| Konu: | Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 95 |
| Tarih: | 23.06.2021 |
DURSUN ATAŞ (Kayseri) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; görüşülmekte olan 268 sıra sayılı Askeri Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin 6'ncı maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, kanun teklifinin görüşülen bu maddesiyle Yüce Divanda yargılanacak asker kişilerin işlediği askerî suçlarda yürütülecek soruşturma ve kovuşturmadaki izin usulü ile izne karar verecek merciler belirlenmektedir. Teklife göre, Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanları hakkında askerî suçlardan dolayı kovuşturma yapılması Cumhurbaşkanının iznine bağlanmaktadır. Ancak partili Cumhurbaşkanlığı sistemi nedeniyle bu teklif ciddi sıkıntılar doğurabilecektir. Bu ucube hükûmet sisteminde Cumhurbaşkanı aynı zamanda bir partinin genel başkanı konumundadır. Yani Genelkurmay Başkanı ile kuvvet komutanları hakkında bir soruşturma yapılıp yapılmayacağına bir siyasi partinin genel başkanı karar verecektir. Peygamber ocağı dediğimiz, vatanımızı emanet ettiğimiz, tarihi şan ve şerefle dolu Türk ordusunu ve bu ordunun komutanlarını bu tip siyasi baskılardan uzak tutmak herkesin, en çok da biz siyasilerin görevidir. Şanlı ordumuzun üzerindeki siyasi vesayete derhâl son verilmelidir.
Değerli milletvekilleri, öyle bir sistem düşünün ki yasalar tek adamın sarayında hazırlanıyor, yasalar yine aynı tek adamın sarayından yürütülüyor, hâkim ve savcıları sarayda toplayıp atamaları yapılıyor, askerler hakkında soruşturma açılıp açılamayacağına tek adam sarayından karar veriliyor ve o tek adam hem Cumhurbaşkanlığı hem de bir partinin genel başkanlığını yapıyor. O sınırsız yetkilere sahip genel başkan muhalefet partilerini tehdit etmekten de geri durmuyor. "Bunlar daha iyi günleriniz, daha durun siz!" diyerek muhalefeti sindirmeye çalışıyor. Kendine muhalif az sayıdaki medyaya elinde tuttuğu kılıcı olan RTÜK aracılığıyla cezalar kesiyor, saat kaça kadar müzik dinleyip dinlemeyeceğimize bile o karar veriyor. Ne yazık ki bir ülke bu şekilde yönetilmeye çalışılıyor ve bu bahsi geçen ülke Mozambik veya Gambiya değil, Atatürk'ün kurduğu demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti.
Değerli milletvekilleri, bu partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sisteminin ülkemizde yol açtığı tahribatları en başından beri anlatıyoruz, anlatmaya da devam edeceğiz. Ekonomiden adalete, tarımdan dış politikaya, eğitimden askerî sisteme ülkemizde her şey kötüye gitmektedir. Sonuç olarak, bu hükûmet sistemi açıkça iflas etmiştir. Ülkemizin iyileştirilmiş ve güçlendirilmiş parlamenter sisteme acilen ihtiyacı vardır. "İstikrar sürsün, hızlı kararlar alınsın." diye getirdiğiniz partili Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine geçilmeden önce 4,6 olan dolar şimdi yaklaşık 8,8 seviyelerinde. Bu ucube sisteme geçilmesinden beri finansal istikrardan sorumlu Merkez Bankasında üç yılda tam 4 başkan değişti, tam 3 kez TÜİK Başkanı değişti, defalarca birbiriyle tutarsız ekonomi paketleri açıklandı. Vatandaşa "İstikrar sürsün, Türkiye büyüsün." derken insan biraz utanır.
Değerli milletvekilleri, tabii, haklarını da yemeyelim, iktidarın istikrarlı olduğu konular da yok değil. Mesela, ülkenin tüm rantını çok istikrarlı bir şekilde aynı 5 müteahhide yediriyorlar. Yine, örneğin, tüm pandemi döneminde vatandaşa doğrudan yardım yapma konusunda sonunculuğu hiçbir ülkeye bırakmadık. Cumhurbaşkanına yetki verme konusunda da Allah var çok istikrarlıyız, tıpkı bu kanun teklifinde olduğu gibi gelen tüm kanun tekliflerinde mutlaka Cumhurbaşkanına üç beş yetki veriyoruz. Üç beş demişken sarayın yandaş danışman ve bürokratlarına üç beş maaş verme konusunda da çok istikrarlılar. Yani, kısaca, iktidarın istikrarlı olduğu konular da az değil ama bu istikrarın ülkeye de vatandaşa da faydası yok, orası da ayrı bir konu.
Değerli milletvekilleri, tüm bu olumsuzluklara rağmen vatandaşlarımız umutsuzluğa kapılmasın, her gecenin bir gündüzü var; İYİ Parti iktidarı ufukta, güneş doğmaya çok yakın, umutsuz değil hâlimiz. Cumhuriyete "bir reklam arası" diyenlerin kendileri ilk seçimde demokrasi tarihimizin bir reklam arası olacaktır diyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)