GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:100
Tarih:07.07.2021

HÜSEYİN KAÇMAZ (Şırnak) - Teşekkürler.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

Kanun koyucu yasayı toplumsal sorunların çözümü için yapar ancak mevcut düzenlemede de gördüğümüz şekliyle iktidarın pratikleriyle birlikte aslında iktidar bir sıkışmışlığı aşmak ve bundan kurtulmak için bunu yaptığını net bir şekilde düzenlemeyle de gösteriyor. Gerçek anlamda insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olmak istiyorsak yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkelerini yaşama geçirmemiz gerekiyor. Bununla birlikte, HSK ve Anayasa Mahkemesi üyelerinin seçim usulü değiştirilmeden ve yine AİHM kararlarına uyulmadan, yargıya talimat vermekten vazgeçilmeden insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olabilmemiz mümkün değil ve yargıdaki bu sorunların bu şekliyle, bugünkü mevcut pratiklerle düzelmesinin mümkün olmadığını hepimiz görebiliyoruz.

Tek adam rejiminde yargı bağımsızlığının artık esamesi okunmuyor. Sadece 2 örnek üzerinden bile, aslında, dediğimiz gibi, bu tek adam rejimindeki yargı bağımsızlığının artık kalmadığının net bir şekilde ortaya çıktığını görebiliyoruz. "Kobani kumpas" ya da "Kobani utanç" davası tek başına yargının bağımlı olduğuna, bağımsız bir yargının kırıntılarının dahi kalmadığına en büyük işarettir, en büyük kanıttır. Yine, partimize yönelik kapatma davası da tek başına yargının siyasete eklemli iktidar bloğunun hesaplarına hizmet eden bir kurum hâline gelmesinin sonucudur. Yargı iktidarın iplerinden kurtulmadıkça paketler, reformlar çözüm getirmez. Yargıda reform paketiyle toplumda bir beklenti oluşturuldu ancak yapılan, getirilen düzenlemelerde aslında gerçek anlamda bir çözüm sunulmadığı -dediğimiz gibi- sadece bir sıkışmışlığın aşılması gayesinin olduğu net bir şekilde ortaya çıkmakta. İnsan hakları ve ifade özgürlüğü noktasında iyileştirme yapılacaksa öncelikle Terörle Mücadele Kanunu kapsamında değişiklikler yapılması gerekiyor çünkü bu kanun, hak ihlallerine sebep olan ve ifade özgürlüğünü kısıtlayan maddeler barındırıyor, ihtiva ediyor ve bunlar kaldırılmadığı sürece de yine özel görevli mahkemeler kaldırılmadığı sürece de maalesef ki insan hakları, ifade özgürlüğü konusunda palyatif düzeltmeler hiçbir sorunu çözmeyecektir.

Şimdi, tabii, görüşülmekte olan 1'inci madde üzerine birkaç şey söylemek istiyorum. Yargılamayı hızlandırmak açısından 1'inci maddedeki yapılan değişiklik önemli fakat hak kaybına uğradığını düşünen vatandaşlar bakımından altı aylık bekleme süresinin dört aya düşürülmesi vatandaş açısından olumsuz bir düzenlemedir. İdari yargılamalarda asıl sorun yargılama süreçlerinin çok uzun olmasıdır. Dosyalar üst mahkemelerde yıllarca beklemekte, bu sebeple adalete erişimin kolaylaştırılması için öncelikle mahkemelerin hakkaniyetli bir sürede karar vermesini sağlayacak düzenlemeler yapılması gerekiyor. Yine idari yargılamalarda, yargılama süreçlerini hızlandıracak adımlardan biri olarak Avukatlık Kanunu'nda yapılabilecek bir düzenlemeyle bu durum aşılabilir. Mahkemeler, avukatların sundukları "Aslı Gibidir." tasdikli evrakları kabul eder ve tekrardan bir araştırmaya tabi tutmazsa... Bu şekliyle asla yargılama sürecini hızlandırmak mümkün olmayacaktır. Buna ilişkin düzenleme yapılması gerektiğini düşünüyoruz.

Değerli milletvekilleri, insan haklarına saygılı bir hukuk devleti olabilmek için demin birkaç madde saydım ve bunlardan biri de aslında ülkemiz için AİHM kararlarına uyulmasıydı. Yunanistan'a karşı AİHM'i savunan bir Dışişleri Bakanlığımız var. Yunanistan'daki Türk azınlığın uğradığı mağduriyet sonrası "AİHM'in -Yunanistan devletinin aleyhine- verdiği kararı uygulamadı." diye Dışişleri Bakanlığı resmen Yunanistan'a karşı kükredi ve "Yunanistan Yargıtayının AİHM kararını yok sayan kararını kınıyoruz." şeklinde bir açıklama yaptı ancak hepimiz görüyor, hepimiz biliyoruz ki bugün AKP iktidarı eliyle AİHM'in kararları Türkiye'de de uygulanmıyor. Osman Kavala ve Demirtaş kararları aslında bu durumun göstergesi olarak bize emareler zaten sunuyor. İktidar kendi uymadığı AİHM kararlarını sanki kendileri uyuyormuş gibi bu sefer "Yunanistan uygulamıyor." diye Yunanistan'a akıl vermeye çalışıyor ancak Türkiye'de yargıdaki durum ve polis eliyle şiddetle maalesef ki her gün karşı karşıya kalan bir toplumsal muhalefet söz konusu ancak yargıda, özellikle taraflardan biri kolluk gücüyse cezasızlıkla sonuçlanan bir durum ortaya çıkıyor. Aslında, bugün, otoriterleşen bu rejimin polis gücüne başvurmasının temel sebeplerinden biri, artık bu hegemonik gücün, otoritenin rıza üretememesi sebebiyle aslında...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Sayın Başkan, müsaadenizle...

BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen.

Buyurun.

HÜSEYİN KAÇMAZ (Devamla) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Otoriterleşen bu rejimde artık rıza üretemeyen iktidar sürekli polis şiddetiyle toplumsal muhalefeti baskılamakta ve toplumu tehdit ederek siyasetsizleştirme durumunu ortaya çıkarmaya çalışmakta.

Tabii, mevcut görüşülen yasa teklifiyle ilgili bu açıklamalardan sonra, Şırnak'ta devam eden çok elzem, çok önemli bir konuyu da paylaşmak istiyorum.

DEDAŞ'ın Genel Müdürü Şırnak Valisini ziyaret ediyor ve hemen sonrasında -halkın büyük tepkisine rağmen- okulların bahçesine, sınıfların hemen dibine DEDAŞ'a ait trafolar yerleştiriliyor ve 2018 tarihli Millî Eğitim Bakanlığının genelgesi mevcut trafoların kaldırılması yönünde olmasına rağmen, bugün, DEDAŞ Genel Müdürünün Şırnak Valisini ziyareti sonrasında bu trafoların okulların bahçelerine konulması, yaşam alanlarına konulması, çocukların hayatlarının tehlikeye atılması hiçbir şekilde kabul edilemez; bunu buradan paylaşıyorum.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)