| Konu: | Makine ve Kimya Endüstrisi Anonim Şirketi Hakkında Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 98 |
| Tarih: | 30.06.2021 |
ALİ KENANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.
Kanun teklifi üzerinde konuşmacı arkadaşlarımız bölümler ve kanun teklifinin tümü üzerindeki görüşlerimizi ifade ettiler. Ben başka bir konuya değineceğim.
Şimdi, iki gün sonra 2 Temmuz Sivas Madımak katliamının, arkasından 3 Temmuz Çorum katliamının ve 5 Temmuzda da Başbağlar katliamının yıl dönümleri ve anmaları var. Tüm bu katliamlarda yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum ve katliamları lanetliyorum.
2 Temmuz Madımak katliamının diğerlerinden ayrılan bir özelliği vardı, farkı vardı; o da sekiz saat canlı yayın esnasında insanların yakılması, katledilmesi, göz göre göre, göz yumula yumula engellenmemesi üzerine kurulu bir katliamdı. Biz şunu biliyoruz: Devletin istemediği hiçbir olay, hiçbir kitlesel olay katliama dönüşmez. Devlet buna müsaade ediyorsa, izin veriyorsa ya da bizzat organizasyonun içerisindeyse ancak bu katliamlar gerçekleşir. Niye bunu diyoruz? Bu katliam 93'te gerçekleşiyor ve 90'lı yılların nasıl karanlık bir dönem olduğunu hepimiz söylüyoruz yani bütün partiler bunu söylüyor. Tabii, 90'lı yılların beyaz Torosları ve bin operasyonları her birimizin hafızasında ve bugünlerdeki çete liderlerinin beyanlarıyla da yeniden tazelenmiş, güncellenmiş olarak da karşımıza çıkıyor. Ne oldu bu katliamda, Sivas Madımak katliamında? Sekiz saatlik canlı yayındaki, bu engellenmemelere rağmen oluşan katliam sonucunda, etkinliğe katılan 33 can, 2 otel görevlisi ve 2 de katliamı yapmak üzere otelin içerisine giren katliamcı yaşamını yitirdi. Şimdi, dava açıldı, gerçek failler hiç yargılanmadı yani katliamı organize edenler, sevk edenler, engellemeyenler, o sekiz saat boyunca bunu izleyenler yargılanmadılar. Yargılananlar, işte, orada bulunan kişilerdi. Bunların bir kısmı yargılandı, ceza aldı, bir kısmı kaçtı gitti yurt dışına. Bunlara kırmızı bültenle aramalar çıkarıldı ama bakın, nasıl çıkarıldı onu söyleyeceğim. Hani, diyorlar ya "Devlette devamlılık esastır." İşte, burada, devletin makbul vatandaşı değilseniz eğer sizin için devamlılık esas oluyor. Ne oldu? Kırmızı bülten çıkardılar Cafer Erçakmak'a, bir numaralı sanık, bir numaralı. Dünyanın her tarafında arıyorlar. Nerede çıktı biliyor musunuz? Sivas merkezde yaşamış, Emniyet Müdürlüğüne 100 metre mesafede yaşamını yitirdi, orada ortaya çıktı. Ne zaman çıktı? Mezarlığa gömülünce ortaya çıktı, mezarlıkta ortaya çıktı. Şimdi, arkasından ne oldu? 2012 yılında Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi kimi sanıklar açısından zaman aşımı kararı verdi. Peki, Recep Tayyip Erdoğan, dönemin Başbakanı ne dedi? "Hayırlı olsun." dedi, "Hayırlı olsun ülkemize."
Ve son bir şey yaşandı: Hani, bir Ahmet dedeniz vardı ya, hani, katil Ahmet dedeniz; çok allayıp pulladınız, çok süsleyip püslediniz, çok mağduriyetine sığındınız; bu katil Ahmet Turan Kılıç'ı "Yaş haddinden, yaş sınırından ve mağduriyetinden kaynaklı." diye serbest bıraktı Cumhurbaşkanı. Peki, Mehmet Emin Özkan bütün raporlarına, bütün durumuna rağmen, hastaneye yürüyemeyecek durumuna rağmen hâlâ içeride tutuluyor. Yani, bu, sizin bakış açınızı ortaya koyuyor yani "makbul vatandaş" tanımınızı ve sizin "makbul vatandaş" tanımınıza uymayanlara yapmış olduğunuz uygulamayı ortaya koyuyor. Almanya'ya kaçan 3 sanık var; bunlar nasıl aranıyor biliyor musunuz Almanya'da? 12 defa arama çıkarılmış, kırmızı bülten çıkarılmış 12 defa. 8 defasında usulüne uygun yapılmadığı için reddedilmiş, daha sonra usulüne uygun hâle getirilmiş ama gerekçe şu şekilde: Toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefetten kaynaklı olarak talep ediliyor. Ya, katliam yapmış, insan yakmış ama buradan talep ediyorsunuz, istiyorsunuz, verirler mi? Yani Almanya toplantı ve gösteri yürüyüşüne muhalefet etmiş birini size iade eder mi? Tabii ki etmez, sonuç bu.
Son skandal ne? Son skandal işte, Metin Altıok'un memleketinde, Bergama'da Belediye Başkanınız 2 Temmuz 2021'de yani önümüzdeki iki gün sonra bir şenlik düzenliyor, bir eğlence düzenliyor; son marifetiniz de bu. Hani diyorsunuz ya: "Ortak acılarımızda buluşalım." Ortak acılar ancak sizin acınız olursa -hani kendinize Müslüman'sınız ya- ortak oluyor. Sizin makbul vatandaş tanımınızın dışında kalanların acısı ortak acı değil, tam tersine sizin şenliğiniz, eğlenceniz oluyor; durumunuz, vaziyetiniz bu. (HDP sıralarından alkışlar)