| Konu: | İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 96 |
| Tarih: | 24.06.2021 |
HDP GRUBU ADINA HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Bitlis merkezde bulunan dere ve çevresinin riskli alan ilan edilmesi ve akabinde yıkımı yapılacak yerlerin çarşı esnafına ve Bitlis gibi tarihî bir kentin dokusuna zarar verip vermeyeceğinin araştırılması için İYİ Partinin vermiş olduğu araştırma önergesi üzerine grubum adına söz aldım. Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, sayın vekilimiz de aslında defaatle dile getirdi, 20 Nisan 2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığı kararıyla riskli alan ilan edilen bu yerde büyük bir mağduriyet söz konusu. Aslında önceki haftalarda da yine Meclis gündemine yansımıştı bu durum. Bitlis esnafı ve halkıyla istişare edilmeden alınan bu karar sonrası anlaşmaya varılan esnafların bir kısmının dükkânları yıkılmış, iş yerini terk etmek istemeyen esnafa ise 30 Hazirana kadar iş yerlerini tahliye etmeleri için süre verilmişti. Aslında bu örnek bile başlı başına yerel demokrasinin öneminin bir kez daha ortaya çıktığı bir örnek olarak karşımıza çıkmakta. Nedir bu durum? Demokratik ülkelerde, demokratik toplumlarda eğer ki bir proje yapılacaksa -yani her türlü proje için- bundan etkilenecek kitleyle tartışmaya olanak sağlayacak bir alan sağlanır. Bu projeler yerel yönetimler aracılığıyla düzenlenir ve halkın rızası alınarak hayata geçirilir.
Peki, Bitlis'te bu durum nasıl yapıldı, ona bakmak gerekiyor yani "Bitlis halkının ne derece haberi vardı, Bitlis esnafının ne derece haberi vardı bundan?" diye baktığımızda hiçbir şekilde ilgili kurumlar esnafı ve halkı bu konuda uyarmadılar, bilgilendirmediler. Kısacası, iktidar yine sürece halkın ve halkın mağduriyetlerini katmadan "Ben karar verdim ve yaptım, oldu." mantalitesiyle Bitlis'te yurttaşları mağdur etme projesine imza atarak özellikle Covid-19 sürecinde yalnız bırakılan, iş yapamaz hâle gelen esnaflara bir darbe daha vurmuştur. Tabii, yapılması kararlaştırılan bu projede aslında "Bitlis halkı, o mağdur olan esnaflar ne diyor?" diye baktığımızda, madem yıkacaktınız, 2019 yılının Eylül ayında yaklaşık 8 milyon TL harcanarak yapılan ve şu anda yıkılması planlanan dükkânların dış cephe ve çatılarını neden yaptınız diye soruyorum. Çünkü esnaflar yapılan bu masrafla, bu tadilatla birlikte uzun yıllar tekrar o iş yerlerinde kiracı olarak kalacaklarını düşünüyorlardı ve onlar da ayrıca masraf yaptılar, ona göre bir yatırım yaptılar. Ve yıkılacak olan, daha doğrusu taşınan PTT binası ve Ziraat Bankası yine yakın zamanda yapılmış ama her ne hikmetse yıkım için boşaltılmış ve dereye oldukça yakın yani 5 metre mesafedeki Arifbey Çarşısı'na nakledilmiştir. Eğer burası boşaltılacak ve yine nakledilecekse yakın bir zamanda yine niye milyonlarca lira harcandı ve esnafı bu şekilde mağdur etmiş oldunuz?
Tabii, tüm bunlarla birlikte hani söz konusu zararların müsebbipleri...
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Buyurun toparlayın.
HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Tabii, bunlar, bu yapılan masraflar, yine esnafın mağduriyetleriyle birlikte, dediğimiz gibi, bu yapılan binalar ve tadilatlarla da bir zarar, bir kamu zararı da aslında ortaya çıkıyor ancak bu zararların müsebbipleri hakkında herhangi bir işlem yapılmıyor ve biz soruyoruz: Bunların müsebbibi kim? Yine, söz konusu projenin yapılması için aslında İçişleri Bakanının ismi de geçiyor -soyut bir iddia olduğu için bu konuya çok girmeyeceğim- ama bilin ki Bitlis halkı ve esnafı bu konuyu konuşuyor. HDP olarak, bu projenin, Bitlis halkıyla istişare edilerek, yaşanılabilecek sorunlar ve mağduriyetler tespit edilerek ve halka alternatifler sunularak yapılması gerektiğini düşünüyor ve tavsiye ediyoruz. Bu sebeple, İYİ Partinin Bitlis'te yapılmak istenen söz konusu projede yaşanabilecek sorunların araştırılması için vermiş olduğu araştırma önergesini desteklediğimizi belirtiyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)