GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:98
Tarih:30.06.2021

MURAT ÇEPNİ (İzmir) - Teşekkürler Başkan.

Genel Kurul ve değerli halkımız; evet, Türkiye'nin yüzde 1'i ülke servetinin yüzde 42,5'una sahip yani 836.143 kişi neredeyse ülke servetinin yarısına sahip. Asgari ücret 2.825 TL, 4 kişilik ailenin açlık sınırı 3.472 TL, 4 kişilik ailenin yoksulluk sınırı ise 11.863 TL.

Evet, tablo bu iken, açlık ve yoksulluk altında bu ülkenin ezilenleri, yoksulları, işçi sınıfı ve emekçileri inim inim inlerken ortada bir saadet zinciri, bir rant düzeni var ve bu rant düzenindeki son on yılda yapılan vergi ve borç indirimleri düşünüldüğünde, araştırıldığında Kolin 36 kez, Kalyon 19 kez, Limak 19 kez, Makyol 24 kez, Cengiz 30 kez bu indirimlerden faydalanmış.

Tabii, dünyada "hırsızlık" denildiğinde "yolsuzluk" denildiğinde çok sayıda benzer örneklerle karşı karşıya kalabiliyoruz yani hırsızlıkta, para kaçırmada, yolsuzlukta, rüşvette Türkiye dünya ölçeğinde 1'incidir diyemeyiz fakat şu konuda 1'inci: Dünya tarihinde hırsızlık açısından bu kadar pişkince bir sistemin kurulduğu başka bir ülke yok yani Türkiye'de AKP rejimi sürecinde hırsızlık konusunda, bu konuda çok özel bir ustalık ortaya konulduğunu net olarak söyleyebiliriz.

Şimdi ben size bir paragraf okuyacağım arkadaşlar: "Bir tarafta Sayın Bahçeli Fetullah Gülen hakkında, diğer taraftan İsa Gök yine Fetullah Gülen ve onunla birlikte hizmette bulunan insanlar hakkında çok önemli ve ipe sapa gelmez ama bir merkezden yönetildiği apaçık olan açıklamalarda bulunuyor. Türkiye'yi yönetenleri de uyarıyorum, bu aynen 28 Şubat gibi, bu aynen 12 Eylül öncesi gibi büyük bir senaryodur. Derin devlet bütün ama bütün her şeyiyle beraber harekete geçmiştir. Bütün dünyanın üzerinde ittifak ettiği, dünyanın her noktasında okullarıyla, eğitime yapmış olduğu seferberliğiyle ve dünyanın her noktasında hem diyaloğa hem dinler arası bir şekilde uzlaşmayı sağlayabilecek, kavgayı, gürültüyü, düşmanlığı, nefreti ortadan kaldırabilecek bir anlayışı ortaya koymaya çalışan mümtaz bir şahsiyete ciddi bir şekilde saldırı vardır. Bu saldırının sebebi Sayın Fetullah Gülen değildir, bu saldırının sebebi aslında Türkiye'de mazlum insanlar ilk defa iktidara gelmektedirler. Cemaat dövülerek ve cemaat üzerinden başka bir algı oluşturularak Türkiye'de 12 Haziran 2011 tarihinde yapılacak seçimlerde iktidarın rengini ve Türkiye'nin değişim yönünü bir şekilde etkilemeye çalışmaktadırlar; işin şekli budur. Bu adamların çıkıp 'Bugün niye Fetullah Gülen Amerika'da? Bu, Türkiye'nin ayıbıdır.' diye sormaları gerekir." Bilin bakalım bunu kim söylüyor? Var mı fikir söylemek isteyen?

RIDVAN TURAN (Mersin) - Soylu.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Evet, bunu, bu kürsüden "Oh! Oh!" nidalarıyla şov yapan Süleyman Soylu söylüyor.

HÜSEYİN YAYMAN (Hatay) - Ya, bu Süleyman Soylu ne yaptı size?

HÜDA KAYA (İstanbul) - Niye rahatsız oluyorsunuz?

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Düşünün ki bu süreçte, lime lime her taraftan rantın, uyuşturucunun, para trafiğinin, her türlü rezilliğin ve kepazeliğin ortaya serildiği koşullarda bu Bakan susuyor, bütün yetkililer susuyor. Şu anda "Görmedim, duymadım, bilmiyorum." oynamaya çalışıyorlar. Peki, bu bakanlar ne yapıyorlar? Bu bakanlar kendi pozisyonlarını korumak için ezilenlere, HDP'ye saldırmayı temel bir politika olarak belirlemişler. Evet, biz buradan tekrar bir defa daha soruyoruz: Şimdi, Süleyman Soylu kendi koltuğunu korumak ve savaş hukukunu işletmek için bu ülkede itiraz eden herkese; Kürt halkına, sosyalistlere, devrimcilere, kadınlara her gün tehditler savuruyor ve her gün işkence yapıyor. Bunu yapan kişi aynı zamanda, bütün bu pislikleri de büyük bir vatanseverlik edebiyatı altında yapıyor. Demek ki neymiş? O efelenmelerinin hepsinin altında yatan temel şey bu rant ve soygun düzeninin korunmasıymış. Demek ki neymiş? O "Oh! Oh!" çekmelerinin sebebi hırsızlıkların gizlenmesiymiş. Evet, ortaya çıkıyor. Süleyman Soylu diyor ki televizyon kanalında: "Bir milletvekili 10 bin..." Tam telaffuz edemiyorum. "10 bin dolar maaş alıyor."

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Okumayı bilmiyorsun.

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Okumayı biliyorum fakat telaffuz edemiyorum. Bizim öyle rakamlarla işimiz yok, siz çok iyi bildiğiniz için çok rahat söylüyorsunuz. (HDP sıralarından alkışlar)

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜDA KAYA (İstanbul) - Sizin çaldıklarınızı okuyamıyoruz bile. Çaldıklarınızı okuyamıyoruz, o kadar çok çaldınız ki biz okumakta zorluk çekiyoruz.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Sen bir sus! Sen bir sus!

HÜDA KAYA (İstanbul) - Hırsızlığınızdan utanın ya! Ya, insan azıcık utanır, susar.

OYA ERONAT (Diyarbakır) - Cahil cahil konuşma!

HÜDA KAYA (İstanbul) - Ya, susun, susun!

MURAT ÇEPNİ (Devamla) - Şimdi, 10 bin dolar maaş aldığını söylüyor fakat bu Bakan, hâlâ kim olduğunu söylemiş değil.