. Bu işin çözüm yolu belli: Süt üreticisini koruyacak, süt üretimini de artıracaksınız. Bu kadar basit. Çiftçiden kaçan üstün nitelikli Tarım Bakanı bunları bilmez, bilenleri de dinlemez. Onun için ne yapılması gerektiğini tane tane anlatalım.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Yem sanayicisi, yem ham maddesinin yüzde 65'ini ithal ediyor ve ithalatı dövizle yapıyor. Yem sanayicisinin yem ham maddelerinin bir kısmını Toprak Mahsulleri Ofisi temin etsin, gerekirse görev zararını üstlensin. Piyasada işlem gören ve sanayiye giden günlük 25-30 bin ton çiğ sütün en az 5-6 bin tonunu Et ve Süt Kurumu tarafından satın alın, bunu yaparken de günlük 500 litre ve altında süt üreten üreticilere öncelik verin. Küçük süt üreticilerini organize edin, sütlerine de alıcı olun. Günlük 500 litreden fazla üretim yapanlar için 20 kuruş ilave prim ödeyin. Talep fazlasını sosyal yardımlar kapsamında milletimizle buluşturun çünkü bu sayede hem küçük süt işletme sanayisini korumuş olacaksınız hem de inekleri kesime gitmekten kurtaracaksınız. Üreticiyi doğrudan mağdur eden bu sorunlardan kurtulmanın ilk adımı, üretici maliyetlerinin gerçek rakamlarıyla belirlenmesi, verilecek devlet desteklemesinin bir yıl içinde sık aralıkla artış gösteren yem fiyatlarını da dikkate alacak şekilde yapılması ve tüketicinin zincir market sahiplerinin insafına bırakılmamasıdır. Bu gerekçelerle, bir komisyon kurularak konunun tüm boyutlarıyla araştırılmasını teklif ediyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)