| Konu: | Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle |
| Yasama Yılı: | 4 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.07.2021 |
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Genel Kurulu saygıyla selamlarım.
Evet, konumuz adalet ve maalesef rezaletlerin diz boyu olduğu, kokuşmuşluğun çok üst düzeyde yaşandığı bu ak düzende biz adaletten ve yargı reformundan bahsediyoruz. Çok üzülüyorum, ciddi manada çok üzülüyorum, özellikle AK PARTİ içinde çok değer verdiğim kıymetli siyasetçilerin, milletvekillerinin bu ters düzene itiraz edememesine üzülüyorum. Sizlerden ricam, seçimleri beklemeden, çok geç olmadan bu düzene, bu hukuksuzluklara, bu adaletsizliklere ve devletimizi uçuruma götüren bu düzene lütfen itiraz ediniz.
Ayrıca, buradan, çok kıymetli, Erzurumlu kardeşim Burak'a da selamlar olsun. Tek suçu muhalefet siyasetçilerinin sosyal medya mesajlarını beğenmek olan bu kardeşimiz, bir kamu kuruluşunda, çalıştığı kamu kuruluşunda terfi edemedi. Burak ve Burak gibi Türkiye'nin dört bir yanındaki nepotizmden, adam kayırmacılıktan muzdarip bu kardeşlerimize buradan selam olsun. Lütfen sabrediniz ve ülkenizden umudunuzu kesmeyiniz.
Kamuoyuna dördüncü yargı paketi olarak duyurulan görüştüğümüz kanun teklifi, Adalet Bakanlığı tarafından düzenlenen Yargı Reformu Strateji Belgesi ve Sayın Cumhurbaşkanı tarafından açıklanan İnsan Hakları Eylem Planı temel alınarak hazırlanmış. Hazırlık sürecinde çeşitli kurumların, sivil toplum örgütlerinin katkıda bulundukları ifade ediliyor. Paket, aslında, reform niteliğinden oldukça uzak. Hukuk, adalet ve yargıda yaşanan devasa sorunlar, insan hakkı ihlalleri görmezden gelinmiş. Teklif bu hâliyle 4 farklı kanunda değişiklik öngören torba kanun mahiyetinde.
27'nci Dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunda 3 defa yargı reform paketi, imar, vergi, trafik ve para cezaları aflarını içeren kanunlar görüşüldü. Bu kanunlar, ülkemizin var olan adalet ve hukuk problemlerini çözmediği gibi, geçici çözümlerle sorunların ertelenmesini sağladı. Bu bakımdan, yargıyla ilgili reform niteliğinde bir düzenleme saray bürokrasisi tarafından değil, Türkiye Büyük Millet Meclisi milletvekilleri tarafından sağlanmalıdır. Kanun teklifleri milletin menfaatleri doğrultusunda geleceği planlamak için görüşülmelidir. Demokrasilerde yasama faaliyetlerinin parlamentoya ait olduğunu unutmamalıyız.
İnsan hakları bireyin var olmasından kaynaklanan doğal kazanımlarını ifade eder. Bu kazanımların korunması ise hukuk devletinde olur; hukuk devleti de meşruiyetini evrensel nitelikteki bu değerlerin, temel hak ve özgürlüklerin korunmasından alır. Türkiye Cumhuriyeti'nin bir hukuk devleti olmasını istiyorsak temel hak ve özgürlükler daha etkin korunmalı; yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı geliştirilmeli; düzenlemeler hukuki güvenliği güçlendirmeli, adalete erişimi kolaylaştırmalı; makul sürede yargılanma hakkı gözetilmeli, yargıya güven artırılmalı ve insan odaklı hizmet anlayışı ana ilke olarak kabul edilmeli. Yargı Reformu Strateji Belgesi ve İnsan Hakları Eylem Planı'nda dile getirilen sorunların temelinde Anayasa ve kanunlara uyulmaması bulunuyor. Yaşanan büyük sorunların kökten çözülebilmesi ve adalete güvenin artırılabilmesi ancak yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanmasıyla gerçekleştirilebilir.
Teklifte "reform" diye getirilen hükümler aslında olması gerekenlerdir. AK PARTİ iktidarı normali reform olarak sunacak kadar adalet bilincinden uzaklaşmıştır. Yakın geçmişte de yargılamanın hızlandırılması amacıyla "reform" adı altında düzenlemeler kanunlaşmış, sorunların çözümü maalesef mümkün olamamıştır. Sadece bu kanunun özelinde bile elde edilmiş bu kadar olumsuz tecrübeye rağmen, hâlâ kanun değişikliğiyle yargılama sürelerinin hızlanabileceği anlayışı aslında yargımızın içinde bulunduğu temel sorunu gözler önüne seriyor. Bağımsız ve tarafsız yargı tesis edilmeden, yargıya olan güven sağlanmadan, temel hak ve özgürlükler korunmadan, yapısal konularda sorunlar çözüme kavuşturulmadan yapılan kısmi düzenlemeler yargılamayı hızlandırmayacak ve diğer konularda yaşanan sorunları gideremeyecektir. Sorun, AK PARTİ'nin baskıcı, hukuk tanımaz zihniyetidir aslında.
Toplumumuzun yüzde 82'si yargıya güvenmiyor. Cumhuriyet tarihimiz boyunca yargıya güvenin bu kadar az olduğu bir dönem hiç olmamıştı. AK PARTİ'li şahsiyetlerin maddi manevi haklarının korunmasında, kriminal dokunulmazlıklarında yargı çok açık bir şekilde araç olarak menfaatlerine kullanılıyor. Devletin temeli olan adalete güven derinden sarsılıyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Tamamlayalım lütfen, buyurun.
MUHAMMET NACİ CİNİSLİ (Devamla) - Teşekkür ederim.
Siyasi iktidar tarafından yargı yoluyla yapılan müdahaleler, yargının güven kaybetmesi ve partilileşmesi, uzun tutukluluk sürelerinin cezaya dönüşmesi, adil yargılanmanın önünü açacak düzenlemelerin yapılamaması ülkemizde yargının temel sorunları. Öncelikle yapılması gereken "adalet"i yalnızca isminde taşıyan Adalet ve Kalkınma Partisinin yargı üzerindeki tahakkümünün sonlandırılmasıdır. Hâkimler ve Savcılar Kurulu siyasetten, AK PARTİ'den bağımsız bir yapıya dönüştürülmelidir.
Bizim İYİ Parti olarak davamız hakkın güce galip gelmesidir, gücün hakka olan üstünlüğüne ve meydan okumasına "Dur!" demektir.
Sözlerimin sonunda, yapılması gerekli esas düzenlemelerin hukukun üstün, yargının bağımsız ve adaletin herkes için olduğu bir Türkiye olması gerektiğini ifade ederim. AK PARTİ'nin iktidarda kalan bu son zamanlarında hiç olmazsa adalet bilincine kavuşmasını diler, Genel Kurulumuzu saygıyla selamlarım. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)