| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 16.06.2021 |
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Değerli arkadaşlar, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Varlık Fonu Başkanı, AK PARTİ Genel Başkanı ve AK PARTİ'li Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın işi gerçekten çok zor. Hangi açıdan zor? Milletvekillerini kontrol ediyor, bakanları kontrol ediyor; havuz medyasını, gazetecileri kontrol ediyor; bir de bu arada hâkim, savcıları kontrol etmeye çalışıyor.
Şimdi, getirdiğiniz bu kanun teklifiyle işini kolaylaştırmaya çalışıyorsunuz. 6588 savcıyı kontrol etmesi zordu, şimdi bu kadar savcıyı 81 savcıya sıkı sıkıya bağlayıp kontrolünün daha kolay olması için uğraşıyorsunuz. Aman kaçırmayalım, aman aykırı bir soruşturma açılmasın, aman bize dokunmasın." telaşındasınız. Aslında şu an için boşuna korkuyorsunuz, bugün, AK PARTİ'nin bulaştığı haksızlığı veya hukuksuzluğu soruşturacak herhangi bir savcı maalesef kalmadı. Siz kendinizden nasıl korkuyorsanız bugünkü savcılar da hem sizden hem kendisinden korkuyor. İki aydır organize suç örgütünün alt düzey yöneticisi -bakın, alt düzey yöneticisi- bütün pislikleri ortaya döküyor ama İmamoğlu elleri arkasında dolaştı diye soruşturma başlatan savcılar bugün herhangi bir işlem yapmıyor. Ya, lağım patladı, lağım patladı ama herhangi bir soruşturma patlamadı. Peki, neden, neden bir soruşturma açılmadı? O kadar açık ve net ki: Çünkü muhataplar AK PARTİ'li, başka bir sebebi yok.
İl ve ilçe başkanlarınızı hâkim ve savcı atadınız; il ve ilçe başkanlarınız sizin milletvekillerinizi, sizin bakanlarınızı soruşturamaz, AK PARTİ'nin hukukuna, parti içi AK PARTİ disiplinine aykırı davranabilmesi mümkün değil. Bu sebeple korkuyorlar, bu sebeple de çekiniyorlar. İlçe başkanı olan savcınız, Bakanı çağırıp "Kim aldı ayda 10 bin doları? Senin bu suç örgütüyle ne işin var?" diye soramaz ya da "Gazeteciyim." diye ortada gezen bir şaklabanı çağırıp da "Sen bu kadar parayı nereden aldın?" diye soramaz ya da tonlarca uyuşturucunun peşine düşüp de bir soruşturma açacak cesareti bulamaz ya da Sayın Binali Yıldırım'ı çağırıp "Ya, sendeki para hazinede bile yok, nereden buldun bu kadar parayı?" diye soramaz ya da "Biz çökmeseydik mafya çökerdi." diyen İçişleri eski Bakanına "Yahu, sen kimsin!" deyip devletin gücünü hatırlatamaz ya da "Hazineyi boşalttınız, nerede bu 128 milyar dolar?" diye Maliye eski Bakanına soru soramaz ya da 750 milyon dolar karşılıksız krediyi verenden de alandan da hesap soramaz. Soramaz çünkü kendisi AK PARTİ ilçe başkanıydı, muhataplar da AK PARTİ'li, parti disiplinine aykırı olur; soramaz çünkü soruşturmada talimat vereceği Emniyet müdürü işe dahlolan İçişleri Bakanına bağlı. Ülkeyi ne hâle getirdiniz! Korkmak ve telaş ederek savcıları, başsavcıya bağlamakta aslında haklısınız ama ilk seçimde korku iktidarınıza bizler son vereceğiz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Hep aynı şeyi söylüyorsunuz!
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - O, elini, kolunu, gözünü bağladığınız savcıların da bağımsızlığını yeniden tesis edeceğiz.
Şimdi teklifle ilgili getirdiğiniz maddelere baktığımızda bizim de olumlu bulduğumuz düzenlemeler var ancak bu 9'uncu maddede görüşle ilgili alt sınırı yarım saatte bıraktığınız sürece, o bir saatlik yani "Yarım saat ile bir saat arasında görüşebilir." hükmünde, o yarım saat kalıp da bir saati bir buçuk saate uzattığınızda hiçbir kıymeti olmayacak. Çünkü cezaevlerinde kendi içlerinde dahi uygulama birliği yok. Bir günlük yoldan gelen mahkûm yakınına "Yarım saat ile bir saat..." diyorsunuz, idare yarım saat görüştürüyor. Bunu bir buçuk saate çıkarmanın hiçbir kıymeti yok, adaleti yok; uygulama birliğini sağlayamazsınız. Bu sebeple alt sınırda o yarım saat çıkmalı, görüş, doğrudan bir buçuk saat olarak belirlenmelidir. Aksi takdirde amaçlanan saik sonuç vermeyecektir.
Şimdi ikinci bir önerim daha var: Bu 9'uncu maddenin (4)'üncü fıkrası tekliften tamamen çıkarılmalıdır. Sebebi şu: Mahkûm, 2 görüş yapabiliyor; biri açık görüş, biri kapalı görüş.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Ek süre alabilir miyim Sayın Başkan?
BAŞKAN - Buyurun.
ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Devamla) - Şimdi, kapalı görüşler zaten dinleniyor, kayıt altına alınıyor. Ayda 1 de ailesiyle açık görüş yapabiliyor, çocuğu geliyor, eşi geliyor, aslında tek temas edebildiği, rahatlıkla görüşebildiği yer bu açık görüş ve arada da bir infaz koruma memuru uygun mesafede izliyor, gözlüyor. Bir de bunu kayıt altına aldığınızda, aslında ailesindeki bağı koparırsınız. Bakın, böyle bir güvenlik tedbirine gerçekten ihtiyacımız yok; askerimiz var, polisimiz var, MİT'imiz var. Suçu, eşiyle yaptığı o görüşmede mi açığa çıkaracaksınız? Bu, açıkça bir insan hakkı ihlalidir; gelin bu düzenlemeden vazgeçin.
Sayın milletvekilleri, iyi niyetli öneriler sunmaya çalışıyorum, Adalet Komisyonu Başkanımızla paylaştım bunu, Cezaevi Alt Komisyonumuzla paylaştım, cezaevi yetkilileriyle paylaştım; iyi bir şekilde bir şeye evirme çabasındayız ve şuradan şunu söylemek istiyorum: Değerli arkadaşlar, tevazu yüceltir, kibir düşürür. En azından insan hakları konusunda istişareye açık olun diyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)