GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:92
Tarih:16.06.2021

İYİ PARTİ GRUBU ADINA AYHAN EREL (Aksaray) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, yüce Türk milleti; Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin ikinci bölümü üzerine partim İYİ Parti adına söz almış bulunmaktayım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Sözlerimin başında şunu ifade edeyim: Bugün İçişleri Bakanı Sayın Soylu'nun 10 bin dolar maaş alan milletvekilinin adını Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanına söylediği iddia edilmektedir. Eğer öyleyse suç teşkil eden bu olayda suçlu vekil hakkında adli süreci işletmek gerekir aksi hâlde suç ve suçluyu gizleme tartışması başlar. Bu tartışmaya mahal vermeden ilgililerin gerekli açıklamaları yapmasını bekliyoruz.

Teklifin içeriğine baktığımızda, işkence ve kötü muamelenin önlenmesine yönelik önlemler, 15 yaş altı çocuğu olan annenin cezasının ertelenmesi vardı ama aldığımız bilgiye göre bu kanun maddesi çekilmiş. Yine, e-postayla haberleşme hakkı, hükümlünün ziyaretçilerle yaptığı görüşme sürelerinin artırılması gibi değişiklikler söz konusu.

Biz İYİ Parti olarak yüce Türk milletinin her ferdinin lehine olacak, vatandaşlarımıza ve yüce devletimize fayda sağlayacak, katma değer sağlayacak her kanunun destekçisi olacağımızı belirtmek isteriz. Kanun teklifini hazırlayan arkadaşların iyi niyetinden, bu kanunun taraflarına menfaat sağlama adına güzel niyetlerinden dolayı herhangi bir endişemiz yok. Bizim mevzuatımızda, kanunlarımızda aslında çok büyük bir sıkıntı da yok. Genelde, bu kanunları uygulayan kişilerin kafalarında sıkıntılar var. Mesela, getirilen kanun teklifinde şöyle bir terim var: Kurum güvenliği açısından tehlikeli olabileceği değerlendirilen hükümlülere bazı kısıtlamalar getiriliyor.

Şimdi, kurum yöneticisi olan ve belli bir dünya görüşünün temsilcisi olan yönetici, karşıdaki tutuklu veya hükümlü de başka bir dünya görüşünde veya kendisine aykırı bir kutuptaysa "Ben bu adama, bu hükümden faydalanarak her türlü yasal engellemeyi yaparım." şeklinde bir moda girebilir. Bunda Adalet Bakanının -ne bileyim- cumhuriyet savcısının herhangi bir etkisi, tasarrufu olmayabilir ama bazı memurlar siyasi iradeye yaranma adına kendilerine vazife çıkarabiliyorlar. Dolayısıyla, kanunlarımızın esnek, soyut olmaması gerekiyor; somut bir şekilde düzenlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Dolayısıyla, kanunlarımızda, mevzuatımızdaki bu sıkıntılara mahal vermemek adına, komisyonlarda gerekli açıklamaları yaptığımız hâlde, maalesef iktidar partisi bu uyarılarımızı dikkate almıyor. Daha sonra da çıkıyor, işte "Bu kanunun hazırlanmasında emeği geçen tüm partilere, komisyon üyelerine teşekkür ediyoruz." diyor. Oysa, bizim hiçbir görüşümüz dikkate alınmıyor, -bunu daha önce de söyledim- hiçbir görüşümüzü dikkate almadığınız hâlde lütfen bize teşekkür etmeyin, zira kamuoyunda sanki biz İYİ Parti olarak sizin yaptığınız kanunlara destek veriyormuşuz gibi bir algı oluşuyor. Rica ediyorum AK PARTİ Grup Başkan Vekillerine, Komisyon sözcüsüne, sadece, bu kanunu kabul eden, Komisyonda kabul eden siyasi parti mensuplarına teşekkür etsin, gerekiyorsa bizi de bu kanuna destek vermediğimizden dolayı kınayın, bir sıkıntı yok.

Yine, diğer bir konu vardı. Biz sadece hükümlülerin anne sıfatına değer vererek bir düzenleme yapılmasından dolayı mutlu olmuştuk. Hatta İYİ Parti olarak, cinsiyet farkının ortadan kaldırılarak bu hakkın aynı şekilde babalara da verilmesi gerektiğini Komisyonda talep etmiştik ama bizce bilinmeyen bir nedenle, annelerin, babaların lehine olan bu madde geri çekilmiş. İnşallah, daha güzel bir şekilde, önümüzdeki günlerde düzenlenir diye düşünüyoruz.

Yine, son on yıla baktığımızda, bazı suçlarda çok artırıcı cezalar gelmesine rağmen suçların suç oranlarının arttığını görmekteyiz. Mesela 2009-2019 tarihleri arasında hırsızlık 7 kat, adam öldürme 6 kat, cinsel suçlar 10 kat, uyuşturucu 11 kat, yağma 11 kat artmış. Demek ki cezaların artırılması suçlarda caydırıcı olma özelliğini taşımıyor. O zaman, ne yapmak gerekiyor? Eğer alınan cezalar gereği gibi infaz edilmiyorsa yani cezaların infazında değişikliklerle, aflarla, insan ceza aldığı hâlde bu cezasını tam anlamıyla çekmiyorsa o zaman caydırıcı olmaktan uzaklaşıyor; verilen ceza uygulanmadığında da adalete olan inanç ortadan kalkıyor.

Değerli Başkan, değerli milletvekilleri; 24 Haziran 2018 tarihinden itibaren, sözüm ona, şahlanış dönemine girdik. İki yıl on aylık Başkanlık serüveninde bugün ne faiz ne de enflasyon o günkü seviyelerin altında. Dolar, avro neredeyse 2 katı fiyatta. Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin resmî olarak başladığı 9 Temmuz 2018 tarihinde dolar 4,5; avro 5,3 Türk lirası seviyelerinde işlem görüyordu. Bugün itibarıyla dolar 8,55'in üstünde, avro ise 10,38'e kadar ulaştı. Cari açık, borçlanma sürekli yükselişte. Ekonomide hiçbir şey istendiği gibi gitmiyor fakat resmî kaynaklara göre büyüyoruz, şahlanıyoruz, uçuyoruz. Genel Başkanımız ve milletvekili arkadaşlarımızla yaptığımız il ve ilçe ziyaretlerinde biz gerçeği halk gibi görüyoruz. Büyüyenler belli, şahlananlar belli; onları herkes çok iyi biliyor. Artan, gelir adaletsizliği; artan, işsizlik. Bir tek ne azaldı? Adalete olan güven, bağımsız yargı inancı azaldı. Maalesef, bağımsız yargıya inanç ve adalete güven vatandaşlarımızın arasında bitme noktasına geldi.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Başkanımız Sayın Meral Akşener Hanımefendi'nin liderliğinde biz İYİ Parti olarak iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistem üzerinde çalıştık ve en önemli ilkelerinden birini, hukukun üstünlüğü, tam bağımsız, tarafsız yargı olarak belirledik. Çünkü bize göre bağımsız ve tarafsız yargı Türkiye Cumhuriyeti'nin her vatandaşının sahip olduğu en büyük teminattır. O nedenle iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemde milletimizin her bir ferdi şerhsiz, şartsız, kayıtsız kanun önünde eşit olacak, suç işlediği takdirde bağımsız ve tarafsız yargı önünde hukukun üstünlüğü prensibi uyarınca adilce yargılanacak, hiçbir suç cezasız kalmayacak ama bu ülkenin hiçbir vatandaşı da sahte delillerle, kişiye özel suç icat edilip cezalandırılmayacak. "Geç gelen adalet, adalet değildir." prensibi ışığında ceza yargılamasında, soruşturma evresinin daha etkin, güvenilir ve hızlı olmasını sağlamak adına yalnızca soruşturma evresinde görevli olmak üzere adli kolluk sistemi kurulacak. Adil yargılama için hâkim teminatı bir mecburiyettir çünkü adil yargılama ancak bağımsız ve tarafsız mahkemeler eliyle yapılabilir. Bağımsız ve tarafsız mahkeme de ancak hâkimin bağımsız ve tarafsız olmasıyla mümkündür, o nedenle yargı bağımsızlığının ilk şartı da hâkim teminatının sağlanmasıdır. Mevcut sistemde Cumhurbaşkanı ve bakanlar birçok hukuksuzluğa maalesef seyirci kalıyor. Yürütme organı siyasi demeçlerle tutuklama ya da serbest bırakma kararları üzerinde açıkça etkili oluyor. Böyle hukuk olmaz, adalet böyle sağlanamaz, Türkiye bu adaletsizliği daha fazla taşıyamaz. İşte, o nedenle, iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sistemde Türkiye bu utançtan kurtulacak, Anayasa'ya hâkim ve savcıların coğrafi teminatını sağlayan hüküm konulacak. Aynı zamanda Hâkim ve Savcılar Kurulunun yapısı ve üye atama sistemi değiştirilecek; adaylar, yargı kurumlarımız, barolar, üniversiteler tarafından önerilecek ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından seçilecek.

İYİ Parti olarak, Türkiye Cumhuriyeti'ni bayrağı ve vatan toprağıyla; çocuğu, genci, yaşlısı, kadını, işçisi, çiftçisiyle; bilimi, kültürü ve sanatçılarıyla; vatanını gece gündüz bekleyen güvenlik güçleri, pandemide yeniden destan yazan sağlık ordusuyla ve üzerinde yaşayan tüm canlılarıyla ayrılmaz bir bütün olarak görüyor, bu eşsiz vatanın refahı ve huzurunu daim kılmak için hep birlikte çalışmaya davet ediyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)