GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:95
Tarih:23.06.2021

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 17 Haziran sabahı kolluk güçlerinin gözetiminde İzmir il binamızda bir cinayet işlendi. Bunu aslında tekrar tekrar söylemek istiyorum. İzmir il binamızda, Halkların Demokratik Partisinin, bu ülkenin 3'üncü büyük partisinin il binasında bir cinayet işlendi. Katil, kolluk kuvvetlerinin gözetiminde olan bir yere çantasıyla elini kolunu sallayarak girdi. Normalleştirmeyin, lütfen normalleştirmeyin çünkü gerçekten çok büyük bir olayla karşı karşıyayız. Yakamda bugün bu resmi, Deniz Poyraz'ın resmini görenler, ondan ziyade ceketimin rengini görüyorlardı. Ne kadar hazin bir şey, değil mi? Gencecik bir Kürt kadını bu ülkede, bizim parti binamızda katledildi.

Onun hikâyesini ben size çok kısaca ifade etmek istiyorum. Bugün sadece Deniz katledilmedi. Aslında 90'lı yıllarda Mardin'de gördükleri işkenceden usanıp İzmir'e göçen bir ailenin ferdiydi Deniz. Ancak devlet baskısı orada da peşlerini bırakmamıştı. 94'te evleri basıldı İzmir'de ve Fehime Hanım o zaman daha genç bir kadındı, bebeği vardı, altı aylık bir bebek. Evlerini basıp kapıyı kıran polis, kapıyı üstüne düşürüp o bebeğin burnunu kıracak kadar insafsızdı ve aynen şu lafları kullandı: "O, yılanın yavrusudur. Büyüdü mü o da bizi sokacak." diyerek yaralı bebeği bırakarak annesi "Hastaneye götürmeliyiz." demesine rağmen anneyi gözaltına aldı. Hangi yeri bıraktınız siz gerçekten Poyraz ailesine? Mardin'den göçtüler, İzmir'e geldiler, İzmir'de başlarına bu geldi ve İzmir'de ondan sonra, güya AKP'nin en demokrat olduğu 2000'lerde de Poyraz ailesinin payına düşen yine gözaltı, yine tutuklama ve cezaydı. Anneleri Fehime Poyraz o zaman yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Bütün annelerin üstünde zulüm var, benim üstümde de zulüm var. Bu zulüm yüzünden felç geçirdim. Artık yeter, anneler ağlamasın. Nereye kadar ağlayacağız? Artık yeter, özgürlüğümüzü istiyoruz. Otuz senedir benim ailem, eşim, amcalarım, akrabalarım, herkes devletten işkence görüyor. Bu zulmün üstüne de 3 çocuğum tutuklandı. Amcalarımın yaşadığı zulmü şimdi çocuklarım çekiyor."

Evet "Artık yeter!" isyanının üzerinden on yıl, çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılmasının üzerinden altı yıl, Erdoğan'ın "7 Haziranı unutmayın." demesinin üzerinden bir hafta geçtikten sonra Deniz Poyraz katledildi ve dediğim gibi gözümüzün önünde. İl binamızın karşısına kurulmuş o çadırda onu koruyan polisler binaya giren çıkanlara istedikleri zaman GBT bile yaparken kaç gündür orada keşif yapan kişiyi görmezden geldiler. Evet, biz soruyoruz: Sağlık çalışanı kisvesi altında bu adamı kim işe aldı? Kim maaşa bağladı? Kim Suriye'ye gönderdi? Kim kamuflajlı giysileri ona verdi? Kim silahları eline verdi? Daha cinayetten on sekiz saat önce partimizi ve herkesi nefret kusarak tehdit eden paylaşımlarını kim görmezden geldi? Her bir "tweet"in peşinde koşanlar o zaman neredeydiler? İçişleri Bakanı bu ülkede mi hâlâ? Savunma Bakanı bu ülkede mi hâlâ?

Evet, istifaya davet ediyorum. Kınamaya falan değil, istifaya davet ediyorum çünkü sorumlu, başsorumlu olanlar onlardır. Bu ülkenin katillerini biz yıllardır biliyoruz; Mehmet Ali Ağca'sından Ogün Samast'ına, işte bu Onur -soyadı her neyse- ona, hepsinin profilleri birbirine benziyor; geçmişten bugüne yaratılan katiller. Geleceğin katillerini yaratmamalıyız, bunun kimseye bir faydası olmaz. HDP'yi kapatmanın da kimseye bir faydası olmaz, bu katilleri yaratmanın da geleceğe bu katilleri taşımanın da kimseye faydası olmaz.

Evet, annesinin dediği gibi "Denizler gider, Denizler gelir." Biz buna inanıyoruz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Tamamlıyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN - Buyurun, toparlayın.

FİLİZ KERESTECİOĞLU DEMİR (Devamla) - Evet, biz buna inanıyoruz. Gerçekten bu ülkede; Denizleri yaşatmayan, çok kısa yaşatan, çok genç ömürlerinde bizlerden alan bu ülkede daha çok Deniz olacak ve inadına yaşayacağız, inadına yaşayacağız, ölmeyeceğiz, gerçekten birlikte bu sistemi değiştireceğiz ama sizler kendi bekanız için gerçekten bu ülkeye kıyacaksanız; o zaman sadece kendi bekanız değil bu ülke olmayacak. Bize kalkıp "Devleti bölmek istiyorsunuz, şudur, budur." demeyin; gerçekten bugün bunu yapan, gelecekte barışı bu ülkeye getirmek için hepimizin el ele vermesini engelleyen sizlersiniz ve bu ülkenin geleceğini de engelleyecek olan sizler olacaksınız o zaman. O zaman hepinize yazıklar olsun!

Saygılar sunarım. (HDP sıralarından alkışlar)