GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Hayvanları Koruma Kanunu ile Türk Ceza Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:101
Tarih:08.07.2021

MHP GRUBU ADINA TAMER OSMANAĞAOĞLU (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygı ve muhabbetlerimle selamlıyorum.

Beşeriyetimizin binlerce yıllık mazisinin her aşamasında var olan, kimi zaman insanoğlunun can yoldaşı, kimi zaman dert ortağı olan hayvanlarımızın yok sayılmasının, haklarının görmezden gelinmesinin "Ben de insanım." diyen hiç kimseye yakışmayacağı ortadadır. Hayvan haklarının bu kutlu çatının altında yasal olarak teminat altına alınması Türk-İslam medeniyetinin binlerce yıllık derin köklerine karşı vazifelerimiz arasındadır. Türk milleti Allah'a yakarmak için inşa ettiği camilerin duvarına kuş evleri inşa edip onların barınmasını sağlayacak kadar nahif bir düşüncenin mirasçısıdır. Ecdadımız, sadece şehirleşme medeniyetini değil, gündelik hayatlarını da bu özen, sevecenlik ve merhamet üzerine inşa etmiştir. Topkapı Sarayı'nda artan karıncalara karşı tedbir alınmasına dair Kanuni Sultan Süleyman'ın Şeyhülislam Ebussuud Efendi'den aldığı cevap bunun ispatıdır. Koca cihan padişahına karşı çıkan Ebussuud karıncaların canına kastetmenin yanlışlığını işaret ederek "Yarın Hakk'ın divanına varınca, Süleyman'dan hakkın alır karınca." diye cevap vermiştir.

Milliyetçi Hareket Partisi olarak Türkiye Büyük Millet Meclisinin 26'ncı Döneminde hayvan haklarının düzenlenmesi, hayvanlara karşı işlenen suçların Türk Ceza Kanunu kapsamında yer alarak müsebbiplerinin cezalandırılmasını sağlayan bir kanun çalışmasının yapılması ile 27'nci Dönemin hemen başında liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin bu kanunun revize edilmesini ve daha kapsamlı bir hâle getirilmesini amaçlayan yeni bir çalışmanın yapılması çağrısının, 25/7/2018 tarihinde ortaya çıkan teklifin Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmasının şüphesiz ki bugünlere gelinmesinde çok büyük katkıları olmuştur. Tabii ki ortak payda olan hayvanlarımızın haklarının korunması ve can güvenliklerinin sağlanması konusunda bu kutlu çatı altında çalışma gerçekleştiren milletvekillerimizin ve bütün birikimleriyle sürecin olgunlaşmasına katkı sunan STK'lerimizin ve hayvanseverlerimizin katkısı tartışmasız büyüktür. Bu sebeple, bu kanunun bugünlere gelmesinde emeği geçen herkese, bütün paydaşlara teşekkürlerimi sunuyorum.

Diğer yandan, 5199 sayılı Kanun'un mevcut hâlinin yetersiz olması, hayvanların bir meta olarak görülmesi, sahipsiz hayvanların ise bir mal olarak dahi görülmeyerek varlıklarının bile inkâr ediliyor olması, hayvanlara karşı işlenen suçların bir cezasının olmaması, hayvanların doğal ortamlardan uzak, normal yaşamlarına aykırı olarak âdeta hapsedilmesi, popülasyon sorumluluğunun bir neticesi olarak artması ve bu artışın yaşam hakkı gasbedilmeden kontrol altına alınması gerektiği, sahipsiz hayvanlarımızın tedavilerinin olması gerektiği şekliyle gerçekleştirilemiyor olması, hayvanların korunması, hayvan sevgisi ve yaşam hakkına saygı duyulması için eğitime yönelik programların eksikliği, böylesine önemli bir düzenlemenin ne büyük bir ihtiyaç olduğunu gözler önüne sermektedir.

Sayın Başkan, kıymetli milletvekilleri; şüphesiz, her geçen gün bir yenisine şahitlik ettiğimiz hayvanlara yönelik canilikler, işkenceler uykularımızı kaçırmakta, hepimizi dehşete düşürmektedir. Hâlbuki gizlendiği yerden çıkarılıp canlı canlı yakılarak feryadına birkaç cansız tarafından gülünen kedinin o feryadı imdat çığlığıdır. Araç arkasına bağlanıp sürüklenerek öldürülen köpeğin yürek sızlatan hâli insanlığın ağlaması hâlinin ta kendisidir. Kırbaçlarla, sopalarla şiddet uygulanarak doğal hayatlarından koparılıp işkence kültürünün bir parçası yapılmaya çalışılan hayvanların bakışları, erdemli olanın kim olduğunu hepimize gösteren ibretlik bakışlardır.

Bilinmelidir ki merhameti, sevgiyi, sadakati, şefkati kuruyan yüreklerde bile tekrar yeşertenler can dostlarımızdır. Onların korunması ve yaşatılması için lazım gelen kaynak tarihimizde, kültürümüzün kodlarında, inancımızın tam kalbinde saklıdır. İşte, bu kaynağın adı sevgidir. Sevmeyi bilmek, merhamet etmek, şefkat göstermek göründüğü kadar da zor değildir; çünkü biz, atı kanadı olarak gören, hayvanların tedavisi için vakıflar kuran, havadaki leyleğin kanadının tedavisi için dahi klinikler tesis eden, hamuru aşk, harcı sevgi olan Türk milletinin mensuplarıyız; çünkü biz, Uhud Seferi'nde ordunun önüne yavrularını emziren bir kedi çıktığı için ordunun yönünü değiştiren bir Peygamber'in ümmetiyiz; çünkü biz "Yeryüzünde yürüyen bütün hayvanlar ve kanatlarıyla uçan bütün kuşlar da ancak sizin gibi birer ümmettir." diyen Allah'ın kullarıyız.

Elbette hiçbir ceza, hiçbir kanun, hiçbir kural tek başına hayvanlara karşı işlenen cezaların azalması için yeterli olmayacaktır. Bu sebeple, hayvanların korunması ve refahı için eğitim araçları ile platformlarının kullanılacak olması da sevindiricidir. Ayrıca medyanın sürece sunacağı katkı büyük önem arz etmektedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bu bir başlangıçtır. Elbette ihtiyaca göre yeni düzenlemeler gelecekte de yapılacak, ortaya çıkan olumsuzluklar bu yüce çatı altında yapılacak çalışmalarla giderilecektir ama ortada gerçek olan bir şey var ki o da artık hiçbir hayvan sahipsiz değildir. Liderimiz Sayın Devlet Bahçeli'nin de ifade ettikleri gibi, Allah'ın her yarattığını aziz bilen bir inancın mensupları hayvan katillerini affetmeyecektir. Ha bir köpek yavrusunu kesmişler ha bir emzikli bebeyi katletmişler; mana ve muhteva olarak hiçbir fark yoktur.

Kanunun hayırlara vesile olmasını diliyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (MHP ve AK PARTİ sıralarından alkışlar)