GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:101
Tarih:08.07.2021

ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

274 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 18'inci maddesi üzerine İYİ Parti Grubu adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlarım.

5271 sayılı Kanun'un 137'nci maddesi soruşturmaya gerek görülmemesi durumunda veya hâkimin onayının alınamaması durumunda cumhuriyet savcısının eldeki delilleri imha etmesi hükmü taşırken kanundan sonra da hâkim denetiminde bu kayıtların yok edileceği hükmü ortaya konulmuştur. "Bu kayıtların yok edilmesi işlemi ancak beraat kararlarının kesinleştiği tarihten sonra yapılacaktır." cümlesi teklifin madde gerekçesinde yer almaktaydı, kabul görmedi. Zira beraat kararının bölge adliye mahkemesi veya Yargıtayda bozulması durumunda eldeki delillerin yok olacağı ve maddi sıkıntıya neden olacağı düşünülmektedir. Ancak pek çok önerimizde olduğu gibi Komisyonda da İYİ Partinin bu önerisi maalesef kabul görmemiştir.

Suç işleyen kişilerin teknolojinin sunduğu telekomünikasyon araçlarından yararlanmakta oldukları bir gerçektir. Bu sebeple amacı maddi gerçeği ortaya çıkarmak olan ceza yargılamasında telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenebilmesi normaldir. Buradaki önemli husus, denetimin ve korumanın ancak demokratik kurumların kontrolünde olması gerektiğidir.

Temel bir insan hakkı olan özel hayatın gizliliği ve haberleşme hürriyeti ihlal edilmemelidir. Özel hayatın ve haberleşmenin gizliliğinin ihlal edilmesi suretiyle manevi olarak zarar oluştuğunda, bu zararın tazmin edilmesi gerekecektir. Bu nedenle söz konusu tedbirin uygulanması kesin çizgilerle belirlenmelidir. Diğer bir deyişle özel hayatın gizliliği ve haberleşme hürriyetine ancak çok istisnai durumlarda müdahale edilmeli ve bu ihlal, demokratik toplumun gereklerine uygun bir şekilde gerçekleştirilmelidir.

Son iki yıllık dönemde 3 yargı paketi görüldü ve bu dördüncü yargı paketi. On dokuz yıldır ülkeyi idare eden AK PARTİ iktidarı ülkeye adalet getirememiştir, bilakis adaletin kaybolmasına neden olmuştur. AK PARTİ'nin iktidara geldiği 2002 yılında dünyada, Türkiye, yargı bağımsızlığı sıralamasında 37'nci sıradayken 2018 yılında daha aşağılara, 121'inci sıraya gerilemiştir. Bu kanun taslağı Türk yargısına bir şey kazandırmaz çünkü AK PARTİ'nin adaletle hiçbir ilintisi yoktur.

5271 sayılı Kanun 2004 yılında görüşülürken Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu tutanaklarına baktığımız zaman bazı değişiklikler var, on yedi yıldaki bu değişiklikler şöyle: Şimdi ismi sık telaffuz edilen bir suç örgütü liderinin o zaman da sık sık ismi telaffuz ediliyor. Ayrıca o gün de 81 ile Emniyet müdürü tayin ediliyor; bunların sadece 2 ya da 3'ü liyakat ve kıdem esasına göre göreve getirilirken 78-79'u sadece sadakatle göreve getirilmiş oluyor. Bugün ise o 2-3 kişi dahi -bir ile amir atanacaksa- liyakate göre getirilmeden, hepsi 81'i de sadakate göre getirilmektedir, değişiklik sadece bu olmuş.

İşsizliğin zirve yaptığı, geçim zorluğunun yarattığı çaresizliğin insanları intihara sürüklediği, suç örgütü liderlerinin açıklamalarını Hükûmetin başı önde dinlediği ortamda yargı düzenlemesinin ihtiyaçlara cevap vermeyeceği aşikârdır. Ülkemiz çaresiz değildir; yazlık saray, kışlık saray, otomobil filosu, uçak filosu, yüzen saray Türkiye'nin derdine çare olmamıştır. Hakkı, halkımızın ihtiyacı iştir, aştır, yolsuzlukla mücadeledir, adalettir, huzurdur; öncelikle yapılması gereken seçimin yenilenmesidir, bunun sonunda yüce milletimizin İYİ Parti yönetimiyle tanışmasıdır ve bunlar sonunda adalet olur, geçim olur, kalkınma olur, rahatlık olur.

Gazi Meclisi saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti sıralarından alkışlar)