| Konu: | Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 92 |
| Tarih: | 16.06.2021 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli vekiller; madde 9, madde 8'le birlikte bu teklifin en sorunlu maddesi. Bu madde sadece mahpusların özgürlüğünü ve hakkını sınırlamıyor, mahpuslarla görüşen herkesin, ailesinin ve üçüncü kişilerin hak ve özgürlüklerini de sınırlamaktadır. Bu bakımdan bunu geniş olarak ele almak gerekir.
Altı kategori söz konusu burada ihlal açısından. Bir: Mahkûmlar kategorisi. Kimler, hangi mahkûmlar? İki: Muhataplar, görüşülenler. Üç: Amaç. Dört: Kayıt. Beş: Bunların kullanımı. Altı: Silme işlemi. Bunlar, sadece Avrupa belgelerine, Avrupa cezaevi kurallarına, Türkiye'nin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına aykırı değil, sadece Anayasa'nın belli maddelerine aykırı değil, aynı zamanda yasallık ilkesini de özgürlüklerin temel ilkesini de tümüyle zedelemektedir, hatta birçok bakımdan ortadan kaldırmaktadır. Şöyle ki: Birinci olarak suç tipleri sayılmış olmakla birlikte, "Tehlikeli hâlde bulunan ya da dışarıyla iletişiminin kurum güvenliği açısından tehlikeli olabileceği değerlendirilen hükümlüler" ifadesi hukuki değildir, belirsizdir; böyle bir kavram yasada yer alamaz. Dolayısıyla, bu konuda bir nesnel ölçüt bulunmadığı için hapishane görevlileri bu nedenler dizisini genişleteceklerdir ve istisnasız her mahpusa bu kuralı uygulayacaklardır. Bu itibarla, Anayasa'nın özellikle hak ve özgürlükler güvencesi ve sınırlanmasına ilişkin madde 13, haberleşme özgürlüğüne ilişkin madde 22 ve özel yaşamın korunmasına ilişkin 20'nci maddesine, ayrıca hukuk devletine aykırıdır, ölçülü değildir. Bu özgürlüğün sınırlandırılmasının ölçüsü ne olacaktır, bu öngörülmemiştir. Tabii ki suç tipleri de birbirine girmektedir burada yapılan sayıma göre.
Muhatap yelpazesi açısından, Avrupa Mahkemesinin, hükümlünün eşi ve birinci ve ikinci dereceden kan hısımlarıyla olan görüşmelerinin mutlak bir zorunluluk olmadıkça kaydedilemeyeceğine ilişkin bir kararı söz konusu olduğu hâlde, burada hiçbir ayrım yapılmadan en mahrem bilgilerin bile, en mahrem görüşmelerin bile kayda alınacağı ve bunların saklanacağı belirtilmektedir, öngörülmektedir.
Şimdi, burada söz konusu olan, kişi, toplum ve kurum güvenliğinin sağlanması, ayrıca kamu düzeninin korunması ile suç işlenmesinin önlenmesi amaçları varken neden öngörülmüştür, bu anlaşılamamaktadır çünkü bu kavramlar da aslında hukuk düzenimize, yasalarımızda bulunmayan kavramlar olduğu için aykırıdır ve nihayet "Kişisel verilerin korunmasına ilişkin esas ve usuller kanunla düzenlenir." kuralına çok yönlü olarak aykırılık içermektedir. Zira, kişisel verilerin korunmasını isteme haklarının gerektirdiği güvenceler öngörülmemiştir.
1) Söz konusu kişisel verilerin kim tarafından ve ne şekilde saklanacağı,
2) Kötüye kullanımları engelleyecek somut güvencelerin neler olduğu,
3) Kişisel verilerin korunması hakkına yönelik sınırlamalara karşı açık bir başvuru usulü,
4) Herhangi bir soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmemiş iletişim kayıtlarının en geç bir yıl sonunda kimin tarafından silineceği ve verilerin silinmesi için izlenecek başvuru usulü,
5) Herhangi bir soruşturma ve kovuşturmaya konu edilmiş iletişim kayıtlarının ne zaman, kimin tarafından silineceği ve verilerin silinmesi için izlenecek başvuru usulü belirtilmemiştir.
Bu açıdan keyfî kullanıma açıktır, Anayasa madde 13 ve 20'ye açıkça aykırıdır. 13'ün "ölçülülük" ilkesine aykırıdır ve "hakkın özüne dokunulmaması" ilkesine aykırıdır ama hepsinin ötesinde, en mahrem bilgiler, en ailevi bilgiler, vasiyet hakkı bile burada bu kapsama girmektedir. Anayasa Madde 17 insan haysiyetine aykırıdır. Bu saatte böyle bir konuyu görüşmek nasıl bizim haysiyetimize aykırı ise ve bu nedenle, biz, kendimiz, yüce Meclis, Gazi Meclis, Büyük Meclis kavramına gölge düşürüyor isek aynı şekilde yaptığımız ve oylayacağımız yasayla da sadece mahpusların değil yakınlarının yani yurttaşlarımızın hak ve özgürlüklerin özüne dokunacağız.
Teşekkür ederim. (CHP ve HDP sıralarından alkışlar)