GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:102
Tarih:13.07.2021

YASİN ÖZTÜRK (Denizli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin aleyhine şahsım adına söz almış bulunmaktayım, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.

AK PARTİ'sinin kanun teklifini hazırlayan ekibini defalarca tebrik ettim, yine ediyorum; gerekçeli metinleri çok başarılı. Bazen şüpheye düşmüyor değilim, acaba kanun teklifine yönelik eleştirilerimi ortaya koyarken haksızlık mı yapıyorum diye. Kanun teklifi başta turizm sektörünü geliştirmek, yabancı sermayenin ülkemize gelmesini sağlamak, yerli yatırımcılarımızın sunduğu hizmet kalitesini artırmak, yeni istihdam sahaları açmak ve ülke ekonomisine katma değer yaratmak gibi hepimizin sonuna kadar arkasında duracağı gerekçelerle hazırlanmış; amenna ama her zamanki gibi, maddelere geçilince gerçek maksat hasıl oluyor, niyetler maddeler içinde görülüyor. Teklifte, turizmi teşvik edici herhangi bir düzenleme yapılmadığı gibi, mevcut işletmelerin sürdürülebilirliğini engelleyecek, üstelik de kriz döneminde kiralama, tahsis, harç ve cezalar gibi ilave maddi yükümlülükler getiriliyor. Yani gerekçe sadece işin makyaj kısmı ve ne yazık ki ülkemiz makyajla süslenmiş bu görüntünün hayaliyle kandırılıyor. AK PARTİ'si "Ülkemizin çeşitli bölgelerinde turizmi geliştireceğiz." diye söylemde mi bulunmuş? Hemen rant ve talan ekonomisi devreye girmiş; sahillerimiz, orman alanlarımız, mera ve otlaklarımız, akarsu ve iç sularımız, eşsiz güzellikteki tabiat varlıklarımız, mesire alanlarımız katledilmiş; Kültür ve Turizm Bakanlığının yetki alanları genişletilmiş, bu uygulama yandaş şirketlere tahsis veya hibe yoluyla devredilen alanların tahribatına yol açmış; "Doğa turizmini geliştireceğiz." denilmiş, turizmi bırakın, enerji ve maden yatırmalarına verilen izinler yüzünden doğa bırakılmamış, tabiat rant uğruna katledilmiş.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde turizm ve turist denilince akla nedense yabancı müşteriler geliyor, bütün hesaplamalar yurt dışı kaynaklı gelecek turistler üzerinden yapılıyor. Oysaki, bizim ayrıca bir iç turistimiz var, bir de tatil yapma imkânı olmayan ama ihtiyacı olan vatandaşlarımız; mesela memurlarımız, mesela asgari ücretle çalışanlarımız, mesela emeklilerimiz. Beş yıldızlı otelleri, tatil köylerini geçtik, pansiyonlarda, apart otellerde çekirdek ailesiyle birlikte en azından bir hafta tatil yapabilmek bu insanların da hakkı ancak ne yazık ki değil otelde kalmak, otele varabilmek için ulaşım parasını denkleştirebilmek bile bu kesimler için, memurlarımız için, asgari ücretlilerimiz için, emeklilerimiz için artık bir lüks, bir hayal oldu. Geçmiş iktidarlar memurların aileleriyle birlikte tatil yapabilmesi için eğitim kampları, sosyal tesisler inşa etmişler. Peki, AK PARTİ'si ne yaptı? Hazinedeki her sıkışıklıkta kamunun elinde bulunan lojmanları, eğitim kamplarını ve sosyal tesisleri satışa çıkardı. Buraları kimler aldı, kimlere peşkeş çekildi, o ayrı ve üzerinde uzun uzun söz alınması gereken bir konu. Hazine yine sıkışık, tamtakır kuru bakır. Nereden anlıyoruz? Cumhurbaşkanımızın aldığı kararlardan. Birincisi, tasarruf tedbirleri kapsamında memurların kullanımına sunulmak üzere lojman, sosyal tesis, kamp yapılmayacak. İkincisi, kamu kurumlarına ait çoğu Ege ve Akdeniz sahillerindeki yüzlerce dönüm arazi üzerinde kurulu eğitim kampı ve sosyal tesis de Cumhurbaşkanının kararıyla özelleştirilecek yani satılacak. Bu tesislerin arasında gazilerin ve şehit yakınlarının da sıkça kullandığı Jandarmaya ait Antalya Manavgat'ta denize sıfır askerî tesisler var. Şehit yakınını, gazisini düşünmeyen devlet memurunun tatilini mi düşünür? Söze gelince şehit yakınlarımız, gazilerimiz baş tacı. Devlet memurumuz da fedakârdır, az maaşla yetinmeyi bilir, sesini çıkarmaz. Cumhurbaşkanı da Emekli Sandığına tabi bir kamu görevlisi hem de 1'inci sırada şahsı geliyor. Kendi gazisine, kendi astına tatil hakkını tanımazken Marmaris Okluk Koyu'nda binlerce ağacı kestirerek, hazineden milyarlarca lira aktararak yüzlerce odalık dinlenme sarayı yaptırınca milletin de memurun da zoruna gidiyor

Değerli milletvekilleri, bir de malum, Turizm Bakanımız var.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

YASİN ÖZTÜRK (Devamla) - Hani, yeni sistemde sektörü ve sorunları bildiği için, duayen kabul edildiği için Meclis dışından atanan Turizm Bakanımız var ya, bu konuda ülke turizminin hedeflerine değil ama kendi hedeflerine katkısı tartışılmaz. Sayın Bakanın sahip olduğu Ersoy Otelcilik Bodrum Hilton Türkbükü'nü satın aldı. Satış nasıl oldu? Aslında Bakan Bey'in şirketi doğrudan oteli satın almadı. Şirket Azerbaycan merkezli ISR Holdinge bağlı ISR Turizmi satın aldı. Otel de şirketin olunca Hilton Türkbükü, Sayın Bakanın şirketi Ersoy Otelcilike geçti. Rekabet Kurumu da satın almaya yönelik başvuruya bir çırpıda izin verince işlem tamamlandı. Merkezi Antalya olan Ersoy Otelcilik bu satın almayla birlikte otel sayısını 3'e çıkardı. Hâlâ Voyage Otel Belek ve Maxx Royal Kemer otelleriyle beraber hizmet veren şirket Hiltonla Bodrum'u da faaliyet alanına geçirmiş oldu. Bakan Bey turizm yatırımlarından para kazanma işini iyi biliyor, keşke bu tecrübesini ülke turizmine de katkı vererek yapabilse.

Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (İYİ Parti ve CHP sıralarından alkışlar)