GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:92
Tarih:16.06.2021

LEVENT GÖK (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi sevgiyle saygıyla selamlıyorum.

Biz ilginç bir ülkeyiz. Bir yandan kanunları yaparken şiddeti önlemeye çalıştığımızı ifade ediyoruz, bir yandan da yaptığımız tasarruflarla da şiddeti özendiriyoruz, tıpkı İstanbul Sözleşmesi'nde olduğu gibi değerli milletvekilleri.

Tarihî bir uyarı yaparak sizlerle bir konuyu paylaşmak istiyorum. On beş gün sonra İstanbul Sözleşmesi'nin yürürlükten kalkmasına dair madde yürürlüğe giriyor yani İstanbul Sözleşmesi ortadan kalkıyor. Ama bugünlerde dahi karakollarda kadına yönelik şiddet konusunda, artık bu kanun ortadan kalktı diye geri adımlar var ve mahkemeler de beklenen kararları vermiyorlar.

Değerli milletvekilleri, bu Cumhurbaşkanlığı kararının nasıl alındığına ilişkin gerek gazeteleri gerek medyayı takip ederken enteresan bir tahlille karşılaştım. BBC News'te yer alan bir röportajda, AKP'li bir üst düzey yönetici aynen şunları söylemiş, diyor ki: "Biz bu Cumhurbaşkanlığı kararıyla İstanbul Sözleşmesi'nden çekilirken 2 kararı emsal aldık." Hangi kararları emsal aldınız? "1990'da yürürlüğe giren bir anlaşmayı ve 2016 yılında yürürlüğe giren bir anlaşmayı örnek aldık." diyorlar. Neymiş peki bu anlaşmalar, ben bunları sizlerle paylaşmak istiyorum değerli milletvekilleri.

Değerli milletvekilleri, 1990 yılında yürürlüğe giren Sportif Karşılaşmalarda Seyircinin Şiddet Gösterileri ve Taşkınlıklarının Önlenmesine Dair Avrupa Sözleşmesi daha sonra ortadan kaldırıldı. Nasıl ortadan kaldırıldı? 2020 yılında yani geçtiğimiz mart ayında, bu İstanbul Sözleşmesi'nin ortadan kaldırıldığına dair Cumhurbaşkanlığı kararı çıktığı anda, biz, bir kanunun yine Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylanmasına tanık olduk.

Değerli milletvekilleri, 1990 yılında sportif karşılaşmalarda şiddetin önlenmesine dair bir sözleşmeyi birçok ülke gibi biz de uyguladık. Peki, daha sonra, bugüne gelindiğinde, bu sözleşmenin yetersizliği ortaya çıkınca başka bir sözleşme yapılması ihtiyacı ortaya çıktı ve bu kanun Türkiye'ye geldi. Bu kanunun Türkiye'ye geldiği zamanki hâli şudur: Mecliste ekleriyle birlikte kabul ettik. Ne diyor bu eklerinde? "Artık 1990 yılında ortaya çıkan kanun yetersizdir, şimdi yeni bir kanun çıkartıyoruz ama bu kanunu onaylayacak ülkeler önceki kanununu feshederse ancak onaylayabilirler." diye, Meclise ekleriyle beraber geldi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi önceki kanunu feshederek, eklerinde yazan sözleşmeyi feshederek yeni kanunu onayladı ve Cumhurbaşkanlığı kararında da aynen eski kanunun feshedilmesi, yeni kanunun onaylanmasıyla ilgili olarak kanun onaylandı değerli arkadaşlarım. Yani Cumhurbaşkanı kararıyla durup dururken bir uluslararası sözleşmeden çekilinmedi, tam tersine Türkiye Büyük Millet Meclisine önce fesih, sonra da onaylama yetkisiyle gelen bir kanun onaylandı ve bu şekilde yürürlüğe girdi.

Şimdi, değerli arkadaşlarım, Sayın Cumhurbaşkanına ve AK PARTİ yönetimine tarihî bir çağrıda bulunuyorum: Bu konudaki yorumu sizlere iletip de bu hususları söylemeyenler, gerçekten devlet aklıyla alay etmişlerdir. Bir devlet yanıltılamaz, doğrusunu yapacaksınız.

Diğer anlaşma da aynı şekilde; diğer anlaşmada da yine eski sözleşme feshedildi ve yerine feshe bağlı olarak onay getirildi değerli arkadaşlarım ama Cumhurbaşkanı da Meclisten çıkmış hâliyle kabul ederek onu onayladı. Şimdi, AK PARTİ'li o üst düzey yöneticisi kimdir bilmiyorum, bunu sorgulamanız lazım ve araştırmanız gerekiyor. Yani böyle bir tarihî yanılgıyı Cumhurbaşkanına kim yaptırıyor? Değerli arkadaşlarım, devlet aklı bu kadar aşağılanabilir mi? Cumhurbaşkanına diyorsunuz ki: "Bu anlaşmaları örnek alın, buna göre anlaşmadan, feshinden çekilin." Ama diğer anlaşmaya baktığınız zaman öyle değil. Anlaşma Meclise geliyor, ekleri arasında önce fesih var, sonra onay var; bu şekilde kabul ediliyor. Bu nedenle İstanbul Sözleşmesi on beş gün sonra yürürlükten kalkıyor.

Danıştayda açılan davalar var. Danıştayın bu konuda süratle yürütmeyi durdurma kararı vermesi gerekiyor ya da Sayın Cumhurbaşkanının ve iktidar partisinin, bu kanunun iptal kararına ilişkin kararın kaldırılması için ellerinden geleni yapması gerekiyor. Bu tarihî uyarıları yapmak istiyorum ve zabıtlara geçirmek istiyorum.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyursunlar efendim.

LEVENT GÖK (Devamla) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlarım; bu konu önemli. Ya devlet olarak işimizi doğru yapacağız ya da yanlışlar arasında ülkemizi itibarsız kılmayacağız. Bu konuyu neden önemsiyoruz? Çünkü giderek artan kadın şiddetinin, kadınlara yönelik taciz ve öldürmelerin arttığı bir dönemde böyle bir yanlıştan dönülmesi hepimizin ortak çıkarınadır, başta kadınlarımızın çıkarınadır. Bu tarihî uyarıları ve belgeleri AK PARTİ yöneticilerine vermeye hazırım, arzu edenlerle de tartışmaya hazırım. Bu konu böyledir değerli arkadaşlarım. Uluslararası anlaşmalardan Meclisin kararı olunmadıkça çekilmek Cumhurbaşkanı kararıyla mümkün değildir. Cumhurbaşkanına emsal olarak verilen örnekler de zaten bunu amirdir. Bu konudaki görüşlerimizi, tarihî uyarılarımızı yaparak ülkemizin menfaatlerinin korunması yönünde hepimizin ortak adımlar atacağına inancımla hepinizi saygılarımla selamlıyorum.

Sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)