| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.07.2021 |
NUSRETTİN MAÇİN (Şanlıurfa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün benim için çok üzücü bir olay... Gerçekten üzerinden otuz bir yıl geçti. Vedat Aydın kaçırılmadan bir akşam önce Diyarbakır'daki HEP il teşkilatında sivil toplum örgütlerinin yapmış olduğu toplantı... O toplantıda ben de vardım, toplantının gündemi faili meçhul cinayetlere karşı sivil itaatsizliği geliştirmekti. Ben kendim de -1987'de karakola 500 metre uzakta- faili meçhul saldırı mağduru biri olarak o toplantıdaydım. İki akşam sonrası, bir sendikada, bu konuyla ilgili ikinci bir toplantı yapıp sivil itaatsizlik geliştirecektik meşru ve demokratik zeminde. İkinci akşam, Vedat Aydın arkadaşımız JİTEM tarafından kaçırıldı ve hunharca katledildi. Vedat Aydın'ı katledenler ile Tahir Elçi'yi katledenler aynıdır çünkü Tahir Elçi de barışın elçisiydi; demokrasi istiyordu, barış istiyordu, sivil itaatsizlik istiyordu. Onun için Tahir Elçi'nin de katillerinin çıkması nafiledir.
Şimdi, yargı paketine gelince, değerli milletvekilleri, çok açık ve net, bu iktidar, iç ve dış siyasetten sıkışan iktidar kendi yargı paketini revizeye giderek yeni bir algı yaratmaya çalışıyor çünkü iç siyasette tükenen bir iktidar, bölge siyasetinde tükenen bir iktidar, özellikle, ABD ve Avrupa Birliği nezdinde tükenen bir iktidar. Bu iktidar iki yıl geçmeden dördüncü yargı paketi getiriyor. Şimdi, her yargı paketi toplumla konuşulan, tartışılan, mutabakata varılan bir yargı paketi değildir. Kendi getirmiş olduğu önceki yargı paketlerini revize ederek bize ve topluma yeni bir yargı paketiymiş gibi sunmaya çalışıyor, bu toplum yemez. İşçiler göreve gittiğinde "Millî güvenliğimize zarar verir." diye engellenenler; elektriği kesilenler itiraz ettiği zaman polis copuyla, yüz altı yılla muamele görenler; sosyal medyada bir olaya ilişkin düşünce beyan edenler, gözaltına alınıp adli kontrolle serbest bırakılanlar... Kadına karşı şiddet uygulandığı için kadın aktivistler ve kadın arkadaşlarımız -İstanbul Sözleşmesi'ne- itirazını yükselttiği zaman "Bu, Batı emperyalizminin bilmem neyi, bize bu İstanbul Sözleşmesi fazla gelir." diye itiraz eden bir iktidarla karşı karşıyayız.
Şimdi, iki ay daha geçmedi, İnsan Hakları Eylem Planı ortaya atıldı. Arkadaşlar, hiçbirimizin hayatında bir değişiklik oldu mu? İnsan hakları alanında bir değişiklik oldu mu? Siyasetçi alanında, gazeteciler alanında, işçiler alanında, yoksul köylüler alanında, gençlik alanında, kadınlar alanında, hangi alanda bir değişiklik oldu? İnsan haklarına ilişkin eğer yaşamınızda bir değişiklik söz konusuysa o zaman bu yargı reform paketinde de bir şeyler olur ama biz çok açık ve net biliyoruz ki AKP bir algı partisidir, algı iktidarıdır ve bu getirdiği yasalarla, benden önce konuşan CHP'li vekil arkadaşın söylediği gibi, o kirli ilişkileri kurtarmaya yönelik bir operasyondur ve kendini dünya kamuoyunda, bölge siyasetinde aklama paketidir. Halklarımız bunu yemez.
Hepinizi saygıyla selamlıyorum. (HDP sıralarından alkışlar)