| Konu: | Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 30.06.2021 |
BEHİÇ ÇELİK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
7'nci madde görüşülürken, özellikle burada, sendikacılığın marka ismi Kırıkkaleli TÜRK METAL SENDİKASI'nın Genel Başkanı merhum Mustafa Özbek'i rahmetle anıyorum.
Değerli arkadaşlar, Makine ve Kimyanın şirket statüsüne dönüştürülmesi kabul edilemez. Kırıkkale Makine ve Kimya fabrikaları 1925 yılında Atatürk'ün emriyle temelleri atılan önemli bir komplekstir, savunma sanayisinin bel kemiğini teşkil eder. Komisyonda da belirttiğim gibi, Makine ve Kimya demek Kırıkkale demektir, Kırıkkale demekse Makine ve Kimya demektir. Adapazarı Arifiye Tank Palet Fabrikası savunma sanayisinin vazgeçilmez bir tesisi iken Katarlılara peşkeş çekilmesini milletçe yaşadık. Şimdi, o tesisin bir anlamda amacından uzaklaştırıldığını açık bir şekilde görüyoruz.
Değerli milletvekilleri, Kırıkkale demişken, yine Komisyonda ifade ettiğim gibi, Makine ve Kimyaya bağlı ÇELBOR yani dikişsiz Çelik Çekme Boru Fabrikası özelleştirilmişti. ÇELBOR'dan geriye sadece metruk binalar miras kalmıştır. Bu, bir ihanettir.
Değerli arkadaşlar, bu tesis yok edilmiştir. AK PARTİ'nin on dokuz yıllık iktidarında kaderi ÇELBOR'a benzeyen yüzlerce tesisten bahsedebiliriz; şeker fabrikaları, araştırma enstitüleri, fabrikalar ve burada hepsini sayamayacağım yüzlerce tesis; bunlar hep kapatılmıştır. Ağır sanayi fabrikaları çok kötü bir şekilde elden çıkarılmış; âdeta yandaş, sözde iş adamlarına teslim edilmiştir. Sadece Seydişehir Alüminyum Tesislerinin kaderi hatırlamamız için dikkat çekici bir örnektir. Üstüne üstlük Manavgat Oymapınar Barajı bonus olarak Cengize hediye edilmiştir.İlginçtir, herkes "Demirören OYAK'a çöktü." diyor bugünlerde. Türk Silahlı Kuvvetleri personelini bir dinleyin, anlarsınız.
Değerli milletvekilleri, AKP'nin Türkiye'nin gelişmesinde ve ilerlemesinde önceden hazırladığı bir tarım, sanayi ve genel bir kalkınma planının olmadığını müşahede ediyoruz. Hatta millî politikalara husumetle yaklaşan bu zihniyetin Türk milletine ve devletine karşı ne kadar soğuk olduğunu hatırlatmak istiyorum. Bu sebeple, AKP'nin her girişiminin altında hangi yapılara, zümrelere rant transferi düşünüldüğü -art niyetlerinden dolayı- aklımızdan çıkmıyor. Biz İYİ Parti olarak Makine ve Kimyanın şirketleşmesine bu kuşkularla bakıyoruz.
Değerli arkadaşlar, ülkemiz tam on dokuz yıldır soyuluyor. AKP iktidara 3Y'yle geldi: Yolsuzluk, yoksulluk, yasaklarla mücadele. İktidara geldiler ama şimdi 3Y'nin bataklığına saplandılar ve debelendikçe iyice batıyorlar.
Değerli arkadaşlar, AKP tarafından Türkiye geniş mikyasta satılmıştır. Son olarak Ege'de, Akdeniz'de, Marmara'da, bu bölgelerde kamuya ait arsa ve arazilerin satışı başlatılmıştır. Bu acı durum yöre halkını derinden etkilemektedir. Ben diyorum ki, Türkiye Türkiye olalı böyle bir zulüm görmedi. İşte, bu açıklamalarımız doğrultusunda Makine ve Kimyanın anonim şirket hâline dönüştürülmesinde niçin bu kadar ısrarcı olunduğunu anlamakta güçlük çekmekteyiz. Biz samimiyet arıyoruz, göremiyoruz.
Değerli milletvekilleri, 7'nci maddeyle Makine ve Kimyanın personel rejimi düzenlenmektedir. Makine ve Kimyada hizmetler İş Kanunu'na tabi personel eliyle yürütülüyor, bu durumda Makine Kimya bünyesinde uzmanlaşma nasıl sağlanacak, acaba çalışanlar bu statüye sıcak bakıyor mu? Kısaca, Makine ve Kimyanın şirketleşmesi ulusal savunmamız ve güvenliğimiz açısından büyük bir boşluk yaratıyor, bu kabul edilemez.
Türkiye'nin öncelikli sorunları tabii ki açlık, sefalet, pahalılık, enflasyon, işsizlik gibi konulardır ama bunlarla ilgili bir çalışma söz konusu değil.
Sonuç olarak, biz böyle yapay ve yapay olduğu kadar da zararlı yasama faaliyetlerini tasvip etmiyoruz. Türk milleti ve Kırıkkale halkına diyoruz ki, Makine ve Kimyama dokunma!
Hepinize saygılar sunuyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)