GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:95
Tarih:23.06.2021

ALİ HAYDAR HAKVERDİ (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Biz parti olarak hep söyledik, söylemeye de devam ediyoruz: Camiye ve kışlaya siyaseti sokmayın diyoruz; siz de hep tam tersini yapıyorsunuz. Bugün, siyasetin göbeğine dini yerleştirdiniz ve maalesef, inanç üzerinden sömürü yapıyorsunuz. Yine, orduyu hem siyasete hem de dine alet edip maalesef, ordumuzu yıpratıyorsunuz.

Ülkemizin kaderiyle kaderi ortak olan Türk Silahlı Kuvvetlerine terör örgütünün operasyon yapmasına izin verdiniz; FETÖ'cülere devletin mahremini, kozmik odayı açıp subaylara operasyon yapmalarına izin verdiniz. Siyasi iradenin izni, desteği veya muvafakati olmadan yurtsever subaylarımıza bu operasyonların yapılması mümkün değildi. Öyle ki Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında terör örgütü üyelerini gizli tanık olarak dinleyip komutanları mahkûm ettirdiniz hatta canlarına kıymaların da sebep oldunuz. Buradan, zulmünüze karşı dayanamayıp canına kıyan onurlu subay Yarbay Ali Tatar'ı rahmetle anıyorum ve sorumluları, ortaklarını buradan lanetliyorum. O dönemin Başbakanı, şimdinin AKP Genel Başkanı ve Varlık Fonu Başkanı ve taraflı Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında çıkıp "Ben bu dosyanın savcısıyım." diye meydanlarda bağırıyordu ve sonradan da çıkıp dedi ki: "Kandırıldım." Allah affetse de Ali Tatar'ın ailesi onu affetmeyecektir. Şimdi, sürekli kandırılan Erdoğan'a komutanların yargılanması için onay yetkisi veriyorsunuz, iznine tabi tutuyorsunuz. Getirdiğiniz bu torba kanunla bir şekilde yetkiyi Erdoğan'a verip güya daha güçlü kılmaya çalışıyorsunuz. Aslında, bu kadar gücün bir kişiye verilmesi, bir faniye verilmesi, bu kadar yükün yüklenmesi hem kendini hem de ülkeyi zafiyete uğratır.

Değerli arkadaşlar, komutanları hukuk ve anayasal hiyerarşinin dışına çıkararak soruşturma iznini Erdoğan'a bağlamak genel hukuk kurallarına ve Anayasa'ya aykırıdır. FETÖ'nün önünü açtınız, 251 vatandaşımız şehit oldu, başımıza bombalar yağdırdılar. Bugün, devletin bütün kurumlarında benzer cemaat yapılanmalarına izin veriyorsunuz. Siz FETÖ'den ders almamış ya da dersinizi FETÖ'den almışsınız. Gelin, yol yakınken bugün, başka cemaatlerin devletimize çöreklenmesine izin vermeyin, hele de Türk Silahlı Kuvvetlerine bu cemaatlerin çöreklenmesine izin vermek ülkenin geleceğine dinamit koymaktır. Yakın zamanda gördük, bir amiral askeri üniformasının üzerine cübbesini çekip kışla yerine tarikat evine gitti, hakkında da hiçbir işlem yapılmadı. Buradan uyarıyorum, tarihe not düşüyorum: Yine başımıza bela açacaksınız, zaten kandırılmaya müsaitsiniz, gelin, yol yakınken dönün.

Bugün güya hâlâ FETÖ'yle mücadele ediyorsunuz. FETÖ'nün kendisi yok ama borsası çok hareketli, rakamlar da yüksek; açılış 100 bin liradan başlıyor, 100 milyon dolarlar havada uçuşuyor. FETÖ borsası resmî borsayı geçti, FETÖ borsası Amerikan ve Çin borsasının önünde gidiyor.

Yandaş gazeteci Süleyman, adaşı Bakan Süleyman'a binlerce FETÖ dosyası gönderdiğini söylüyor, hem de diyor ki: "Bunlar masum çıkmazsa hesabını benden sorun." Sen kimsin? Sen kimsin Süleyman, kendini ne yerine koyuyorsun; sen hâkim misin, savcı mısın? OHAL Komisyonuna 126 bin başvuru yapılmış, parayı basan dışarıda. Peki, yazık değil mi parası olmayan ve gerçekten masum insanlara? Yazık değil mi o askerî öğrencilere? Peki, kim karar veriyor masumiyete? Buradan soruyorum: Kaç paraya masum olunuyor Süleyman, kaç paraya masum olunuyor?

Asıl suç Süleyman'da değil, asıl suç Süleyman'a yol verenlerdedir diyorum ve Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)