GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: Turizmi Teşvik Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi münasebetiyle
Yasama Yılı:4
Birleşim:103
Tarih:14.07.2021

DİLŞAT CANBAZ KAYA (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; evet, birçok konu var, nereden başlayalım diye ben de bakıyorum çünkü bu ülkede çok fazla gündem değişiyor ama bazı saldırılar var, ırkçı saldırılar var, nefret dili var, kutuplaştırıcı diller var; biraz buralardan bahsetmek istiyorum.

İktidarları boyunca bu ülkeyi kadınlar, çocuklar, emekçiler ve LGBTİ'liler için bir cehenneme çeviren iktidar ve ortakları, bu politikalarıyla nefreti, ayrıştırmayı ve kutuplaştırmayı besliyor. İktidarın medyası kin, nefret, öfke kusan haber dilleriyle her gün toplumun farklı bir kesimini hedef gösteriyor. Geçen hafta A Haber tarafından İstanbul Tarlabaşı Toplum Merkezinin çalışmaları hedef gösterildi. İktidar medyası ve sosyal medya trolleri tarafından, Tarlabaşı Toplum Merkezinde çalışan sosyolog, psikolog ve sosyal hizmet uzmanı meslek üyeleri sistemli şekilde açıktan hedef gösterilmiştir. Yine, Kaos GL yaptığı açıklamada, Akit, Milat ve Aydınlık gazetelerinin sistemli şekilde LGBTİ+ kurumlarının faaliyetlerini hedef gösterdiğini ifade etmiştir. Şimdi, gazetecilik faaliyetiyle bağdaşmayan ve tetikçilere açıkça hedef gösteren bu yayımcılık durdurulmalıdır. İktidar, LGBTİ'lilerin demokratik faaliyetlerinin güvence altına alınmasından da sorumludur, yükümlüdür.

Irkçı saldırılar artık hiç gündemimizden düşmüyor, iktidar tarafından sistemli bir şekilde bu ırkçı siyaset palazlanıyor. Bunun yansıması olarak her gün bir yerden ırkçıların saldırı haberlerini alıyoruz. Birkaç örnek vereceğim ki yakın zamanda bütün sosyal medyada da yayınlandı. Konya'da yaşayan Kürt bir aile "Biz ülkücüyüz, sizi burada yaşatmayacağız." diyen 60 kişilik ırkçı grubun saldırısına uğradı. Peki, aile saldırıya uğrarken yargı ne yaptı? İlk duruşmada 2 kişi hariç herkesi serbest bırakarak bir de üstüne saldırganlara koruma kararı aldırdı. Yani yanlış duymadınız, saldırganlara, karşı tarafa -aileye değil- koruma verildi. Nedenini, niçinini anlamış değiliz biz de.

Bir de yakın zamanda yani iki gün önce, İstanbul HDP Avcılar İlçe Eş Başkanımız Şemsettin Duman'ın evine silahlı bir saldırı gerçekleştirildi. Bir hafta önce kendisini polis olarak tanıtan, kimliklerini hızlıca gösterip "Aşağıda dosyanız var." diyerek çağırılan Eş Başkan Duman gitmediğini ve karakolda değil öyle tenhada, araba içlerinde görüşme yapmak istenildiği İlçe Eş Başkanımızın evi, bu görüşmeyi reddettikten kısa bir süre sonra kimliği belirsiz kişiler tarafından kurşunlandı.

Bugün, bu sabah, yine, hepiniz de biliyorsunuz, HDP Marmaris ilçe örgütümüz silahlı saldırıya uğradı. Bu ırkçı saldırılar, bu nefret dili, bu kutuplaştırıcı dil aslında örgütlü bir dil yani en üstten en alta kadar. Bugün Konya'daki bir aileye, sıradan bir Kürt ailesine, işte ilçe eş başkanımıza, parti binalarımıza saldırılar tesadüfi değil yani sıradan bir vaka değil. Psikolojisi bozukmuş, münferit bir olaymış; bunların hiçbirini kabul etmiyoruz, etmeyeceğimizi tekrar ifade edelim çünkü bunlar çok sistemli şekilde artarak devam ediyor. Eğer bu ırkçı gruplara karşı ciddi tedbirler alınmazsa, yarın doğacak daha büyük saldırılarda iktidar doğrudan sorumlu olacaktır bu saldırıların kendisinden.

Sadece bizlere değil, emekçilere saldırılar var, işçilere saldırılar var. Her dönem patronların yanında, ardında durmanız bizi şaşırtmıyor. İşçileri, emekçileri aylarca, yıllarca; kışın ayazında, yazın sıcağında sokakta direnmeye mecbur bırakıyorsunuz. Her işçi direnişinin karşısına polisi, jandarmayı dikip alın terinin karşılığını isteyen emekçileri tartaklıyorsunuz.

Geçen hafta, biliyorsunuz, maden işçisi Tahir Çetin'i ve maden işçisi Ali Faik İnter'i bir trafik kazasında kaybettik; çok üzgünüz, öfkeliyiz. Buradan işçi sınıfının başı sağ olsun diyoruz bizler de

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Buyurunuz efendim.

DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - Yıllardır emeklerinin karşılığını, fazlasını değil, sadece çalıştıklarını, emek verdiklerinin karşılığını alabilmek için direniyorlardı. Bugün maden işçilerinin sorunlarını çözmek ve kulak vermek yerine hakaretler, tehditler savurarak, polise ve jandarmaya dövdürerek onlara karşılık verildi. Tahir'in ve Ali Faik'in ahı AKP iktidarındadır diyorum.

Biliyorsunuz, tütün işçileri vardı, 10 kişi tutuklandı. Yani her gün gözaltılarla, tutuklamalarla saldırılarla karşı karşıyayız. İşçilerin, emekçilerin yaşama hakkının olmadığı bir yerdeyiz, bir ülkedeyiz, bir coğrafyadayız.

Çok kısa olarak son konuşmamı Pegasus işçileriyle ilgili söylemek istiyorum. Pegasus Hava Yolları'nda 40'a yakın çalışan sendikalaştıkları için işten atıldı. Sendikaya üye olmak işten atılma gerekçesi oldu artık. Aynı şirkete, işten atılmalar sonrası hemen yeni işçi alımının olduğu görülüyor yani iktidar örgütlü bir toplum istemiyor, örgütlü bir işçi istemiyor.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - Başkanım, çok kısa, hemen tamamlayacağım.

BAŞKAN - Buyurunuz.

DİLŞAT CANBAZ KAYA (Devamla) - Bugün Pegasusta NAKLİYAT-İŞ üyesi olan işçiler bir an önce işlerine geri dönmeli ve hava yolu iş kolunda sendikalaşmanın önündeki engeller kaldırılmalıdır diyorum. (HDP sıralarından alkışlar)

Teşekkürler Başkanım.