GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:97
Tarih:29.06.2021

CHP GRUBU ADINA UĞUR BAYRAKTUTAN (Artvin) - Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi üzerine söz aldım.

Öncelikle şunu belirtmek istiyorum: Komisyon çalışmaları sırasında çok ayrıntılı bir şekilde beyanlarımızı, görüşlerimizi ifade ettik ama ne yazık ki vermiş olduğumuz önergeler, ileri sürmüş olduğumuz görüşler Komisyonda dikkate alınmadı.

Değerli arkadaşlarım, biz ısrarla şunu ifade ediyoruz: Çok alelacele hazırlanmış, herhangi bir şekilde sivil toplum örgütlerinin ve sendikaların görüşüne başvurulmamış, onların görüşleri nazarı itibara alınmamış bir kanun teklifiyle karşı karşıyayız değerli arkadaşlarım.

Makine Kimya ne demek? Biraz önce burada arkadaşlarımız da anlattılar, 11 fabrikanın olduğu, 2 işletmenin olduğu gerçekten stratejik bir kurum. Yani ÇAYKUR Türkiye için neyse, FİSKOBİRLİK Giresun için neyse Türkiye'nin millî güvenliği açısından muhalefetin, iktidarın olmadığı, ortak bir paydada buluştuğumuz çok önemli bir kurum ve bu kurum bugüne kadar da gelmiş.

1921'de Atatürk bununla alakalı "Bir dalya" demiş, ondan bu tarafa doğru yüz yıl geçmiş; oradan geriye doğru, ta 15'inci yüzyıldan bu tarafa doğru silah sanayisi içerisinde gerçekten önemli başarıları olan bir kurum. Sayın Genel Müdür de Sayın Bakan Yardımcısı da görüşmelerde ayrıntılı bir şekilde ifade ettiler. Bize vermiş oldukları belgeleri inceledik, gerçekten çok başarılı. 2019 ile 2020 yıllarında, birçok KİT'in zarar etmiş olduğu bir Türkiye gerçeğinde kâr etmiş, en büyük alıcısının kamu olduğu, gerçekten ciddi anlamda bir kuruluş. Burada kaygılarımız var değerli arkadaşlarım, bunu, ben Komisyonda da ayrıntılı şekilde ileri sürdüm. Dediniz ki: "Biz özelleştirmeyeceğiz." Biz, AŞ'nin bizi başka yola getireceğine ilişkin kaygılarımızı ileri sürdük.

Bakın, arkadaşlar, buna ilişkin çarpıcı örnek şu: Tank Palet, karar sayısı 481; altında Sayın Erdoğan'ın imzası olan Tank Paletin, bu imzanın altında 8 kere "özelleştirme" geçiyor değerli arkadaşlarım, 8 kere. O tarihte, Engin Özkoç Başkanımız, burada birçok kere bunun bir özelleştirme olduğunu, bunun bir satış olduğunu ifade etti. Siz dediniz ki: "Hayır, bu özelleştirme değildir, işletme devridir." Bakın, altında imza olan, 8 kere "özelleştirme" geçen kararnameyi kabul etmediniz de ne oldu? Bugün nerede? Kimindi Tank Palet? Ordunundu. Nereye geçti? BMC'den şimdi bir özel holding aldı ve sonunda sattınız değerli arkadaşlarım.

Şimdi "Makine ve Kimyada böyle bir şey olmaz; bizim elimizde, böyle bir özelleştirmeyle alakalı yaparsak KİT'ten de yaparız." diyorsunuz değerli arkadaşlarım. Biraz önce Sevgili Ramazan Can -çok sevdiğim kardeşimdir- dedi ki: "Makine ve Kimya bizim kırmızı çizgimizdir." Ben de buradan soruyorum: Tank Palet sizin sarı çizginiz miydi, yeşil çizginiz miydi değerli arkadaşlarım? (CHP sıralarından alkışlar) O tarihte de böyle çekincelerimiz vardı.

O nedenle biz diyoruz ki: Bu şekildeki bir düzenleme yapılıyorken paydaşlarla otursaydınız -biraz önce Sevgili Ahmet Önal ayrıntılarıyla ileri sürdü- yani o Kırıkkale'de, onda söz sahibi olan kişilerle otursaydınız, 13 haneden bir kent yaratan bir kurumu konuşuyoruz değerli arkadaşlarım. Bakın, Komisyonda bunları görüşüyorken sendika temsilcilerini çağırdık, hatta sendika temsilcilerinden bir tanesi ısrarla sitem etti, ilk gün dedi ki: "Ben ilk defa hayatımda bir toplantıda dokuz saat boyunca konuşmadım." İlk gün hiç konuşturmadık. İkinci güne geldik, ikinci günde de yaptığımız o görüşmelerin beşinci, altıncı saatinde 8'inci maddeye geçtiğimizde, 9'uncu maddeye geçtiğimizde, 6'ncı maddeyle ilgili önerilerini sundu değerli arkadaşlarım. Yani bu ne demektir? Paydaşlarla oturup konuşmamız lazım, onların görüşlerini almamız lazım, Kırıkkale'de oturanların görüşlerinin alınması lazım; ne yazık ki bunlar göz önüne alınmadı.

Biz diyoruz ki: Özel hukuk hükümlerine tabi olan, Ticaret Kanunu ve Borçlar Kanunu hükümlerine tabi olan, AŞ'yle başlayacak olan, özelleştirmeyle gidecek olan bir kötü yola gidiyoruz. Şimdi, şunu ileri sürüyorsunuz: Diğer partiden arkadaşlarımız da Komisyon görüşmeleri sırasında, bir düzenlemeyle alakalı burada bir rahatlama olur diye önerge verdiler, hisse ve devirleriyle alakalı, kamu paylarının özel sektöre devredilmeyeceğine ilişkin yani özelleştirmenin olmayacağına ilişkin bir hüküm koydular, buna ilişkin düzenleme getirdiler. Değerli arkadaşlarım, bu, o andaki koşullar için olabilir; bu konuda bizim kaygılarımız var, biz Nostradamus'un kehanetinde bulunmuyoruz, önümüzdeki günlerde bunu hep beraber yaşayarak göreceğiz. Evet, bu önergeyi verdiler, şu anda özelleştirmeyle alakalı bir bariyer varmış gibi gözüküyor. Bunu Komisyonda da söyledim kanun yapma tekniği açısından -yıllardır Parlamento içerisindeyiz- bu şekildeki bir düzenleme bunu koruyabilir mi? Olur da yarın bir gün, aradan iki ay geçti, üç ay geçti; kalktınız, bu yasal düzenlemeyle alakalı, özelleştirmeyle alakalı "Yeni bir torba kanun içerisinde bunu düzelteceğiz." diyerek bu bariyeri kaldırırsanız ne olabilir değerli arkadaşlarım? Bunu kaldırabilirsiniz, bunun önünde hiçbir engel yoktur.

Bakın, 11 tane fabrika var. Özel sektöre devredilmeden AŞ kurulduğu zaman temel faktör millî güvenlikte de olsa kâr ve zarardır değerli arkadaşlarım. Eğer bu fabrikalardan herhangi biri, biraz önce ifade ettiğim 2019-2020'deki bu başarı tablosunun ötesinde bir zararla karşı karşıya kalırsa... Ki olabilir, böyle bir gerçekle de karşı karşıya kalırız, Türkiye gerçeklerini düşünün. Eğer bir şeyin içini boşaltıyorsanız önce özelleştiriyorsunuz; önce AŞ yapıyorsunuz, içini boşaltıyorsunuz, arkasından da satıyorsunuz. Böyle bir gerçek değer zarar etme tablosuyla karşı karşıya kalırsa bir özelleştirme önümüze gelebilir değerli arkadaşlarım. Bakın, siz ısrarla "Olmaz." diyorsunuz, "Kanun içerisine buna ilişkin madde koyduk." diyorsunuz. Olabilir değerli arkadaşlarım, bu tehlike vardır, Türkiye bu tecrübeleri yaşamıştır. Bu nedenle biz gerek Komisyon çalışmalarında yapmış olduğumuz itirazlarla gerek Genel Kurulda arkadaşlarımızın yapmış olduğu itirazlarla bunun bir ihtirazi kayıt, şerh olması açısından bir kere daha yüce Parlamentodan Kırıkkale'ye, Türkiye'ye sesleniyoruz değerli arkadaşlarım. (CHP sıralarından alkışlar)

Bakın, ne dediniz? Birçok gerekçe ileri sürüldü. Sayın Genel Müdüre de Sayın Bakan Yardımcısına da teşekkür ediyorum, Sayın Başkana da aynı şekilde; Komisyon çalışmaları sırasında geniş bir hoşgörüyle bizleri dinlediler ve iyi niyetleri konusunda hiçbir şüphem yok, onu bir kenara koyalım ama 3 temel argüman koydular, dediler ki: "Gelişen teknolojiye ayak uydurması gerekiyor." Kanunun gerekçesi bu. İkincisi, üretim imkân kabiliyetinin artırılması ve nitelikli personel. Bakın, demin sevgili Ramazan Can da söyledi, gelişen teknolojiye anında ayak uydurdu kurum; tebrik ediyorum kendilerini. Nasıl ayak uydurdu? Pandemi süreciyle alakalı hemen bir direnç gösterdiler, hemen fabrika bantlarını değiştirdiler ve bugün şu anda kendilerinin ifadelerine göre -tekrar tekrar tebrik ediyorum- hemen maske üretimine geçtiler değerli arkadaşlarım. Demek ki gelişen teknolojiyle alakalı hiçbir problem yok değerli arkadaşlarım. Ama ne dediler? Sayın Bakan Yardımcısı ifade etti, dedi ki: "İhracat dairemizde 98 kişi çalışıyor, yabancı dil bilen 2 kişi var." Orada söyledim, burada da söyleyeyim affınıza sığınarak: Sayın Bakan Yardımcım, Sayın Bakan; sizi kınamıyorum o konuda, bu ülkede Dışişlerinde yabancı dil bilmeyen diplomatlar var, basın ataşeleri var dedim. Yani Makine ve Kimyanın ihracat dairesinde yabancı dil bilen 2 adam olsa ne olacak yani? Bunları CHP mi almadı yani, biz mi engel olduk? Siz yabancı dil bilenleri aldınız da Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz onları almayın mı dedik değerli arkadaşlar? Yani, buna ilişkin bir problem var. Bakın, 5 binin üzerinde çalışan işçi var, memur var. Şimdi, siz diyorsunuz ki "Bunlarla alakalı herhangi bir statü değişikliği olmayacak." Olacaktır değerli arkadaşlarım, olacaktır.

Bakın, benim seçim bölgemde Murgul'da da aynı şeyleri yaşadık. Karadeniz Bakırları vardı, Murgul işletmeleri vardı. "Hiçbir şey olmayacak." dediler, "İşçileri mağdur etmeyeceğiz, memurları mağdur etmeyeceğiz." dediler. Gelin, şimdi o küllerinden doğan Murgul'u yok ettik, cumhuriyetin en önemli kurumlardan bir tanesiydi. İnsanlar tiyatro görmemişlerdi, sinema görmemişlerdi, kültür görmemişlerdi, oralarda öğrendiler. Biliyorum ki Murgul bizim için neyse, bakır madeni bizim için neyse, Kırıkkale'de de Makine Kimya bu şekildedir.

Ben Artvin'in Milletvekili olarak, dilim döndüğünce bu kadar anlatıyorum. Ben Artvin'den kaygı duyuyorsam Kırıkkale'yle alakalı, inanıyorum ki Kırıkkale Milletvekilleri benden daha çok kaygı duymalıdır, onları incitmek istemiyorum değerli arkadaşlarım. O nedenle, hani diyorduk ya "Tank Palet vatandır." diye, Makine Kimya da vatandır. Burada size ileri sürmüş olduğumuz bu itirazlarımız, bu kaygılarımız, bu güzel, güzide kurumun... Türkiye içeride terörle mücadele ediyorken, dışarıda gerçekten ciddi anlamda sorunları varken Makine Kimya millî anlamda kamuya en büyük mal satan ciddi bir kuruluştur ve zarar etmeyen en önemli kamu iktisadi teşebbüsüdür.

Önümüzdeki günlerde bunu yaşayarak göreceğiz, önümüzdeki zamanlarda bir kısmi satışın, kısmi özelleştirmenin bu 11 fabrikanın içerisinde herhangi birisinin bir başkasına devriyle alakalı bir istifhamı yaşayıp yaşamayacağımızı yaşayarak göreceğiz. O günlerde Parlamentoda oluruz veya olmayız ama bugünkü bu Parlamento tutanaklarını ileride okuyacak torunlarımız, çocuklarımız; o gün kim nerede durmuş, neyi savunmuş, neyi yaşamışız, Makine Kimya hangi duruma gelmiş, bunu hep beraber göreceğiz değerli arkadaşlarım.

O nedenle, yürekten diyoruz ki bu kanun teklifini geri çekin. Yüz yıllık süreç içerisinde Türkiye'de birçok kurumla alakalı çürümeler olmuş, birçok yanlış olmuş ama Türkiye'nin gündemi içerisinde herhangi bir vatandaşın, herhangi bir yurttaşın, herhangi bir yetkili kişinin Makine Kimyayla alakalı bir sorunu olmamış arkadaşlar. Buna ilişkin bir yük olmamış Makine Kimya Türkiye'nin üzerinde. Bir şey yayınladılar, -bütün milletvekili arkadaşlarıma Sayın Genel Müdür keşke gönderse- gerçekten inanılmaz güzel şeyler yapmışlar değerli arkadaşlarım, bana göre bunu bugüne kadar sağlayan bu KİT statüsü. Eksikleri olabilir mi, yanlışları olabilir mi? Olabilir ama bunlar, o eksiklikleri düzeltebilecek olan, onun statüsünü değiştirecek, ileriye doğru özelleştirmeye yol açabilecek bir yolu, bir otobanı açmakla olmaz diye düşünüyorum.

O nedenle, hepimizin aklını başına alması lazım. Türkiye'nin bu güzide, seçkin kurumunun bugüne kadar kaygı duymadan cumhuriyetin en önemli kurumlarından biri olduğu gerçeğinden hareket ederek, bundan sonra da bu güzide kurum kimliğini taşıyarak içinde bulunduğu durumun gereğini yapacağına, milletvekillerinin bu düşünceyle hareket edeceğine yürekten inanıyorum. Yüce heyetinizi ve bizleri izleyenleri saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. (CHP ve İYİ Parti sıralarından alkışlar)