| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 16.06.2021 |
ALPAY ANTMEN (Mersin) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; adaleti kalmayan bir ülkede ceza infaz üzerine kanun yapmaya çalışıyoruz. Siz istediğiniz kadar kanun çıkarın, adil, tarafsız ve halkın yararına olmayan kanunlar kâğıt üzerinde kalmaya ve günü gelince tarihin çöplüğüne atılmaya mahkûmdur.
Biz, bu arada, aslında teklifin 6'ncı maddesinde konuşacaktık ama belki de bu kanun teklifinin en iyi ve en yararlı maddesi eksikliklerine rağmen geri çekilmiş oldu ve bu nedenle de artık genel konuları konuşmamız gerekiyor.
Değerli milletvekilleri, konuşmama başlamadan önce, buradan, tüm ülkeyi ilgilendiren çok önemli bir hususa değinmek istiyorum. Seçim bölgem Mersin Limanı'nda bugün 1 ton civarında kokain yakalandı. Yani Türkiye'de bir yılda yaklaşık 1,5 ton kokain yakalandığı düşünüldüğü takdirde...
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Muzun içinde mi?
ALPAY ANTMEN (Devamla) - ...tek seferde, neredeyse bir yılda, bir yerde yakalanan en büyük miktarda kokain yakalanmış oldu. Burada, uyuşturucuyla mücadele eden kolluk kuvvetlerimize şükran borçluyuz.
CAHİT ÖZKAN (Denizli) - Kim yakalamış, kim? Biz yakaladık. Hükûmet yakaladı, devlet yakaladı.
ALPAY ANTMEN (Devamla) - Ancak anlaşılıyor ki onların fedakârca yaptıkları operasyonları zayi eden bir uluslararası uyuşturucu mafyasıyla karşı karşıyayız. Defalarca sorduk ama yanıt alamadık, buradan tekrar soralım: Venezuela ve Panama'dan Türkiye'ye gelen yaklaşık 5 tonluk kokainin sahipleri kim? Uyuşturucunun İzmir ve Mersin'de gönderildiği adreslere neden operasyonlar düzenlenmedi? Kimler bu operasyonu engelliyor? Türkiye'de kim ya da kimler bu büyük kokain sevkiyatının içerisinde yer almaktadır? (CHP sıralarından alkışlar) Bu soruların yanıtını alana kadar ve gençlerimizi bu pislikten korumak için sonuna kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.
Değerli milletvekilleri, Ceza İnfaz Kanunu değişikliklerini görüşüyoruz. Bilinmelidir ki devletin temeli adalet, adaletin temeli ise savunmadır yani avukatlardır. Avukat davanın tarafı değildir. Avukat ne boşanmanın tarafı ne borcun sebebi ne de uyuşmazlığın kaynağıdır. Avukat, adil yargılamanın sağlayıcısı ve savunma hakkının temel direğidir. Ama dün gördük ki bu ülkede kendini bilmez bir şehir eşkıyası sadece görevini yapmaya çalışan bir avukatı görevi nedeniyle silahla, ölümle tehdit edebilecek kadar cesareti kendinde buluyor. Bu şehir eşkıyasının avukatı öldürmediğine sevinmeli miyiz, durum bu kadar vahim mi?
Artık şu ülkede kadına şiddeti, sağlık çalışanlarına şiddeti, avukatlara şiddeti, çocuklara şiddeti, hayvanlara şiddeti durdurmak için gerçekten bir şey yapmayacak mısınız? Hep mi holdinglerin istediklerini yapacaksınız? Hep mi mafyanın istediklerini yapacaksınız? Hep mi tarikatların istediklerini yapacaksınız? Hep mi Amerika'nın, Rusya'nın, Katar'ın istediklerini yapacaksınız? Ne zaman güçlüden, zenginden yana olmayı bırakıp yoksuldan, ezilenden, garibandan, mazlumdan, kimsesizden yana olacaksınız? (CHP sıralarından alkışlar) Ne zaman işçiden, emekliden, köylüden, gençlerden ve kadınlardan yana olacaksınız? Ne zaman Türkiye'den yana olacaksınız? "Irmağının akışına ölürüm Türkiye'm." diyorsunuz ama ormanı, suyu, havayı, Boğaz'ı Katarlılara peşkeş çekmekten, doğayı öldürmekten vazgeçmiyorsunuz. Ülkemiz için ölmüyorsunuz -hiç kimse ölmesin- ama ülkemizi öldürüyorsunuz. Tüm bu sorunlar ilk seçimden sonra siz sandıkta gidince bizim tarafımızdan çözülecek. O yüzden, bir an önce sandık diyoruz.
Değerli milletvekilleri, cezaevlerini geziyorum. Cezaevi açmakla övünüyorsunuz. Biliyor musunuz ya da umurunuzda mı bilmiyorum ama cezaevlerinde pek çok sorun var. Elektrik pahalı, kantinlerdeki ürünler pahalı geliyor, yemeklerden şikâyetler var, çıplak arama, dayak gibi çok ciddi, çok acı iddialar var. Bunları neden düzeltmiyorsunuz? Bunları düzeltmek için neden hiçbir şey yapmıyorsunuz?
SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Biz düzelteceğiz iktidara gelince. On dokuz yılda düzeltilememiş, bundan sonra mı düzeltilecek?
ALPAY ANTMEN (Devamla) - Mahpus olmak kişinin temel hak ve özgürlüklerinin ortadan kaldırılması demek değildir.
Ben burada bir şey daha söyleyeceğim: Neden cezaevi personelini güvenlik sınıfına almıyorsunuz? Cezaevi personeli neden bekçiler kadar maaş alamıyor? Neden cezaevi yöneticilerine 3600 ek gösterge hakkı vermiyorsunuz?
Yeri gelmişken soralım: Atanamayan öğretmenler, atanamayan sağlıkçılar, atanamayan milyonlarca genç sizi hiç üzmüyor mu? "İktidar olmak" demek ne demek? "Garibanın, mağdurun, işçinin, emekçinin, emeklinin yanında olmak" demek. Tabii, haklısınız; siz, 5'li çeteyi doyurmaktan işsizliğe çare bulamıyorsunuz, Türkiye'nin sorunlarına eğilemiyorsunuz. (CHP sıralarından alkışlar)
Teşekkür ederim.
Genel Kurulu saygıyla selamlarım. (CHP sıralarından alkışlar)