| Konu: | Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 30.06.2021 |
İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Divan, değerli milletvekilleri; MKEK, KİT ve AŞ üç kısaltma bu yasa önerisinin ana iskeletini oluşturmakta, iki de kavram; birincisi ulusal savunma, ikincisi kamu yararı. Ulusal savunmayı düzenlediği, esasen, genel gerekçeden anlaşılıyor ve ulusal savunma temeline dayanan bir yasal düzenleme aslında kamu yararıyla örtüşen bir düzenlemedir. Şu hâlde bizim bu teklifte incelememiz gereken husus: Acaba kamu yararını yansıtmakta mıdır? Zira, genel gerekçe de "Türk savunma sanayisinin temelini oluşturan Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu..." "Türk Silahlı Kuvvetleri ve güvenlik güçlerinin en önemli tedarikçisi konumunda olan Makine ve Kimya Endüstrisi Kurumu..." deyimleriyle tam bu noktada odaklanmaktadır. Kamu yararı ne demektir şu hâlde? "Bir hukuk devletinde tüm kamu işlemlerinin nihai amacı kamu yararıdır." der Anayasa Mahkemesi. "Yasa koyucuya verilen düzenleme yetkisi hiçbir şekilde kamu yararını ortadan kaldıracak veya engelleyecek biçimde kullanılamaz." diyor bir başka kararında; yine "Anayasa'nın 2'nci maddesindeki hukuk devleti ilkesi gereğince, yasama işlemlerinin kişisel yararları değil kamu yararını gerçekleştirmek amacıyla yapılması zorunludur." der. İşte, bu çerçevede bu teklife baktığımız zaman esasen bu MKEK KİT statüsünde bulunmaktadır ve esnek bir statüdür ama AŞ'ye çevrilmek istenmektedir. Acaba AŞ'ye çevrilmesi kamu yararı gereği midir ve ulusal savunmaya yanıt vermekte midir? Buna bakmamız gerekir.
Burada birkaç gerekçe var; birincisi teknolojik gelişme, ikincisi ticari ilişki, üçüncüsü silah satışı. Burada üç temel amaç söz konusu: Birincisi, acaba teknolojik gelişme sadece özel sektörde mi mümkündür? İkincisi, MKEK'nin amacı ticaret midir? Üçüncüsü ise silah satışı acaba yurtta sulh, cihanda sulh ilkesiyle örtüşmekte midir? Bu açılardan konuya baktığımız zaman esasen, KİT statüsü gibi esnek bir statüye sahip olan bu kuruluşun anonim şirkete dönüştürülmesinde hiçbir biçimde kamu yararı bulunmadığı gibi kamu yararı ihlal edilmektedir. Kaldı ki şu çifte çelişkiyi de beraberinde getirmektedir: Siyasal iktidara fikren karşı olan kesimler, devletin bekası ve ulusal güvenlik adına on binlerce kişi kamu görevlerinden ihraç edildi ama esasen, burada, savunma sanayisinin bel kemiği olan bir kurumun şirketleştirilmesi ülkenin beka sorunu olduğu hâlde bu görmezlikten geliniyor.
İkinci ana çelişki ise şudur: 7315 sayılı Yasa'yla öğretmenlere bile güvenlik soruşturması getirdik. Örneğin, Ayşe Öğretmen Danimarkalı sosyal medya arkadaşına yemek tarifi gönderirse bu güvenlik soruşturmasına takılıyor fakat bu kadar önemli, ulusal bir sanayide yabancıların çalıştırılması ulusal güvenlik bakımından herhangi bir sıkıntı yaratmıyor.
Demek ki burada ana çelişkileri artırabiliriz ama esasen, ulusal güvenliğin, kamu yararının ve bir devletin bekasının ne olduğunu göstermesi bakımından bu yasal düzenleme gerçekten çelişkileri dışa vuran bir düzenlemedir. Bu açıdan, tabii ki esasen Anayasa'nın devletleştirme ve özelleştirme ayrımını koyan 47'nci maddesi -madde 43'ten itibaren- kamu yararı ana amacına dayanmaktadır ve MKEK'nin bu statüsünün sürdürülmesi eğer kamu yararına aykırı ise o zaman ancak bu statüsüne dokunulabilir. Hayır, kamu yararına aykırı değilse o zaman bu statüsünü değiştirmemiz aynı zamanda Anayasa'nın 47'nci maddesine de aykırılık oluşturmaktadır.
Ben istihdam edilen personele, bu personelin bir süre sonra tamamen eğreti bir statüye geçirileceğine ve ne kadar yabancının çalıştırılacağı belli olmayan bu şirketin personel statüsüne girmiyorum fakat esasen, bu yasa, amaçları açısından, ulusal güvenliğe, kamu yararına ve devletin bekasına, devamlılığına aykırıdır diyor ve Anayasa'ya aykırılığını da bir kez daha beyan ediyorum.
Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)