GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CEZA MUHAKEMESİ KANUNU İLE CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:57
Tarih:24.01.2013

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Saygıdeğer milletvekilleri, hepinize saygılarımı sunuyorum.

Değerli arkadaşlar, Türkiye Büyük Millet Meclisi belli bir zaman diliminden beri tartışmalar yaşıyor ama bu tartışmalar propaganda amaçlı, tarihe, bilime, hukuka dayanmayan tartışmalar olduğu zaman, dolayısıyla, bir mantığı inşa etmek mümkün değil. Bir şeyi esas almak lazım; insan hakları, özgürlük, demokrasi, vatandaşlık hukuku, bunlara hiç kimsenin itirazı olmaz ama bizim üzerinde hassasiyetle durduğumuz, birtakım tanımlamalarla anayasal kimliklerin tanımlanmasıdır.

Değerli milletvekilleri, önce, şunu ifade etmek istiyorum: Hâkimiyet kayıtsız, şartsız milletindir. Vatanın ve milletin bölünmezliği esastır. Bu esaslar üzerine kurulmuş bir devletin hukukunu değiştirmek o hukuku kuranların iradesi nasıl tecelli ettiyse ancak öyle mümkün olmalıdır; onun dışında mümkün olamaz. Başka devletlerin başka tercihleri olabilir ama Türkiye Cumhuriyeti devletinin tercihleri bunlar olmuştur.

Değerli milletvekilleri, şunu ifade etmek istiyorum ve bilmenizi istiyorum: Türkler Anadolu'ya geldiğinde bugün, Kürt olarak nitelenmeye doğru giden birçok aşiretle, kavimle Orta Asya'dan beraber gelmiştir. Bugün, Muş'un Lolanlılar aşireti vardır ama Lolanlıların geliş yeri aslında Türkistan'ın Lolan bölgesidir, oraya gittiğinizde Lolan bölgesine rastlarsınız. Bakın, iki bin yıllık Türk tarihi olarak Fransız yazar Jean-Paul Roux'nun yazdığı bir kitabı bir gün okurken, o kitapta Altınordu Devleti'ni okurken Berdi-Bek Hakan'a rastladım ve hepinizin tanıdığı, geçen dönem Milletvekili Fevzi Berdibek Bey'i aradım gece saat yarımda, dedim ki: Fevzi Bey, senin bu soyadın nereden geliyor? Dedi ki: "Ağabey, biz Altınordu'dan geliyoruz." Dedim ki: Seni tebrik ediyorum. Yani, Berdibek kendisini Zaza olarak tanımlar ve Altınordu'dan geldiğini söylüyor.

Değerli milletvekilleri, 12 Eylül sanıklarından bir arkadaşımız vardır, bu arkadaşımız "Cezayir" isminde bir kardeşimizdir ve Şeyh Sait İsyanı'nda Yado Paşa'nın, Şeyh Sait'in komutanlarından Yado Paşa'nın torunudur ve ülkücülükten dolayı 12 Eylülde sürgün yemiştir.

Bakın, bir hatırayı da sizlerle paylaşmak istiyorum: Elâzığ sanıklarından Fethi Namlıoğlu vardır. Fethi Namlıoğlu'nun babası duruşmaya gelmiştir, oğlunun duruşmasını izlemektedir ve Fethi Namlıoğlu'nun ismi 226 kişilik idam listesinin içerisinde savcı tarafından açıklanır ve baba yerinden isyan eder, küfürle "Fethi, Fethi, bu nasıl iştir? Deden asıldı Kürtçülükten, sen asılacaksın Türkçülükten." demektedir.

SIRRI SAKIK (Muş) - Utanma yokmuş o arkadaşta.

ALİ UZUNIRMAK (Devamla) - Yani, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı bazında ve Türk milliyetçiliğinin -ırkçılığa kaçmadan- bakış açısında bütün bu meseleler çözülebilir değerli arkadaşlar. Biz kimsenin diliyle, ana diliyle, anasıyla, babasıyla falan uğraşmıyoruz. Böyle bir milliyetçiliği de, ırkçılık olarak tanımlanan bir milliyetçiliği de -kavram kargaşası olmadan- hiçbir zaman sahiplenmedik, Türkler de sahiplenmemiştir.

Biz Anadolu'ya geldiğimizde hiçbir kavmin egemenliğine son vermedik değerli arkadaşlar, bunu ısrarla söylüyorum. Yani, bugün, Baba Kürdilerin ancak Mezopotamya'dan gelen bir boy olduğuna inanırsak, Asurilerden gelen Baba Kürdilerin Türkiye'de kurulmuş bir devleti vardı, biz bu devlete son vermedik değerli arkadaşlar, egemenliklerine son vermedik. Aksine, Müslüman olan toplumların Bizans'tan vasallığını kurtardık, Bizans'ın vasalıydılar onlar.

Hatta, bugün siyaset yapan bazı arkadaşlarımın yazdıkları kitaplarında bile, bazı düşünceleri savunanların, İslam ordularının Hazreti Ömer zamanında Diyarbakır'ın fethinde orada kimlerin oturduğunu, hangi kavimlerin ne çoğunlukta oturduğunu bilmelerini isterim.

Dolayısıyla, bir bardak suda fırtına kopararak egemenlik paylaşımına giden yolun? Tekrar söylüyorum: Başka devletlerin kurucu iradeleri, kurucu iktidarları farklı tercihlerde bulunmuş olabilir ama Türkiye'nin kurucu iradesi, kurucu felsefesi böyle tecelli etmiştir. Bu kurucu iradeyi, tecelliyi değiştirmek ancak o metotlarla mümkündür. Hepinizin bilmesini istiyorum; herkesin bilmesini, bütün dünyanın bilmesini istiyorum.

Hepinize en derin saygılarımı sunuyorum. Teşekkür ediyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.