| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 16.06.2021 |
ZEKİ HAKAN SIDALI (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 27'nci Dönemde adalet ve hukuk üzerine 6 farklı kanun düzenlemesi yapıldı. Torba kanunları saymıyorum bile. Daha önceki konuşmalarıma baktım; meselelerin sadece kanunları düzenleyerek çözülemeyeceğini, bizim sadece adalet reformuna değil, adalette zihniyet değişikliğine ihtiyacımız olduğunu defalarca dile getirmişiz. Adalette yüzde 20'lere düşen güveni ancak bu şekilde yükseltebileceğimizi söylemişiz. Zihniyeti değiştirebilsek mevcut kanunlarla bile daha iyi sonuçlar alacağımız kesin ama ne yazıktır ki zihniyeti değiştirmeden gündelik ayarlarla, kısa vadeli çözümlerle anlık sorunlara pansuman yapıyoruz; hâliyle sıkıntı bir türlü iyileşemiyor, yeniden önümüze geliyor.
Bu durum sadece adalette değil, her kararınızda böyle; dış politikada, ekonomide, pandemiyle mücadelede, çevre sorunlarında da böyle; mesela, kuraklık. Dünya Bankasına göre küresel su tehdidinin en yüksek olduğu bölgeler arasındayız. Bu sorunlarla hakkıyla mücadele edebilmek için bugünden farklı bakabilmemiz gerekiyor. Araştırmalarda net su potansiyelimiz 112 milyar metreküp olarak belirleniyor ki bu, tahminlerin en iyisi. Günümüzde kişi başına 1.347 metreküp su düşüyor. Bu miktar 2023 yılında 1.287'ye, yüz yılın sonundaysa kişi başına bin metreküplere düşecek. Şu anda dahi su stresi yaşayan ülkeler arasındayken yakın gelecekte su fakiri ülkeler pozisyonuna düşme riski taşıyoruz.
İklim krizinin etkisiyle 2030 yılında yüzey sularında yüzde 20 azalma, bitkilerin su ihtiyacındaysa yüzde 10 artış bekleniyor. Suya en çok ihtiyaç duyan yüzde 74'le tarım olduğuna göre, su yönetimini disipline etmek, kaynakları doğru kullanmak ve önleyici çalışmaları da yapmak zorundayız. Stratejik sektör olan tarımda su yoksa bizim için gıda güvenliği de yok. Bu sebeple, su arzı ile talebini beraber yürütmek zorundayız.
Su politikasını etkileyen 6 farklı kanun ve sayısız yönetmelik var. Bunların, bırakın bütünlüğü, irtibatı dahi yok; birbirinden bağımsız uygulanıyorlar. Mevcut durum, yetki çatışması ve karmaşasına, hukuki boşluğa ve nihayetinde yetki sorumsuzluğuna sebep oluyor. Her kurum topu birbirine atıyor. Bütüncüllük bir yana sürekli ek madde, ek yönetmelik çıkarılıyor yani su yönetimi de her yerinden su sızdıran delik bir depoya dönüyor. Bilimin de bürokrasinin de ısrarlı talebi olan su kanununu hemen Meclis gündemine getirin. Kaybedecek vakti bırakın, artık zamanla dahi yarışmıyoruz, zaman bizim ilerimizde.
Değerli milletvekilleri, yapılan çalışmalarda 5 havzada su kıtlığı, 4 havzada mutlak su kıtlığı öngörülmekte. Havza koruma eylem planları var ancak kurumlar arasındaki sıkıntılar yüzünden uygulamada sorunlar yaşanıyor, planlar kanunun hükmüne bağlanamıyor, bu karmaşa da hızlıca çözüme kavuşturulmalı. Kaynaklarımızı verimli ve sürdürülebilir şekilde kullanmak için entegre toprak ve su kaynakları yönetimini inşa etmek zorundayız. Bunun ilk adımı kurumsal yapıları güçlendirmek, strateji ve politikaları yarının ihtiyaçlarına göre güncellemektir.
Su israfını da azaltmak zorundayız. Bu, ancak tam anlamıyla modern sulamayla olabiliyor. Salma sistemde yüzde 30 randıman alınırken bu, toprak altı damlama sisteminde tam yüzde 95'lere çıkıyor fakat bu sistem değişikliğini çiftçilerin tek başına karşılayabilmesi hâliyle bugün mümkün değil. TAGEM'in yaptığı ankete göre çiftçilerin yüzde 92'si yeni sistemler konusunda devlet desteğinin artırılmasını istiyor. Destekleme bütçesinin ihtiyaçlara göre revize edilmesi gerekiyor.
Lafın özü, su verimliliğini artırmak adına tarıma göre sudan, suya göre tarıma geçmek zorundayız. Ürün desenlerini de iklim ihtiyaçlarına göre düzenlemek artık tercih değil zorunluluk. FAO, ülkelerin su üretkenliklerini yani harcadıkları bir metreküp su başına ürettikleri ekonomik değerleri çıkarıyor. Biz, metreküp başına 0,30 dolardayız.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Tamamlıyorum Başkanım.
BAŞKAN - Buyurun efendim.
ZEKİ HAKAN SIDALI (Devamla) - Biz 0,30 dolarlardayken en kurak ülkelerde metreküp başına 1,5'luk değer üretenler var. Yani bu örnek dahi iktidarınızın tarım politikalarındaki yetersizliğinin açık göstergesi.
İYİ Parti olarak toprak, su ve tarımsal üretim üçgenini bütün olarak görüyor, tarımdan koparılan her arazinin ve boşa akan her damla suyun geleceğimizden çalındığı bilinciyle plan yapıyoruz.
Dünya değişiyor, iklim değişiyor, bizde zihniyet değişmiyor. Bunun için öncelikle iktidar değişmeli diyerek yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)