GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İYİ Parti Grubu önerisi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:99
Tarih:06.07.2021

HDP GRUBU ADINA EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Sayın milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Giresun'un sorunları tabii ki sadece Giresun'a ait değil. Giresun, diyebiliriz ki bütün Karadeniz'de bulunan illerimizin kaderini paylaşan bir şehir. Yani aslında yıllar içinde baktığımızda, bütün bu bölgeye daha yapısal bir perspektiften yaklaşılıp da bu bölgelerde yaşayan insanların hayat standardını artırmakla ilgili olarak yapılacak işler vardı, fakat bu işleri yapmaktansa bu neoliberal dediğimiz politikalara uyum çerçevesinde bir anlamda, küçük üreticilerden oluşan bu coğrafyadaki insanlar sermayenin insafsız ellerine bırakılmış gibi oldu.

Değerli arkadaşlar, bir kere şunu söyleyeyim: Bu illerin en önemli sorunlarından bir tanesi, çoğu il esasında tek ürüne bağlı olarak gelir üretiyor yani çaya... Bazı yerlerde daha fazla çay, bazı yerlerde daha fazla tütün, bazı yerlerde daha fazla fındık. Şimdi, dolayısıyla da geleneksel olarak baktığımızda, tarım ürünleri bildiğiniz gibi iklim şartlarından etkilendiği için devletler bu tarım ürünleri piyasalarını genellikle regüle ederlerdi, çeşitli kuruluşlarla bunları regüle ederlerdi ve nitekim fındıkla ilgili olarak da bir FİSKOBİRLİK vardı. Fakat ne yazık ki 2000'li yılların başında, söylemeye çalıştığım bu eklemlenme süreci yani neoliberal politikalar çerçevesinde eklemlenme adımları FİSKOBİRLİK'in regülasyon yapma yeteneğini yok etti. Şimdi, dolayısıyla da anladığımız kadarıyla ya da gördüğümüz kadarıyla fındığı üretenler, gerçekten, piyasanın arz ve talep koşullarına bağlı hâle geldi. Fakat, değerli arkadaşlar, piyasanın arzına baktığımızda bu, küçük üreticiler dünyası ama talebine baktığımızda da -en azından son durumdan gidersek söyleyebiliriz- 3 tane firma alıcı durumda. Yani ne kadar üretilirse üretilsin neredeyse 3 firma alıyor çünkü biliyorsunuz bu, ihracat pazarıyla ilgili. Dünya fındığının yüzde 70'ini üreten bir ülke olarak esasında bu 3 firmanın fiyat belirleme gücüne teslim olmuş oldu fındık üreticileri. Şimdi, bugünlerdeki tartışma, 30 lira mı olacak, 25 lira mı olacak, 35 lira mı olacak tartışması. Tabii ki, tabii ki, biliyoruz ki fındığı üreten insanları -demin konuşmacı arkadaşımız da söyledi- kimisine göre yüzde 18, kimisine göre yüzde 30 hatta yüzde 40 enflasyon olduğu bir ülkede tabii ki fındık için de gerekli olan girdilerin maliyetlerinde artış olmasından dolayı esasında neredeyse zararına satmak zorunda kalacak üreticiler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Tamamlayalım efendim.

EROL KATIRCIOĞLU (Devamla) - Teşekkür ederim.

Dolayısıyla da burada devletin bir biçimde devreye girmesi lazım ve özellikle Tarım Bakanlığının bunu yapması lazım ve en azından, çiftçilerin makul bir kâr marjı elde edebilecekleri seviye -ki 35 olduğunu anlıyorum ben- civarında bir yerde fiyatın oluşturulmasını sağlamak lazım.

Toprak Mahsulleri Ofisini de burada saymak lazımdı ama onun da zaten 700 bin ton üretilen bir ürünü -yanılmıyorsam- 150 bin ton -bilirsiniz siz- civarında bir stoklama yeteneği var, kapasitesi var; dolayısıyla da TMO da regülasyon yapabilme yeteneğine sahiptir. Dolayısıyla da değerli arkadaşlar, biz, bu araştırmanın yerinde olduğunu düşünüyor hatta eğer mümkünse daha da genişletilip bütün Karadeniz şehirlerini içine almasını öneriyoruz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (HDP sıralarından alkışlar)