GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Askeri Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:96
Tarih:24.06.2021

MAHMUT TOĞRUL (Gaziantep) - Tekrar Genel Kurulu ve ekranları başında bizleri izleyen sevgili yurttaşlarımızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra bu ülkede 100 binlerce insan, herhangi bir idari ve adli süreç geçirmeden kapının önüne konuldular, bir kararla ihraç edildiler ve bu insanların hukuka ulaşmasını engellemek adına kurulduğu şimdi çok daha ayan beyan ortaya çıkan bir OHAL Komisyonu kurdular biliyorsunuz. OHAL Komisyonuna bu ülkede 127 bin civarında kamu çalışanı başvurmuş ve şu ana kadar görevine iade edilenler 14 bin kişi civarında.

Şimdi, bu ülkede OHAL Komisyonunun işini kim yapıyormuş? Bakın, 18 Haziran 2021 tarihinde İnternethaber'in sahibi, gazeteci kılığında, aslında her gün televizyonların başında bize hakaretler yağdıran bir kişi ne diyor? Süleyman Özışık diyor ki: "Ben gerek Süleyman Soylu'ya gerek OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonuna gerekse diğer mercilere, bugüne kadar masum olduğuna inandığım binlerce -yanlış duymadınız, bakın, iade edilen 14 bin kişi- kişinin dosyasını götürdüm, dedim ki: 'Bu insanlar eğer masum çıkmazsa hesabını benden sorun.' Araştırmalar yapıldı, hepsinin de iftiraya kurban gittiği anlaşıldı ve görevlerine iade edildiler." Demek ki OHAL Komisyonu, Süleyman Özışık gibi televizyonda tetikçilik yapanlara devredilmiş.

Bakın, yine aynı, benzer, başka bir gazeteci Sezgin Baran Korkmaz'a "Senin buradaki hukuksal işlemlerini çözmem için..." 10 milyon avro istiyor. Şimdi anlaşılıyor, bunlar ile Hükûmetin ilişkileri anlaşılıyor. Nasıl bir ilişki kurdukları, tamamen paraya dayalı bir ilişkiyle aslında o televizyonlarda Halkların Demokratik Partisine, demokrasi güçlerine küfretmek için tutulmuş paralı tetikçiler olduğu ortaya çıkıyor.

Değerli arkadaşlar, şimdi, bu Süleyman Özışık... Peki, şu anda, bu açıklamadan sonra OHAL Komisyonunun rolü kalmış mıdır? Ben buradan birkaç soru sormak istiyorum: Süleyman Özışık kimdir? Dosyalar niye ona gidiyor? Dosyalar madem Süleyman Özışık gibi tiplere gidecekti, Komisyon niye kuruldu? Bir soru daha: Komisyon suç isnadına ilişkin delil toplama ve değerlendirme yetkisini Süleyman Özışık gibi gazetecilere mi vermiştir? Bunların açıklanması gerekiyor. Süleyman Özışık hangi vasıfla dosyalara ulaşıyor, hangi vasfıyla binlerce kişiye kefilliği kabul ediliyor? Süleyman Özışık'ın OHAL Komisyonuna götürdüğü binlerce dosya kimlere aittir? Süleyman Özışık'ın İçişleri Bakanlığına gönderdiği dosyaları Süleyman Soylu nasıl bir mekanizmayla bu dosyalara bakıp iade ve kabul etme kararı veriyor? OHAL Komisyonu Süleyman Özışık'ın getirdiği binlerce dosyada iade kararını neye göre vermiştir, talimatı kimden almıştır? Bu şekilde iade edilenlerin sayısı kaçtır?

Sıkça duyduğumuz -Gaziantep Milletvekili ve şu anda AK PARTİ MYK üyesi olan Şamil Tayyar'ın da ifade ettiği- FETÖ borsası, KHK borsası, ihraçların rüşvetle iade edildikleri iddiası gerçek midir? Bugüne kadar neden hiç üzerine gidilmedi? Süleyman Özışık, bunları ne karşılığında yaptı? Bu iadeleri, bu dosyaları ne karşılığında inceledi? Babasının hayrına mı yaptı, yoksa, o da işte bu, FETÖ, KHK borsasının bir üyesi midir? Üyeleri ihraç edilen başta KESK konfederasyonu ve diğer konfederasyonlar OHAL Komisyonuyla görüşemez veya dosya sunamaz iken Süleyman Özışık gibi tipler hangi sıfatla OHAL Komisyonuyla görüşebilmektedir?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Başkanım toparlıyorum.

BAŞKAN - Buyurun.

MAHMUT TOĞRUL (Devamla) - Değerli arkadaşlar, bu kirli işleri ortaya çıkan gazetecilerin ortak bir özelliği, aynı zamanda, televizyon ekranlarında partimize "hain, terörist, zillet, işbirlikçi, taşeron, aparat" gibi alçakça deyimleri kuran ve bugün İzmir il binamızda katliamın iklimini oluşturan şahsiyetlerin aynı olması aslında, bunların nasıl kirli ilişkiler içinde olduğunun da bir işaretidir. Bu Meclis bu açıklamaların üzerine gitmelidir, Şamil Tayyar'ın ifadesinin peşine düşmelidir ve bunlar ortaya konulmalıdır. Bugün hâlâ binlerce insan açlıkla yüz yüze, binlercesi Avrupa'ya kaçarken Ege'de sularda boğuldular; çoluk çocuğun rızkına girdiniz, kul hakkına girdiniz, bunun vebali boynunuzdadır.

Teşekkür ediyorum. (HDP sıralarından alkışlar)